Pazartesi, 23 Muharrem 1446 | 2024/07/29
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Hollanda
Medya Bürosu

No: HL–BA–2015–MB–TR–18 H. 20 Safer 1437
M. Cumartesi, 12 Aralık 2015

Müslüman Topluluklara Yanıt: PvdA ve VVD Partilerinin Eylemi Tamamen Yanlış!

İktidar partisi VVD ve PvdA’nın hamlesinin ardından savcı, “Selefi” örgütleri yasaklama olasılığı ile ilgili olarak bir soruşturma başlattı. Buna bir tepki olarak birçok Müslüman kurum ve kuruluşlar, cami yöneticileri ve bireyler şu başlık altında bir açıklama yayınladılar: “Müslüman topluluklar: PvdA ve VVD partilerinin eylemi tamamen yanlış!” Açıklamada, iktidar partisinin attığı bu adımın, güvence altında olduğu iddia edilen insan özgürlüklerinin bir ihlali olarak tanımlandı. Şimdiye kadar Müslüman topluluklarının çoğunun bu açıklamanın arkasında olduğunu söyleyebiliriz. Ancak açıklama yalnızca bu itiraf ile sınırlı değil. Müslüman topluluklar adına açıklamaya imza atan çeşitli gruplar, “sorunun” Müslüman topluluklarda da olduğunu söylediler. Ardından açıklamada “Müslüman topluluk arasındaki içsel tartışmalara devam edilmelidir” ve “Aşırıcılık ve terörle mücadele içinde olduğumuz bu zor zamanlarda, sadece anayasal özgürlüklere bağlı kalarak topluca bu mücadelenin üstesinden gelebiliriz” denildi. Burada acı verici soru şudur: Baskıcı politikaya karşı çıkılırken, haksızlık neden bir ön kabul olarak şart koşuldu?

Öncelikle Müslüman kuruluşlar arasında her olumlu işbirliğini memnuniyetle karşılıyoruz demek gerekirdi. İster İslam’a ve Müslümanlara yönelik saldırıları püskürtmek, ister İslam’ın imajına düzeltmek ya da temsil etmek için olsun her halükarda işbirliği şarttır. Nitekim birlikten güç, tefrikadan da zayıflık doğar. Bu bizim her zaman savunduğumuz ve arkasında durduğumuz bir düsturdur. Bu, eleştirmeden her dayanışmanın arkasında olduğumuz ve/veya herhangi bir ortak açıklamayı desteklediğimiz anlamına gelmez. İleri sürülen şartlar ve koşullar, Müslüman topluluğun çıkarlarına ve İslam’ın çerçevesine uygun olmalıdır. Ne yazık ki biz, açıklamada bunu göremiyoruz.

PvdA ve VVD, Selefiliğin yıkıcı, hoşgörüsüz bir ideoloji ve Cihatçılık anlayışını besleyen “bir şiddet portalı” olduğunu ileri sürmektedir. Bu, geniş kapsamlı ve şeytani bir iddiadır. Kesin olarak kanıtlanamadığı sürece de son derece zalimanedir. Toplumun bir bölümünü köşeye sıkıştırmak amacıyla velveleden başka hiçbir amaca hizmet etmez. Buna yanıt vermek için Müslüman topluluklar arasında bir iç tartışma başlatmak, Selefiliğin bu içsel özelliklere sahip olduğu ve bundan arındırılması gerektiği algısını oluşturur. Bu, ciddi bir konudur ve Müslüman topluluğun yararına değildir. Buna verilecek tek doğru yanıt, ortak bir reddediş ve kınamadır. Konuya ilişkin ispat talep etmektir. İddia eden, ispat etmelidir. Bunun tersi değil. Bu nedenle ümit ediyoruz ki bu bir yanlış anlayışın ürünüdür. Patavatsızlık ise günahtır.

Bu yanlış, Selefilik metodolojisini takip eden Müslümanların, İslam’ın diğer mezheplerinden farklı olduğunu anlayışını doğurur. Bu, sanki Selefiliğin Müslüman topluluk dışındaymış gibi ve bir tehdit teşkil ettiği, diğer Müslümanların iyi ve kabul edilebilir olduğu algısını yaratır. Bu, son derece yaftalayıcı bir ayırımdır. Aslında bu Selefiliğe bir saldırı değil, İslam’ın “istenmeyen” kavramlarına bir saldırıdır. Bir bölüm ele alınıyor, ama aslında bütün kastediliyor. Buna ek olarak diledikleri gibi Müslümanları gruplaştırıyorlar. Oysa Müslüman gruplar arasında akidede bir fark yoktur, yalnızca ayrıntılarda vardır.

Onun için bu saldırı münferit bir olay olarak kabul edilmemelidir. Aksine son yıllarda şiddetle uygulamaya konulan daha geniş bir asimilasyon politikasının sadece bir parçasıdır. Temelsiz ve yaftalayıcı iddialarla, bir akımı yasaklama tehdidi buna bir örnektir.

Bu politikanın amacı, İslam’ın belli başlı kavramlarıdır. Laik sistem tarafından kabul edilmeyen bu kavramlar, küçümsenerek ve şeytanlaştırılarak çok sert bir biçimde mücadele ediliyor. Amaç, bu kavramların eğilip bükülmesini ve zorla bozuk “bir anlam” verilmesini sağlamaktır. Bu tür girişimler, memnuniyetle karşılandı, kendilerine platform verildi ve pohpohlandı. Şu an hükümet, politika yapıcılar ve politikacılar tarafından el üstünde tutulmaktadır. Beklentilerle daha uyumlu hale geleceği, kendi değerlerinden daha fazla feragat edeceği umuduyla Müslüman topluluklar böyle asılsız iddialarla baskı altına alınmak isteniyor.

Ayrıca aşırılık ve radikalizm gibi siyasi içerikli baskı araçları, renk değiştirmek ve baskıcı asimilasyon politikasına hizmet etmek için kullanılıyor. Böylece Yaratıcının kanunlarının, laik demokrasiden daha iyi olduğuna inanan bir Müslüman, Hollanda hükümeti gözünde fikirleri ile mücadele edilmesi gereken bir aşırılık yanlısı olarak görülecektir. Bu da sözde “aşırılık” ve “radikalizm” ile mücadele için Hollanda hükümetini, sözde radikalizm karşıtı projelere zorlayacaktır. Bu politika açıkça şiddet içerikli olmayan ama Hollanda’daki baskın norm ve değerler ile örtüşmeyen fikir ve gruplarla da mücadeleyi gerektirmektedir.

Bunu mantaliteye göre, dinine sadık Müslüman ya da kuruluş, Müslüman topluluk ve içerisinde bulunduğu durumun farkında olan kimseler, yetkililer tarafından “radikal” olarak nitelenerek radikal karşıtı projelere dâhil edilebilecektir.  Ne yazık ki yukarıdaki açıklamaya imza atan ve radikal karşıtı projelere destek bildiren birçok kuruluş da bu projenin bir parçası olabilir. Bu nedenle bu, “Müslüman topluluklar arasındaki içsel tartışmaya” acı bir tat verir. Onlar, üzerinde birleşmemiz gereken platformun bu olmadığını, “aşırılık” ile mücadelenin siyasi bir amaç olduğunu ve hükümetin, İslam’ın bazı kavramlarına saldırma peşinde koştuğunu hâlâ bilmiyorlar mı? Biliyorlar ya da bilmiyorlar her iki durumda da hükümetin oyununa alet olmaktadırlar.

Hollanda’nın İslam politikasının İslam’a ve Müslümanlara yarar getireceğini düşünmek, çokça saflık olur. Biz, Müslüman toplulukların temsilcilerinden çok daha fazla şeyler bekliyoruz. Bu nedenle biz, yapılan açıklamaların daha yakından incelenmesini ve baskıcı politikalar karşısında tek ses halinde durulmasını içtenlikle temenni ediyoruz. Şartların, Müslüman topluluklar yararına olup olmadığına bakılmamalıdır.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Hollanda
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: +31 (0) 6 11 86 05 21
www.hizb-ut-tahrir.nl
E-Mail: [email protected]

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER