حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)
Medya Bürosu
No: FL-BA-2020-MB-TR-10 |
H. 24 Zilhicce 1441 M. Cuma, 14 Ağustos 2020 |
Mübarek Toprağın Kurtuluş Tarihinde BAE’nin Normalleşmesi, Hain Yöneticilerin Sayfalarına Eklenen Kara Bir Lekedir!
Yahudi varlığı Başbakanı Benjamin Netanyahu, Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed Al Nahyan ve ABD Başkanı Donald Trump adına yapılan ortak açıklamaya göre BAE ve Yahudi varlığı arasındaki ilişkileri tamamen normalleştirmek için anlaşmaya varıldı. Bin Zayed, Trump ve Netanyahu ile yaptığı görüşmede, ikili ilişkilerin tesisi için ortak bir yol haritası belirleme konusunda anlaşmaya varıldığını söyledi. Anlaşma uyarınca iki ülke, karşılıklı elçiliklerini açacaklar, güvenlik, eğitim ve sağlık dâhil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliği yapacaklar. Yahudi varlığı Başbakanını anlaşmayı tarihi bir adım olarak değerlendirdi. Netanyahu, BAE’nin Yahudi varlığında büyük miktarlarda yatırım yapacağını, anlaşmanın ilhak planını iptal etmeyeceğini söyledi. Netanyahu, ilhak planının ABD ile tam koordineli bir şekilde devam edeceğine vurgu yaparak, ilhak planında herhangi bir değişiklik olmadığı ifadesini kullandı.
Bu yeni ihanet anlaşması, İslam ümmetine musallat olan yöneticilerin statüsünü yansıtıyor. Müslümanların diğer yöneticileri gibi BAE yöneticileri de, İslam ümmeti düşmanlarının elindeki ucuz değersiz aparatlardır. Verilen talimatı tereddüt etmeden ve utanmadan yerine getirirler. Telefon görüşmesi ile BAE yöneticileri, resmen Yahudi varlığı ile açıktan normalleşmede bulunanlar kulübüne üye olmuş oldular. Utanmadan mübarek toprak üzerinde Yahudi varlığını tanıyanlar zümresine katıldılar. Sanki Yahudi varlığı, ilk kıbleyi, üçüncü Haremeyn’i ve Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in İsra’sını işgal etmemiş gibi küstahlıkla ve kasıla kasıla Yahudi varlığı ile ilişkilerini normalleştirme sürecine girdiler!
Aşağılık BAE yöneticileri, zevahiri kurtaramadılar. Zira yeni müttefikleri Yahudi varlığı Başbakanı, ilhak planına bağlı kalacaklarını, plandan vazgeçmeyeceklerini, ilhakın hala hükümetin gündeminde olduğunu açıklayarak onların zevahirini afişe etti. Bu açıklama ile Yahudi varlığı, BAE yöneticilerinin ilhak ve Batı Şeria üzerindeki egemenliğin genişletilmesinin askıya alınması çürük bahanelerini hızla açığa düşürdü! Dinine ihanet eden herkesin kaderi, dünyada rezil rüsva olmaktır. Ahiret azabı ise daha şiddetli ve daha rezalettir.
Müslümanların yöneticilerin hainlikleri aynıdır. Açıktan normalleşmede bulunanlar, ilişki kuranlar, iki devletli çözüm çağrısı yapanlar, mübarek toprak sorununun çözümü için uluslararası meşruiyeti ve Birleşmiş Milletler kararlarını esas alanlar arasında hiçbir fark yoktur. Yöneticiler ve Filistin yönetiminin çağrıda bulunduğu iki devletli çözüm ya da Arap ihanet girişimi veya Birleşmiş Milletler kararları, aynı sonuçlara götürür. İhanettir, peşkeş çekmektir, cılız devletçik karşılığında mübarek topraktan ödün vermektir, Yahudi varlığını koruma işlevi görmektir, Filistin halkına işkence etmektir. Gönüllü olarak göç etmeleri için onlara baskı yapmaktır ya da kültürel boyunduruk altına almaktır. Yahudi varlığı önünde engel teşkil etmemelerini sağlamaktır. Tüm sömürgeci çözümlerin ortak hedefi, Yahudi varlığının gelecekte mübarek toprakta güvenli bir yaşam sürmesine olanak tanımaktır.
Bu suçu benimseyen lejyoner yöneticiler ya da medya organları aracılığıyla formalite icabı tepki vererek anlaşmayı ihanet olarak addedenler, aslında ihanette hem fikirdirler. Yahudi varlığının meşruiyetini tanımada mutabıktırlar. Kimi zaman gizlice kimi zaman da açıktan Yahudi varlığı ile işbirliği yaptılar, koordinasyon halindeler. Arap girişimi, Filistin’in küçücük bir kısmında cılız bir devlet kurulması karşılığında açıktan tamamen normalleşme önerisinde bulundu. Onların bu itirazı, Camp David anlaşmasını imzalayan Sedat’ın itirazına andırıyor. O zaman bu anlaşmayı ihanet olarak değerlendirmişler, ama çok geçmeden 67 sınırları üzerinde işgal varlığı ile barış yapılması, Filistin yönetimi ve yöneticilerin talebi haline gelmiştir. Bunu gerçekleştirme çalışması, mücadeleden ve sabitelere yapışmaktan sayılmıştır! Dolayısıyla hainlikte Sedat’ı kat be kat geçmişlerdir!
Müslümanların diğer yöneticileri gibi BAE hükümdarları da sadece kendilerinin temsilcisidirler. Batılı sömürgecilere ajanlıkları ile nefislerini şeytana satmışlardır. Ümmet, onlardan beridir. Kur’an ve İsra süresini yaşayan bu ümmet, Filistin’in kurtuluşunu mübarek toprak sorununun çözümünü olarak görüyor. Kahraman Selahaddin Hıttin’de Haçlıları yerle yeksan ettiğinde, ümmet bu şeri çözümü yaşamıştır. Ümmetin orduları harekete geçtiğinde, İslam bayrağını Kudüs surlarında, mübarek toprağın dört bir yanında dalgalandırmak için tekrar aslan gibi kükrediğinde, Yahudi varlığının sonsuza dek kökünü kazıdığında, ümmet, pratik olarak bu şeri çözümü bir kez daha yaşayacaktır.
Mübarek toprak meselesi, dünyadaki en büyük savaşlardan zaferle çıkan, Hıttin’de Haçlıları hezimete uğratan, Ayn Calut’ta Moğolları yerle yeksan eden köklü yüce ümmetin bir sorunudur. Ümmet, zafer elde etmek, mübarek toprak ve tüm ülkeyi geri almak için yeniden ayağa kalkacaktır. Mübarek toprak, Trump’ın ya da başka birinin elinde bir seçim kozu olarak kalmayacaktır. Bu seçim kartı ile Trump, BAE yöneticilerine Yahudi varlığı ile ilişkiler kurmasını emrederek hayali siyasi başarılar elde etmeyi umuyor. Şüphesiz mübarek toprak sorunu, Nübüvvet metodu üzere Hilafetin kurulması ile otoritesini geri almaya çalışan ümmetin bir sorunudur. Hilafet, Trump ve yandaşlarına şeytanların vesvesesini unutturacak, nüfuzunu ve Müslümanların yöneticilerinden hain uşaklarının kökünü kazıyacak, mübarek toprağı İslam ümmetinin kucağına iade edecektir.
Bu aleni ihanetlere ve Filistin sorununun vardığı duruma, mübarek toprağı kurtarmak, Yahudi varlığının, ümmete ve sorunlarına entrika kuran hain yöneticilerin kökünü kazımak için İslam ümmeti ordularının, komutanlarının ve subaylarının harekete geçmesi ile ancak yanıt verilecektir. Ümmetin düşmanlarının talimatları ile hareket eden, talimatlarını ustalıkla ve samimiyetle uygulayan, sanki Trump’ın seçim kampanyasının üyeleriymiş gibi o talimatlara çağıran yöneticilerin gölgesi altında İsra kurtarılamaz, ümmet kalkınamaz!
Ümmete sessiz kalmak yaraşmaz. Aksine ümmet, Müslümanların yaşamındaki bu olağanüstü dönemi sona erdirmek, Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet güneşinin doğuşu öncesinde karanlık bulutları gidermek için harekete geçilmesi çağrısında bulunmalıdır. Hilafet, ne Trump’tan ne de lejyoner yöneticilerden hiçbir eser ve emare bırakmayacaktır.
وَيَقُولُونَ مَتَى هُوَ قُلْ عَسَى أَن يَكُونَ قَرِيباً “Ne zamanmış o?” diyecekler. De ki: “Yakın olsa gerek!” [İsra 51]
Mübarek Toprağın Kurtuluş Tarihinde BAE’nin Normalleşmesi, Hain Yöneticilerin Sayfalarına Eklenen Kara Bir Lekedir!
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Mübarek Toprak (Filistin) Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 0598819100 www.pal-tahrir.info |
E-Mail: info@pal-tahrir.info |