حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Britanya
Medya Bürosu
No: BR-BA-2020-MB-TR-12 |
H. 17 Şevvâl 1441 M. Pazartesi, 08 Haziran 2020 |
Irkçılık, Laik Kapitalist İdeolojisinden Neşvünema Ediyor
Hayal kırıklıklarını dile getiren ve dünyaya artık sistematik ırkçı baskıya tahammül edemediklerini söyleyen protestocuların sayısı gittikçe artıyor. Amerikan toplumunun tiksindirici ırkçılığı bir kez daha kendini gösterdi, hatta İngiltere’deki gizli sistematik ırkçılık bile masaya yatırıldı.
Polis vahşeti, ekonomik duruş, istihdam ve hatta sağlık istatistikleri, Amerika, Avrupa ve İngiltere’de içsel eşitsizlikler olduğunu, öncelikle etnik temelli bölünmeler yaşandığını gösteriyor. Gerçekten de, Korona virüsü pandemisine daha çok etnik azınlıklar maruz kaldı. Kimisi kurbanı oldu kimisi de toplumun işleyişini sürdürmek için enfeksiyon riskiyle karşı karşıya kaldı.
George Floyd’un açık cinayetinden sonra benzer cinayetlerin arka planına ve adaletin yokluğuna karşı insanların vandallık çıkaracak kadar öfkeli olması sürpriz değil. Ya öfkelerini dile getirdiler ya da basitçe toplumun geri kalanının dayattığı yoksulluğun hafifletilmesi çağrısında bulundular.
Yüzlerce yıldır Amerika ve kapitalist Batı ülkelerindeki güçlü seçkinler, düşük ya da alt sınıf olarak gördükleri kişileri sömürüyor, ayrımcılık yapıyorlar. İnsanların geri kalanına alt sınıfa neden bu şekilde muamele ettiklerini haklı çıkarmak için bahaneler üretiyorlar. Irk üstünlüğü, böyle bir fikirdi. Avrupalılar, Afrika köle ticaretini haklı çıkarmak için icat etmişlerdi. Kapitalistler, her zaman emeği sömürmeyi amaçladılar. Oysa beyaz çoğunluk Avrupalılar ve Amerikalılar, teorilerine göre kapitalist elitin, daha doğrusu biraz daha üst sınıfın işçi sınıfını sömürdüğü gerçeğinden dikkatleri dağıtmak için ırkçı fikirlere sarılıyorlar.
İslam, her zaman bu küstahlığı kınamıştır. Kur’an, İblisin Âdem’i küçümsemesini, bu nedenle kovulmasını anlatır. Diğer dinler ve ahlaki felsefeler de ırkçılığı ve taraftarlarındaki üstünlük kompleksini kınamış, büyük ölçüde dışlamıştır. Yine de hâlâ derinlerde bir yerde birçok destekçisi var. Son zamanlarda ırkçılık yine popülerlik kazanmaya başladı. Zira popülist liderler, kapitalist ekonomilerin yaşattığı hayal kırıklığından istifade ettiler, iktidarda kalmaları uğruna milliyetçiliği ve üvey kardeşi iğrenç ırkçılığı körüklediler.
Trump ve Avrupa çapında onun gibi popülist liderler, tabanlarını harekete geçirmek ve baskılarından uzaklaştırmak için günah keçisi azınlık grupların kolay bir lokma olduğunu biliyorlar. Dolayısıyla toplum, gerçekte düşük statülerine rağmen popülistin sığ destekçileri ile ezik azınlık arasında açıkça bölünmüş durumda. Popülist liderlerin nefret dolu söylemleri, konuşmaları ve eylemleri de bu parçalanmışlığı körüklüyor. Kapitalist elit, bütün bunlardan etkilenmez. Sömürülmeye izin verdikleri sürece sömürülen işçi sınıfının kim olduğu gerçekten umurlarında değil.
Sömürü ve baskı kuşakları üzerindeki öfkeyi bastırmak için beyaz ayrıcalıklı kapitalistlerin sembollerine zarar vermek anlaşılabilir bir tepkidir. Bununla birlikte kapitalistler, onun zaman zaman havası alınması gereken bir supap olduğunun farkındalar. Ezilen toplulukların kapitalist sisteme uyarlamalarını sağlayabilmek için protestoların hatta Vandalizm’in kullanılmasına izin verirler. İktidarda ve toplum içinde bazı rollerde ayarlamalar yaparlar. Fakat nihayetinde kapitalist seçkinler ve yozlaşmış sistemleri, yenilenmiş bir enerjiyle herkesi sömürmeye devam eder.
Çoğu protestocuların amacı, seslerini duyurmak, karşı koymak, sayılmak ve devletin kendilerini dinlemesini sağlamaktır ki böylece bazı acılarını hafifletici değişiklikler yapılabilsin. Toplumdaki büyük dengesizliği gidermek için kısa vadeli bile olsa kesinlikle değişiklikler yapılmalıdır. Ancak protestolar, nadiren sembolik hareketlerden daha fazlasını elde ederler. Gerçekte sömürü ve baskıyı özünde barındıran sistemde hiçbir değişiklik gerçekleşmez.
Kapitalist sistem, allem edip kallem edip insanları sömürür. Laik temeli, herkesi bu gücün doğru olduğuna, çoğunluğun arzusunun azınlığınkine baskın geldiğine inandırır. Sürdürülebilirlik için kapitalist seçkinler, çoğunluk alt sınıf işçileri ellerinde tutabilmek için zenginliklerinin bir bölümünü ayrıcalıklı orta sınıfla paylaşırlar. Her türlü bahanelerle eşitsizliği ve fırsatçılığı haklı gösterirler.
Temeli laik olan kapitalist ideoloji, izin verildiği sürece insanları ezmeye ve sömürmeye devam edecektir. Ayrıcalıklı orta sınıfların bazıları, hastalıklı statülerinden suçluluk duyup alt basamaktaki insanlardan bağışlanma isterlerse, hatta zenginliklerinin bir kısmını ve iktidarı paylaşsalar bile bu, sonuçta baskıyı sona erdirmeyecektir. Çünkü baskıcı sistem hâlâ devam ediyor. Baskı sadece diğer insanlara, belki de denizaşırı ülkelere kayacak ve bu yüzden hastalıklı döngü devam edecektir.
İngiltere’deki Müslümanlar, Batıda sistematik ırkçılığın nedenleri ve dünyaya yönelik İslam’ın çözümleri hakkında farkındalığa sahip olmalıdır. Ortaya çıktığında ırkçılığın tezahürlerini açığa vurmak övgüye değer bir eylemdir. Ancak sadece bu sınırda durmamalıyız. Irkçılığın kökü daha derinlerde olduğu sürece pasını temizlemeye ve açığa çıkarmaya çalışmalıyız.
Doğrusu İslam, ırkçılığı, milliyetçiliği, tüm renk ve etnik ayrımcılığı kınar; ancak bu hedef, pratiğe dökülmediği sürece teorikte kalacaktır. İslam da ırkçılığı önlemenin bir yolu var: Nübüvvet metodu üzere Hilafet. Hilafet, ekonomi, yargı, sosyal ve eğitim sistemleri ile ilgili pratik hükümleri uygulayacak, bir sınıfın diğer sınıfı istismarına müsaade etmeyecek, insanlar arasındaki sınıf ayrımını tanımayacak, popülist liderlerin halkı kutuplaştırmasına ve politize etmesine izin vermeyecektir.
يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّا خَلَقْنَاكُم مِّن ذَكَرٍ وَأُنثَى وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوبًا وَقَبَائِلَ لِتَعَارَفُوا إِنَّ أَكْرَمَكُمْ عِندَ اللَّهِ أَتْقَاكُمْ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ خَبِيراً “Ey insanlar! Doğrusu Biz sizleri bir erkekle bir dişiden yarattık. Sizi milletler ve kabileler haline koyduk ki birbirinizi kolayca tanıyasınız. Şüphesiz, Allah katında en değerliniz, O’na karşı gelmekten en çok sakınanızdır. Allah bilendir, haberdardır.”[Hucurat 13]
Yahya Nisbet
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Britanya
Medya Temsilcisi
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Britanya Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: (+44) 070 74 – 19 24 00 www.hizb.org.uk |
E-Mail: media@hizb-ut-tahrir.info / press@hizb.org.uk |