حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Hollanda
Medya Bürosu
No: HL–BA–2017–MB–TR–02 |
H. 21 Cumâde’l Ûlâ 1438 M. Cumartesi, 18 Şubat 2017 |
Farklı Siyasi Partiler Kendi Değerlerini İnkâr Ederken, Müslümanlar Daha Çok İslam’a Yöneliyor
Seçimler öncesinde İslam’a ve Müslümanlara ateş püskürülüyor. Seçimde baskın retoriklerden bazıları şunlardır: Müslüman göçmenlerin Hollanda’ya girişi engellenmeli. Kuran ve camiler yasaklanmalı. Camilere sağlanan yabancı finansman yasaklanmalı. Hıristiyanların aksine Müslümanlara ayrımcılık yapılabilir. Peçe topyekûn yasaklanmalı. Çifte vatandaş olan azınlıklar, suç işlediklerinde pasaport ve vatandaşlıkları geri alınmalı. Toplumda baskın görüşten farklı düşünen herkes, “defolup” gitsin. Kısacası verilen mesaj şudur, ya bizim gibi ol, ya da çekip git. Diğer bir deyişle asimile ol ya da defol git!
Bu nedenle Sosyal ve Kültürel Planlama Ofisi tarafından (SCP) yayımlanan en son rapor hiç şaşırtıcı değil. Rapora göre Hollanda’daki Türkler ve Faslıların yüzde 40’ı kısıtlamalar ve İslami kimliklerine yapılan saldırılar nedeniyle huzursuzlar ve giderek kendilerini ülkede yabancı hissediyorlar. Ayrıca bu, belli bir gerçeğin yansımasıdır, sadece bir duygu değil, pratikte bunun kurbanları da var. Hollanda’da doğup büyüyen Müslümanlar, İslam’a karşı karalama kampanyasına rağmen ısrarla İslam’a yöneliyor. Hoşgörülü olmak onlar için çok daha kolayken yine de İslam’ı seçiyorlar ve akan suya karşı kürek çekiyorlar. Bu, kimliklerini korumanın mücadelesine dair bir işarettir. Baskı arttıkça bu mücadele daha da güçlenecek ve daha belirgin hale gelecektir.
Seçim programlarının ne denli hukuk, demokrasi ve insan hakları doğrultusunda olduğunu ölçmek için Hollanda Barolar Birliği bir araştırma yapılmasını istedi. Profesörlerden kurulu komisyonun araştırma sonucuna göre Müslüman toplulukların tam tersi yönde bir trendin olduğunu görüyoruz. Araştırmalara göre tüm seçim programları hukukun üstünlüğünü dumura uğratan bir veya daha fazla önlemler içermektedir. Her on üç öneriden beşi de, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ile çelişmektedir. Ne tuhaftır ki Müslümanları norm ve değerlere karşı gelmekle suçlayan, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne tehlike teşkil ettiklerini söyleyen bu partilerin kendileri demokrasinin temellerini sarsmaktadır. Seçmenleri ve milyonlarca takipçileri ile bu laik siyasi partiler, değer ve standartlara, demokrasi ve hukukun üstünlüğü için bir risktir. Çünkü bu partiler, artık demokrasi ve hukukun üstünlüğünün toplum düzeni için yetersiz olduğuna inanıyorlar. Yahut baskıcı amaçlarına erişmek için demokrasi ve hukukun üstünlüğü oyununu oynuyorlar.
Her iki durumda da insanlar artık laik düşünceye güvenmiyor ve toplum düzeni için temel ve rehber olamayacağına inanıyorlar. İnsanların bu düşünceden giderek uzaklaştığına tanık oluyoruz. Müslüman toplulukların büyük çoğunluğu, bu çalkantılı dönemlerde İslam’a sımsıkı tutunmaktadır. İslam’ın emir ve yargıları, norm ve değerleri doğrultusunda hayatına yön vermek için uğraşmaktadır.
Şunu da aklımızdan çıkarmamalıyız ki, bu laik ve İslamofobi partiler ve taraftarları, kaybetseler de yaklaşan seçimlerden büyük olasılıkla daha güçlü çıkacaklardır. Ancak güç ve başarı, ilkelere bağlılık derecesine göre ölçülür. Bundan ödün vermek, hüsran ve zafiyetin bir nişanesidir.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Hollanda Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: +31 (0) 6 11 86 05 21 www.hizb-ut-tahrir.nl |
E-Mail: Okay.pala@hizb-ut-tahrir.nl |