Eski Devlet Başkanı Atambayev liderliğindeki Sosyal Demokrat Partisi, 22 Şubat’ta bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda şimdiki Devlet Başkanına iktidar konusunda uzlaşma çağrısı yapıldı. Basın toplantısında Sosyal Demokrat Partisi üyesi Karamuşka, “Eski Devlet Başkanı ile şimdiki Devlet Başkanı arasında bir uzlaşma sağlanmaya çalışıldığını” söyledi. Parti Sözcüsü Galdobayeva, “Önceki ve şimdiki Devlet Başkanının kesinlikle ortak bir dili yok, ancak bu onların düşman olduğu anlamına gelmez, yalnızca politik farklılıktır.”dedi. Sosyal Demokrat Partisi üyeleri Devlet Başkanı Atambayev ile Ceenbekov arasında bir görüşme olabileceği ümidini dile getirdiler. Basın toplantısında Galdobayeva, “Eski Devlet Başkanının gelecek parlamento seçimlerinde Sosyal Demokrat Partisi’ninden aday olacağını”açıkladı. Genel başkan yardımcısı Asel Koduranova ise “Eski Devlet Başkanının seçimlerde aday olacağını, ancak hükümette yer almayacağını” söyledi. Ayrıca Devlet Başkanlığına aday olmayacağını da belirtti.

Öyle görünüyor ki eski Devlet Başkanı, şimdiki Devlet Başkanı ile ortak bir dil bulmaya çalışıyor. Bu durumda asla bir devrim ve devrimi var eden bir unsur olmayacak. Niyeti sadece parlamento seçimlerine katılıp iktidarda yer almamak. Önceki hükümeti zayıflatmak için şimdiki iktidar eliti, Bişkek termik santralinin modernizasyonunu yapan Çinli TBEA şirketini kullandı. Atambayev ekibinin adı büyük yolsuzluklara karıştı. Şimdiyse eski Devlet Başkanının dokunulmazlığının kaldırılması isteniyor. Bu, mevcut hükümetin elindeki en büyük “koz”dur.

Ancak mevcut yetkililerin bu görüşlerini hayata geçirmesi öyle sanıldığı gibi kolay değil, çünkü şuan ki lider halkın güvenini tam olarak kazanamadı. Örneğin bu yıl yürürlüğe giren yeni yasalar, halkı öfkelendirdi. İlkbaharda halk ayaklanması olasılığını arttırdı. Evet, Devlet Başkanı Atambayev’in görev süresi dolarken atadığı grubun yönetimi, idari süreçte zayıftı. Ayrıca yeni hükümetin indirdiği darbeler, Atambayev ekibini dumura uğrattı. Birçoğu “satranç” tahtasına dönüştü. Bu, eski Devlet Başkanının elindeki “koz”dur ve buna dayanarak diyalog çağrısı yaptı.

Bu nedenle eski ve yeni hükümetin bazı konularda birbirlerini suçladıkları sonucuna varabiliriz. İki konuda ortak noktaları var. Birincisi: Bişkek termik santralinin modernizasyonu. İkincisi: Yeni yasaların katılığı. Bu politikacıların cezai hususlarda birbirlerini suçlamalarının nedeni, performanslarıdır. Ortak noktaları, her ikisinin de bu suçları işlemiş olmalarıdır. Buna göre yukarıda belirtilen cezai hususlar, bu suçları işlemiş olmalarından dolayı her iki hükümetin de suçlu olduğunu pekiştirir. Ancak en kötüsü, her iki yetkililerin temsilcileri kamuoyundan bu suçların gerçek nedenini gizliyorlar. Hikâyenin başlangıcı şöyledir:

Devlet Başkan Bakiyev döneminde Bişkek termik santralinin modernizasyonu ile ilgili olarak Çin ile Kırgızistan arasında görüşmeler başladı. Görüşmeler Atambayev döneminde olgunlaştı. Görev süresinin bitimine doğru da tamamlandı. O zaman Ceenbekov başbakandı. 2033 yılına kadar 480 milyon dolar ödemek kaydıyla Çin 386 milyon dolar borç verdi. Bişkek termik santralinin modernizasyonu Çinli TBEA şirketine verildi. Uzmanların analizlerine göre Çinli şirket, 250 milyon dolarlık icra çalışması yürüttü, ancak bu çok maliyetliydi yani tahmini olarak 380 milyon dolardı. (Yetkililerin bu farktan ne kadar rüşvet aldıkları bilinmiyor) Bu nedenle Kırgızistan’ı borç tuzağına düşüren gerçek suçlu, Çin’dir, yöneticilerimiz ise sadece işbirlikçilerdir. 2019 yılında “yeni yasaları” uygulama sorunu, Dünya Bankası’nın “yargı reformu” kisvesi altında önerisi üzerine Bakiyev döneminde başladı. Bu yüzden Kırgızistan, Dünya Bankası’ndan bir sonraki kredi dilimini almaya mecbur bırakıldı. Yani devlet bütçesi halkın cebinden dolduruldu. Ayrıca Dünya Bankası’nın şartlarını yerine getirmek amacıyla bütçe harcamalarından tasarrufa gidilerek reform yapıldı. Bu sorun, Atambayev iktidarında olgunlaştı, 2017 yılında imzalandı ve Ceenbekov döneminde de yürürlüğe girdi. Dolayısıyla bu suçun mimarı, Dünya Bankası’dır. Bu suçları işleyen yöneticiler, tövbe etmedikleri sürece suçlar devam edecektir. Yöneticiler, sömürgeciliğin arkasına gizlenmeye çalışıyor. Sömürgecilik ile halk arasındaki perdedirler. Bu suçların sonuçlarını kendi çıkarları lehine kullanarak ülkedeki şuan ki koşulları yarattılar. Bu uğurda kıyasıya tartışıyorlar ve bunun için birbirlerine entrika kuruyorlar.

Ey yeni ve eski devlet başkanı! Sömürgeci efendilerinizden vazgeçmenin ve halkın çıkarlarını benimsemenin zamanı gelmedi mi? Çamura batmanızın ve halkın sizden nefret etmesinin gerçek sebebi, sömürgeci efendileriniz değil mi? Sömürgeci efendilerinizi memnun etmek için ahiretinizi mi feda ediyorsunuz? İnsanları aldatmak yerine yekvücut olmanın, sömürgecilere karşı çıkmanın, halkı istismar etmenin yollarını aramaktan vazgeçmenin zamanı gelmiştir. Halkınızın çıkarını korumak için ve ahiretiniz için birleşin. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَتَعَاوَنُوا عَلَى الْبِرِّ وَالتَّقْوَى وَلَا تَعَاوَنُوا عَلَى الْإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ“Birr ve takva üzerine yardımlaşın. Günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın.” ^{[Maide 2]}