حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Kırgızistan
Medya Bürosu
No: KIu2013BAu20132015u2013MBu2013TRu201305 |
H. 7 Cumâde’s Sânî 1436 M. Cuma, 27 Mart 2015 |
Basın Açıklaması IŞİD'in Afganistan İle Orta Asya Sınırlarına Dayandığı İle İlgili Olarak Yürütülen Abartılı Kampanya, Hem Amerika Hem de Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü Tarafından Kullanılan Bir Bahanedir
Amerika'nın IŞİD tehlikesini kasten abartmak için yürüttüğü kampanya, Rusya, Fransa ve Çin gibi büyük ülkelerin çıkarları ile örtüşüyor. 17 Mart'ta Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü'nün Genel Sekreteri Nikolay Bordyuzha, Fergana haber ajansına yaptığı açıklamada Özbekistan ve Türkmenistan'ın terörle mücadelede Örgüt ile işbirliği yapmadığı şikâyetini dile getirdi. Rusya "İslami terör" yalanını kullanarak Türkmenistan'ı Kolektif Güvenlik Antlaşması'na sürüklemek, savaş tamtamları çalarak da Türkmenistan'ın tarafsızlığını önlemek için çalışıyor.
Daha önceleri de aynı yöntem El-Kaide, Taliban ve Özbekistan İslami Cemaat tehlikesine karşı kullanıldı. Terörle mücadele bahanesi altında işlerine müdahil olmak için Özbekistan, Pakistan ve İslam dünyasındaki bir dizi devlete baskı uygulamak amacıyla hâlâ aynı yöntem kullanılmaktadır.
Amerika, dünyanın kendisine olan ihtiyacını anlatmak, terör tehdidine karşı insanlığın yegâne kurtarıcısı olarak lanse etmek için dünyayı korkutuyor. Politikasında genellikle bu yöntemi kullanıyor. Örneğin, Sovyetler Birliği yıkılmadan önce Amerika, Batı dünyasını komünist tehlikeyle, yıkıldıktan sonra da Irak, İran, Libya ve benzeri bazı ülkeler ile korkutmuştu. Ayrıca El-Kaide, Taliban ve Özbekistan İslami Cemaat gibi bazı hareketler ile de korkutmuştur. Çıkarlarına hizmet etmek amacıyla da "Terörü" kullanmıştır.
Politik, ekonomik ve askeri açıdan dünya devletlerinin içişlerine müdahil olmak için Amerika, bu gerekçeleri kullanmıştır. Örneğin Avrupa'yı kontrol altına almak için komünist kartını oynamıştır. Komünizm yok olduktan sonra da İran'ın nükleer tehdidini kullanmıştır. Rusya'nın ekonomisine zarar vermek amacıyla da Ukrayna ve Kırım sorununu üretmiştir. Böylelikle hem NATO'yu güçlendirmiş hem de bölgede genişlemesini sağlamıştır. Avrupa Birliği'nin kendisine olan bağımlılığını artırmıştır. Böylece Amerika, dünya çapında yerleşik askeri üslerini korumakta, hatta artırmaktadır. Rusya da Türkmenistan'a karşı aynı mantıkla hareket ediyor. Bu mantığa göre Amerika ve Rusya Ukrayna, Suriye, Libya, Afganistan ve Irak'ı yakıp yıktılar ve böylece hedeflerini gerçekleştirdiler.
Orta Asya Cumhuriyetleri, uyanık ve teyakkuzda olmalıdır. Çünkü sıradaki hedef onlardır. Böylece kâfir dünyasının liderlik maskesi düşmüştür. Gerçek şu ki kâfir dünyası, İslam'ın ve Müslümanların mutlak düşmanıdır. Bu sahte tehdide yanıt veren hükümetler, kâfire, ülkemizi işgal etme ve Müslümanları aşağılama hakkını veriyorlar. Dış tehdit abartılarak bu eylemler sayesinde kâfir rejiminin çıkar ve istekleri gerçekleştiriliyor.
Rejimlere gelince, askeri müdahale için ülkenin kapılarını sonuna kadar açıyorlar. Ülkenin silah alımına ve toprakları üzerinde askeri üsler kurulmasına teşvik ediyorlar. Peki, bu durumun sonuçları nelerdir?
Eğer rejim, halkı ile olan ilişkisini yeniden gözden geçirmez ve doğru İslami anlayış için çalışan yegâne parti Hizb-ut Tahrir'e karşı politikasını değiştirmezse, birçok ırkçı grup tezahür edecek ve ülkede anlaşmazlık fitilini ateşleyecektir. Çünkü kâfirlerin oynadığı siyasi oyunu, ülkenin yöneticileri, hatta âlimleri anlayamıyor. Hatta ülkeyi uçuruma, mezhepçilik ve milliyetçilik ayrışmasına doğru sürüklediklerini kavrayamıyorlar. Tepemize felaket yağdırıyorlar.
Hizb-ut Tahrir'den Orta Asya ve Kazakistan Müslümanlarına yönelik bir çağrı:
Eğer kâfirlerin entrikalarını ifşa etmez ve önlemek için çalışmazsak, kendimizi kesinlikle Libya ve Suriye gibi siyasi bir boşlukta bulacağızdır. Bugün bu, Kerimov rejimi nedeniyle Özbekistan'da mevcuttur. Kerimov, Orta Asya'da koşulları iyice geriyor. Kerimov, insanların kalplerinde İslami duygu ve düşüncelerinin kökleşmesini önleyemedi. Çünkü öfke ve şiddet, İslam'a olan bağlılığı artırır. Bunun kanıtı, Şeyh Muhammed Yusuf'un cenaze törenidir. Kâfirler bu İslami enerjiyi, çıkarlarına hizmet için kanalize etmek istiyor. Hükümetler ise tutuklamalar yoluyla İslam'ın sesini kısmak ve kâfirlerin yararına İslam'ı deforme etmek için çalışıyor.
Etkili kişileri, insanları ve rejimlere tesir edebilecek etkin şahsiyetleri, kâfirin bu kötü amaçlı gündemine engel olmaya davet ediyoruz. Ve onlara diyoruz ki Hizb-ut Tahrir'e karşı yürütülen medya savaşı, düpedüz yalan ve uydurmadır. Hizbi terörist eylemler ile itham ederek bizim resmi açıklamalarımıza itibar etmiyorlar. Bununla Hizb ile ümmet arasını ayırmaya çalışıyorlar ki ümmete karşı entrikalarını kolayca geçirmek için Hizbin çalışmasını sekteye uğratsınlar. Hesaba çeken ve denetleyen olmadan İslam ve Müslümanlar adına her zaman ve her yerde sabotaj eylemleri yapıyorlar. Sonra da bunu Hizb-ut Tahrir'in üzerine atıyorlar. Tıpkı büyükleri Kerimov'un 16 Şubat olaylarında yaptığı gibi. Allah onu kahretsin. Sakın onlara inanmayın. Bir gün bile olsun Hizb-ut Tahrir, siyasi hedeflerini gizlemedi. Onlarca yıl üyelerine verilen hapis cezaları bile onları Hizbin metodundan saptırmadı. Şayet Hizb, fiziksel eyleme kalkışmış olsaydı, bunu asla gizlemezdi. Üyelerinin Allah'a davet yolunda gösterdikleri cesaret, metanet ve mertlik herkesçe malumdur.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Kırgızistan Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: http://hizb-turkiston.net |
E-Mail: webmaster@hizb-turkiston.net |