Günlerdir Tarmiya bölgesi, Haşdi Şabi unsurlarının aramalarına, tutuklamalarına ve sıkı güvenlik tedbirlerine tanık oluyor. Siyasi ve aşiret kesimleri, Tarmiya’daki Curf El Sahır senaryosunun tekrarlanması konusundaki endişelerini dile getirdiler. Ekim 2014’te Curf El Sahır’da Haşdi Şabi milisleri, IŞİD ile yapılan çatışmaların ardından kontrolü ele geçirdi. Hizbullah liderlerine atfedilen açıklamalara göre İran Kuds ordusu komutanı Kasım Süleymani’de bu çatışmalara katıldı ve deruhte etti. Milisler, 140.000 kişiyi yerinden etti ve metruk bir bölge haline getirdi. O zamandan beri hiç kimse, bu dosyaya karışamıyor veya halkının geri dönüşünü tartışamıyor. Eski Irak Başbakanı Haydar El Abadi daha önce İngiliz Times gazetesine yaptığı açıklamada, “Hükümetin kontrol edemediği yozlaşmış silahlı kanatların olduğunu”doğrulamıştı. Nitekim Irak Cumhuriyeti Başkan Yardımcısı Iyad Allavi de 2017’de milyonlarca insanın izlediği bir televizyona yaptığı açıklamada, “Yerinden edilmiş Curf El Sahır sakinlerinin geri dönüşü, İran ve özellikle Lübnan’daki liderlerin elindedir.”demişti. Bu bölge askeri bir kışlaya dönüştü ve İran etkisi için ekonomik bir kaynak haline geldi. Bu günlerde aynı senaryo, Tarmiya bölgesinde de tekrarlanıyor. Tarmiya, Bağdat kuşağı olarak bilinen ve Bağdat’ı çevreleyen altı ilçeden biridir. Bağdat’ın kuzey banliyösü ve gıda sepeti olan Tarmiya bölgesi, başkentin merkezine 25 kilometre uzaklıktadır ve nüfusu yaklaşık 91 bin kişidir. Verimli bir arazidir. Irak siyasi ve güvenlik uzmanı Mueyyid El Cüheyşi Erem News sitesine verdiği röportajda şunları söyledi: “İran yanlısı milisler ve bu milisleri destekleyen siyasi güçler, siyasi ve ekonomik hedeflere ulaşmak için demografik değişim operasyonlarıyla tüm Sünni çoğunluk şehirlerini kontrol etmek istiyorlar.”

Ey Irak Müslümanları! Birincil düşmanınızın işgalci Amerika olduğunu bilin. Amerika, 2003 yılında Irak’ı İran’ın bölgesel uzantısının yardımıyla işgal etti. Nitekim İranlı yetkililer yaptıkları açıklamada, “İran olmasaydı, Amerika’nın Irak’ı işgal edemeyeceğini” söylediler. Bu yüzden Amerika Irak’ta İran’ın elini serbest bıraktı. Irak direnişi küstah Amerika’yı küçük düşürdüğünde, Amerika İran’ın yardımıyla mezhepçilik fitnesini tutuşturdu ve Amerika’yı kurtardı. Bugün burada ve diğer bölgelerde güvendeki halkın yer değiştirmesi, topografik değişim, İran yanlısı milislerin hâkimiyeti, silah üretimi ve uyuşturucu ekimi için askeri kışlalara dönüştürülmesi, Amerika’nın yeşil ışığıyladır. Yoksa ABD, sahte düşmanlık yapan ve Amerika’ya tehdit savuran milis yuvasına niye sessiz kalsın ki? Eğer tehdit gerçek olsaydı, bu ıssız bölgeyi harabeye çevirirdi. Musul’un sağ tarafındaki antik bölgeyi terör bahanesiyle harabeye çevirmedi mi? Üzerlerine akıllı ve akılsız roket ve füzeler yağdırdı. Gözaltına alınan yüz binlerce masum sivilin katliamında insanlık ve ahlak değerleri hiçe saydı.

Ey Müslümanlar! Bilin ki, sıkıntılarınızın çözümü İslam ve Allah’ın Şeriatını uygulayan seçilmiş bir adil yöneticidir. Tek bir ümmet olarak onurlu bir hayat süreceğiniz İmam, kalkandır, arkasında savaşır ve onunla korunursunuz. Ne milliyetçilik ne de mezhepçilik olgusu sizi ayıramaz. Haklarınızı ve kanınızı koruyacak, düşmanlarınızın saldırısını püskürtecektir. Bunun için sizi bu izzete davet ediyoruz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûl’ünün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” ^{[Enfal 24]}