Ümmet, mübarek Ramazan ayına giriyor. Bu vesileyle Hizb-ut Tahrir / Kenya, Kenya ve dünyadaki Müslümanların Ramazan ayını tüm samimiyetiyle kutluyor. Allah Subhânehu ve Teâlâ, oruç tutmak için hepimize sağlık ve sıhhat versin. Oruç, sadece farz değil, aynı zamanda İslam’ın 5 şartından biri.

Bu yılki Ramazan çok talihsiz geçecek. Zira ülkede ve dünya genelinde Müslümanlar, camilerde Cuma ve cemaat namazı kılamayacak. Her zamanki gibi hükümet yanlısı ilim adamları, hükümet daha kapatma emrini vermeden camileri alelacele kapattılar. Gerçi bu tuhaf değil, çünkü zaten Kuran ve Sünnete aykırı fetvalar veriyorlar. Daha da kötüsü bozuk fetvaların bazıları, asil ümmetin evlatlarını aşağılayan kötü niyetli sözleşmeleri destekliyor. Müminleri Allah’ın ismini anmaktan alıkoymak, zalimane bir eylemdir, İslam’ın hükmüne aykırıdır.

وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنْ مَنَعَ مَسَاجِدَ اللَّهِ أَنْ يُذْكَرَ فِيهَا اسْمُهُ وَسَعَى فِي خَرَابِهَا أُولَئِكَ مَا كَانَ لَهُمْ أَنْ يَدْخُلُوهَا إِلَّا خَائِفِينَ لَهُمْ فِي الدُّنْيَا خِزْيٌ وَلَهُمْ فِي الْآخِرَةِ عَذَابٌ عَظِيمٌ“Allah’ın mescitlerinde O’nun isminin anılmasını yasak eden ve oraların yıkılmasına çalışan kimseden daha zalim kim vardır? Onların oralara korkmadan girememeleri gerekir. Dünyada rezillik onlaradır, ahirette büyük azap da onlaradır.”^{[Bakara 114]}

Şeriata göre pandemi hastalığının yayılmasının ardından yapılması gereken şey, genel olarak cemaat namazlarını durdurmak değil, aksine enfekte olanları izole etmek ve camiye girmelerini yasaklamaktır. Hastalığın enfeksiyonunu önlemek için sterilizasyon, maske takma, kitle testi ve el yıkama gibi önlemler de alınmalıdır. Bunun kanıtı, El Müstedrek’te geçen Tarık b. Şihab hadisidir. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

الْجُمُعَةُ حَقٌّ وَاجِبٌ عَلَى كُلِّ مُسْلِمٍ فِي جَمَاعَةٍ إِلَّا أَرْبَعَةٌ عَبْدٌ مَمْلُوكٌ، أَوِ امْرَأَةٌ، أَوْ صَبِيٌّ، أَوْ مَرِيضٌ“Hürriyetine sahip olmayan köle, kadın, çocuk ve hasta müstesna olmak üzere, cemaatle cuma namazı kılmak, her Müslüman üzerinde farz bir haktır.”

Cemaat namazı ise, Şeriata göre farzı kifayedir. Ebu Derda, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’den rivayet ettiğine göre

مَا مِنْ ثَلَاثَةٍ فِي قَرْيَةٍ وَلَا بَدْوٍ لَا تُقَامُ فِيهِمْ الصَّلَاةُ إِلَّا قَدْ اسْتَحْوَذَ عَلَيْهِمْ الشَّيْطَانُ، عَلَيْكَ بِالْجَمَاعَةِ فَإِنَّمَا يَأْخُذُ الذِّئْبُ مِنَ الْغَنَمِ الْقَاصِيَةَ“Bir köyde ya da ıssız bir yerde (çölde) üç kişi bir arada bulunur da aralarında namazı cemaatle kılmazlarsa, şeytan onları etkisi altına almış demektir. Cemaatten ayrılmayınız. Zira sürüden ayrılanı kurt kapar.”^{[Ebu Davud]}

Ramazan tüm Müslümanlar için iyilik ayıdır, fakat ümmet, kapitalist yöneticilerin bir kez daha ihmalkârlığını maskeleyen COVİD-19 salgınının başka bir sefaletiyle karşı karşıya. Görünüşte kırılgan kapitalizmin maskesi düşmüştür, artık herkes görebilecek. Örümcek ağından daha zayıftır; yeryüzünün en zayıf evidir, acil durumundan önce bile bir felaketti. Yetkililerin çökmüş ekonomilerinin etkisini azaltmak için aldıkları tedbirler, ölü sistemlerinin kötülüklerini gizleme girişimleridir. Sadece defin tarihinin açıklanması bekleniyor.

Bu hayırlı ayda Kur’an’ı Kerim okuduğumuzda, acılarımızın ancak farzların tacı olan Nübüvvet metodu üzere Hilafetin kurulması ile son bulacağını anlıyoruz. Kuran’ın hayatlarında uygulanmaması nedeniyle Müslümanlar, hayatın her alanında acı ve sefaletin en kötüsünü tadıyorlar.