حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Lübnan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: LBu2013BAu20132011u2013MBu2013TRu20130007 |
H. 24 Cumâde’l Ûlâ 1432 M. Çarşamba, 27 Nisan 2011 |
- Basın Açıklaması - Lübnan Otoriteleri, Suriye'deki Baskıcı Rejimi Korumak İçin İnsanlara Baskı Uyguluyor ve Saldırıyor
Lübnan'daki güvenlikçi düzenin sona erdirilmesinin ve hukuk devletinin inşa edilmesiyle övünülmesinin üzerinden geçen altı seneden sonra Lübnan güvenlik birimleri, siyasî otoritelerin açık sessizliği ve işbirliği altında hala baskı uyguluyor, koruduğunu ve bağlı kaldığını iddia ettiği kanunları ihlal ediyor.
Bu veya şu gurup, 2005'ten beri peş peşe -yüz binlerce kişinin katıldığı, yatay ve dikey olarak ikiye ayrılanları güçlendiren ve zaman zaman kanlı çatışmalara yol açan- gösteriler yaptılar. Yine Suriye rejimini destekleyen onlarca kişi, Beyrut, Sayda ve diğer şehirlerde güvenlik birimlerinin koruması altında ve hiçbir kimse tutuklanmadan birçok kez gösteri yaptılar. Tüm bunlara rağmen Trablus halkı, Suriye rejiminin halkına karşı işlediği katliama karşı oluklarını ifade etmek için ortaya çıkınca gösteri yapmak, güvenliği ihlal etmek, fitne saçmak, başkalarının işlerine karışmak ve parçalanmışlığa teşvik etmek oldu..! Gösterinin yasaklanmasını talep eden çağrılar, tehditler ve açıklamalar birbirini takip etti. Medya organları ve basın, bir terör, uydurma, saptırma ve gözdağı kampanyası başlatmak için seferber oldu.
Gösteri, geçen cuma günü resmî açıklamaya binaen ve ilgili güvenlik birimlerin bilgisi dahiline start almasına rağmen Yerzah subayları, gösteriye hukuka aykırıymış gibi muamele ederek hiçbir cürüm, suç ve cinayet işlemeyen onlarca masum sivili kapsayan bir tutuklama kampanyası başlattılar. Bu da Suriye'deki baskıcı manzaranın Suriye rejiminin Lübnan'daki baskıcı kolu yoluyla Lübnan topraklarına uzanacağı sinyalini verdi.
İşte size "balatacılıktan ve hortlaklıktan" başka bir şey olmayan bazı baskıcı uygulamalar:
Güvenlik elemanları ve bu baltacı birimlerin bazı temsilcileri, Lübnan'ın Kuzeyinden Güneyine bu izinli gösteriye çağrıda bulundukları sırada Hizb-ut Tahrir şebabından 17 kişiyi tutukladı. Bu kişilerden birisi, ortaokul öğretmeni, hafız, şeri alim ve hatip olan Şeyh Üstaz Mahmud Seyf'di. Baltacılar, baştan aşağı kan içerisinde bırakıp vücudu çürüklerle doluncaya kadar onu dövdükten sonra diğerleri ile birlikte birkaç gün göz altında tutan askerî istihbaratçılara teslim ettiler. Bu şebabtan dördü, hala tutuklu bulunmakta olup işledikleri hiçbir suçları olmadan Sayda şehrinde bir birimden öteki birime sevk edilmekteler.
Nehr-ul Bârid mülteci kampında Hizb-ut Tahrir taraftarları askerî istihbarat merkezine çağrıldılar, kendilerine kampta birbirlerini ziyaret ettiklerini gözlemledikleri bildirildi, önümüzdeki günlerde görüşmeleri veya birbirlerini ziyaret etmeleri yada kampta herhangi bir faaliyette bulunmaları halinde tutuklanarak hapishaneye ve yargı otoritelerine sevk edilmekle tehdit edildiler!
Birkaç haftadır sivil kıyafetli güvenlik elemanları, Trablus ve diğer yerlerdeki tüm matbaaları dolaşarak Hizb-ut Tahrir'e ait herhangi bir neşriyatın basılması hususunda uyarıda bulunarak bu uyarıya uymayanları tehdit ettiler!
Lübnan'daki hukuk devleti, kurumlar ve demokrasi işte bu. Irkçı dürtülerin ve baskıcı diktatör bölgesel bir sisteme bağlılığın motive ettiği maceraperest askerler, işbirliği yapan veya bu kişilerin uygulamalarını görmezden gelen siyasî otoriteler.
Lübnan'da yaşananlar hususunda garip olan şu ki Lübnan yöneticileri, insanların onurlarını aşağılamaları, onları hakir görmeleri, güvenlik birimlerinin ve baltacılarının dizginlerini serbest bırakmaları sonucunda dayanakları olan büyük tahtların kendi halklarının ayaklarının altında çöktüğünü görmelerine rağmen hala insanların boyunlarını ve geleceklerini sadece kuvvet, baskı ve insanlara sürekli potansiyel düşman vasfıyla muamele etme mantığıyla hareket eden karanlık odalara havale etmekte ısrar etmekteler. Askerî yönetim veya bunlara sessiz kalanlara gizli işbirliği yapan Lübnan yöneticileri, yaptıkları bu şeyin tehlikesini kavramazlar mı?!
-Bu kişilerin hafızası zayıf veya algılamaları kıt olabilir diye- her şeye rağmen bininci kez de olsa tekrar hatırlatırız ki Hizb-ut Tahrir, Allah'ın ve Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in emirlerinden başkasına itaat etmez ve Allah'ın tehdidinden başka bir şey onu caydıramaz. Korkutma ve tehdit kampanyaları ona vız gelir tırıs gider. Ne zaman kendisine bir darbe yöneltilse sesini yükseltecektir. Eğer hatırlamıyorsanız arşivinizi bir dönüp bakınız.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Lübnan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Road 200, Tarabulus/Tripoli – Lebanon Telefon: 03–155103 / 03–446709 www.tahrir.info |
Fax: 06–629524 E-Mail: ht@tahrir.info |