Pazar, 22 Muharrem 1446 | 2024/07/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Hollanda
Medya Bürosu

No: HL–BA–2015–MB–TR–15 H. 03 Safer 1437
M. Cumartesi, 28 Kasım 2015

Fransa Saldırıları ve Müslümanlar Üzerindeki Etkileri

 Biz birkaç gün önce Fransa’nın başkenti Paris’te, sivillere yönelik yapılan saldırı ile sarsıldık. Saldırı sonucunda şu ana kadar 128 kişi hayatını kaybetti. Yüzlerce de yaralı var. Saldırıdan doğrudan IŞİD mensubu olduğu iddia edilen Kuzey Afrika kökenli Müslümanlar sorumlu tutuldu. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, “Fransa’nın savaşta olduğu” açıklamasını yaptı. Başkaları da saldırıları üçüncü dünya savaşının başlangıcı olarak nitelediler. Önümüzdeki günlerde yetkililerin açıklamalarının ne kadar ciddi olduğunu göstereceğiz. Ama kesin gerçek şudur ki bu olayların, genel olarak Müslümanlara, özel olarak da Batıda yaşayan Müslümanlara çok büyük olumsuz etkileri olacaktır. Hollanda Başbakanı Rutte de kervana katıldı ve Hollanda’nın “Savaş halinde” olduğunu söyledi. Hollanda hükümeti önümüzdeki günlerde “görünen ve görünmeyen” bir sürü önlem alacaktır. Paris olaylarının gerçekleştiği aynı gece Hollanda’da bir cami kundaklandı. 

Daha kurbanların kanı kurumadan Fransız yetkililer, Müslüman topluluklardan açıkça terör ve şiddeti reddetmelerini istediler. Genellikle yetkililer tarafından Müslümanlar ve Fransa’nın belli başlı kentlerinde yaşayan çok sayıdaki Müslümanlar suçlanır ve çoğu sorunların kaynağı olarak görülür. Bugün, saldırıların olduğu bölgelerde ölen kurbanlar arasında Müslümanlar da var. Buna rağmen yetkililer, o yerlerde ölen Müslümanlardan hiç söz etmeyerek Fransızlardan bahsediyorlar. Bu, onların İslam’a ve Müslümanlara olan bakışlarını yansıtmaktadır. İşin ilginç yanı, Fransız yetkililer, mağdurlar ve onların ailelerine sempati besleme arzusundadır. Hâlbuki Batılılar, Batılı insan dışında hiçbir insana sempati beslemezler. Geçtiğimiz birkaç ay içinde Türkiye ve Suriye de saldırılar oldu. Birkaç gün önce Lübnan’da da bir saldırı oldu. Ama ne Batılı hükümetler, ne de onların halkları tarafından saldırılarda hayatını kaybeden kurbanlara yönelik herhangi bir destek gösterisinde bulunulduğunu görmedik!

Biz, Batılı olmayan ama Afrika, Suriye, Irak ve diğer Müslüman ülkelerde Batının askeri operasyonlarının doğrudan veya dolaylı olarak mağdurları olan masum insanlara sempati beslediğimizde ve Batının Müslüman ülkelerdeki sömürgeciliğine karşı çıktığımızda, bizler, Batının yaşam tarzını tehdit eden radikaller ve aşırılar olarak görülüyoruz. Bu nedenle Batılılar, eğer kurbanlar kendilerindense, başkalarından değilse, ancak o zaman dayanışma talep ederler. Bu ise bencilliğin zirvesidir. Biz, bu bencilliği Facebook’ta açıkça gördük. Facebook yönetimi, Facebook kullanıcılarına fotoğraflarını Fransız bayrakları ile süslemelerine fırsat vererek insanları Fransa’ya sempati beslemeye teşvik etmiştir. Sempatiyi Müslüman azınlık değil, Fransa ve Avrupa’nın diğer ülkelerindeki çoğunluk talep etmektedir. Müslümanların yaşadığı trajedilerin nedeni de bu çoğunluktur. Nefret ortamı yaratan Batılı politikacılar, acaba Müslüman azınlığa verilen tepkiler ve bu tepkilerden doğacak sonuçlardan hoşnut olacaklar mı? Ya da bazı kişilerin yaptıklarından Müslüman azınlığı sorumlu tutmak, onları saldırı ve zulümden korumamak ne kadar rasyonel olacaktır?

Avrupa’daki Müslümanları, uzun zamandır Batı hükümetlerinin izlediği asimilasyon politikasından çok daha ağır koşullar beklemektedir. Batı hükümetleri, Müslümanlara yönelik önlemleri sıkılaştıracaktır. Böyle atmosferlerde Müslümanlara yönelik saldırıların dozajı artacaktır. Bu nedenle Müslümanlar ile gayrimüslimler arasındaki diyalog kapıları açık tutulmalıdır. Ancak Müslüman azınlıktan, Batı toplumlarına egemen Batı kültüründe asimile olmalarını ve ona göre yaşamalarını talep etmek yakışık olmaz. Bu durumda Batılı ülkelerin izlediği zalimane iç ve dış politika hakkında bahsetmek kaçınılmaz olur. Müslüman azınlığın gücü, imanından gelmektedir. Müslüman azınlık, dininden asla ödün vermez. Fakat Müslüman azınlık, temsilcileri olarak lanse edilen ve hükümetin politikalarını haklı gösteren kişiler aracılığıyla hükümet tarafından imanının zayıflatma girişimine karşı çok dikkatli olmalıdır.

İdeolojik ve dini açıdan buna karşı direnmek ve reddetmek gerekir. İslam’ı siyasi mefhumlardan soyutlayarak Avrupa İslam’ı yaratılmak isteniyor. Bunun için İslam’ı reforme etmeye dair yapılan bazı umutsuz girişimler reddedilmelidir.

Bu, bizim Müslüman topluluğa âcizane tavsiyemizdir. Hiç şüphe yok ki Müslüman topluluk, bu kritik anlarda kimliğine daha çok sahip çıkacaktır. Müslüman, ne zaman zulme maruz kalsa, inancına sımsıkı sarılır.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Hollanda
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: +31 (0) 6 11 86 05 21
www.hizb-ut-tahrir.nl
E-Mail: [email protected]

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER