حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Lübnan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: LB-BA-2024-MB-TR-16 |
H. 6 Rabi’-ul Âhir 1446 M. Çarşamba, 09 Ekim 2024 |
Lübnan Cephesi’ni Gazze’den Ayırmak, İşgalci Düşmanla Uzlaşma ve Normalleşme Yolunda Atılan Bir Adımdır!
ABD Dışişleri Bakanlığı eski müsteşarı David Hale, 7 Ekim 2024’te LBCI kanalında yayınlanan “Twenty 30” programında yaptığı konuşmada, “Şu anda Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını ve Taif Anlaşması’ndan bu yana başarılamayanı talep etmek için gerçek bir fırsatımız var. Lübnanlıların bir plan geliştirerek dünyaya sunmaları gerekiyor, bunun tam tersi değil.” dedi. Ayrıca, “1701 sayılı kararın başından beri tam olarak uygulanmadığını ve kararın detaylarıyla oynanmaya çalışıldığını” belirtti. Aynı gün, ülkedeki bazı muhalefet ve iktidar milletvekillerinin Lübnan cephesinin Gazze cephesinden ayrılması gerektiğini talep eden garip açıklamaları arasında bir uyum olduğu görüldü. Meclis Başkanı Nebih Berri’nin önceki açıklamalarına göre, suikasta uğramadan önce İran partisi Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ile yaptığı son görüşmede, Nasrallah’ın ateşkese karşı olmadığını dile getirmişti. Halbuki hükümet başkanı, meclis başkanı veya dışişleri bakanının daha önceki siyasi tutumları iki cephenin birbirine bağlı olduğunu gösteriyordu. 8 Ekim 2024’te İran Partisi Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım yaptığı açıklamada, “Biz Meclis Başkanı Berri’nin ateşkes çağrısını destekliyoruz” dedi. Ayrıca Naim Kasım “Ateşkes konusu iyice sağlamlaştıktan ve diplomasi bu hedefe ulaştıktan sonra, diğer tüm detaylar görüşülür ve bu konularda işbirliğiyle kararlar alınır” ifadelerini kullandı.
Ey Lübnan halkı! Kimse unutmasın ki, Yahudi varlığı düşmanca, işgalci ve kin besleyen bir varlıktır. Topraklarımız ve kaynaklarımız üzerinde gözleri olan bu varlık, kurulduğu günden beri Batı’nın desteğiyle, silahlarıyla ve uluslararası kararların koruması altında ülkemize saldırmaya devam etmiştir. Bugün, suçlu Netanyahu liderliğindeki aşırı sağcı Yahudi yönetimi altında bu varlık, Lübnan ve Filistin halkına yönelik katliamları, ölümleri, sürgünleri ve yıkımları daha da artırmıştır... Bu durumun temel nedeni, kuruluşundan bu yana samimi bir yönetim sistemi veya savaş kararlarını kendi elinde bulunduran bir askeri güç ile karşı karşıya gelmemesinden kaynaklanıyor. Bu sebeple kimse onunla barış yapmayı düşünmesin zira o güvenilmez bir düşmandır ve onunla birlikte yaşamak mümkün değildir. Ne kadar çabalarsanız çabalayın, onun genişlemeci emelleri ve bölge üzerindeki hakimiyet arzusu, onu batılı efendilerinin, özellikle Amerika’nın, emrine amade bir sopa haline getirmekten öteye taşıyamayacaktır. Ey Lübnan halkı! Ölen Şaron’u ve 1982’deki katliamlarını unuttunuz mu? Lübnan ve başkentini işgal etmiş ve bunun “sadece 30 kilometreyi geçmeyecek hızlı bir operasyon” olacağını iddia etmişti.
Ey Lübnan Müslümanları! Batılı kâfir sömürgecinin çizdiği hayali sınırların tuzağına düşmekten ve bu sınırlara sıkı sıkıya sarılmaktan sakının. Bu sınırlar Lübnan’da ve bölgede parçalanmanıza, Filistin ve diğer yerlerdeki kardeşlerinize ve halkınıza yardım edememeniz gibi felaketlere yol açmıştır. Çünkü siz, dünyadaki Müslümanların ayrılmaz bir parçasısınız ve tek bir ümmetsiniz. Nitekim Peygamber Efendimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in hazırladığı ve ilk devletiniz ve uygarlığınızın temeli olan Medine Sözleşmesi’nde şöyle geçmiştir:
أُمَّةٌ وَاحِدَةٌ مِنْ دُونِ النَّاسِ... وَإِنَّ ذِمَّةَ اللهِ وَاحِدَةٌ، يُجِيرُ عَلَيْهِمْ أَدْنَاهُمْ، وَإِنَّ الْمُؤْمِنِينَ بَعْضُهُمْ مَوَالِي بَعْضٍ دُونَ النَّاسِ... وَإِنَّ سِلْمَ الْمُؤْمِنِينَ وَاحِدَةٌ، لَا يُسَالَمُ مُؤْمِنٌ دُونَ مُؤْمِنٍ فِي قِتَالٍ فِي سَبِيلِ اللهِ.. وَأَنَّكُمْ مَهْمَا اخْتَلَفْتُمْ فِيهِ مِنْ شَيْءٍ فَإِنَّ مَرَدَّهُ إِلَى اللهِ وَإِلَى مُحَمَّدٍ “Vesikayı imzalayanlar diğer insanlardan ayrı bir ümmet teşkil eder. Allah’ın zimmeti, himaye ve teminatı tektir, dolayısıyla müminlerden -yetki bakımından- en aşağı derecede olan birinin kabul ettiği himaye onların hepsini bağlar, zira müminler birbirinin kardeşidir. Müminler arasında geçerli olan barış tektir. Hiçbir mümin Allah yolunda girilen bir savaşta diğer müminleri hariç tutarak bir anlaşma imzalayamaz; Üzerinde ihtilâfa düşülen konular Allah’a ve Rasûlü Muhammed’e arzedilecektir.” Böylece siz, iki milyarlık Müslüman bir ümmetin parçasısınız. Peki en yakınınız ve komşunuz Şam diyarındaki özellikle de Mübarek Toprak Filistin Müslümanlara karşı nasıl olur?
Ey Müslümanlar! Ey Müslüman ülkelerdeki, özellikle de çevre ülkelerdeki ordular! Lübnan ve diğer Müslüman ülkelerin yöneticileri, emrettiğinde Batı’nın planlarını uygulamak için iktidara getirilmişlerdir Onların ne büyük arzusu, işgalcinin süngüleri altında olsa dahi kanınız ve dininiz pahasına iktidar koltuklarını korumaktır. Bu nedenle, Allah üstün kılana ya da uğruna yok olana kadar size şu köklü çözü hatırlatmaya devam edeceğiz: Bekleyiş ve pasiflik tozundan silkinmeleri ve tekbirlerle Filistin toprağına doğru ilerlemeleri için ordulardaki çocuklarınızı teşvik edin. Eğer bu yöneticiler karşılarına çıkarlarsa, onları yollarından silip atsınlar ve yerlerine savaş meydanlarında arkasında savaşacakları ve kendisiyle korunacakları bir lider getirsinler. O zaman Yahudi varlığının nasıl yok olacağını ve Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın nasıl sizi Yahudilere üstün kılacağını göreceksiniz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:
قَاتِلُوهُمْ يُعَذِّبْهُمُ اللهُ بِأَيْدِيكُمْ وَيُخْزِهِمْ وَيَنصُرْكُمْ عَلَيْهِمْ وَيَشْفِ صُدُورَ قَوْمٍ مُّؤْمِنِينَ * وَيُذْهِبْ غَيْظَ قُلُوبِهِمْ وَيَتُوبُ اللهُ عَلَى مَن يَشَاءُ وَاللهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ“Onlarla savaşın ki, Allah onlara sizin ellerinizle azap etsin, onları rezil etsin, onlara karşı size yardım etsin, mümin topluluğun gönüllerini ferahlatsın ve onların kalplerindeki öfkeyi gidersin. Allah, dilediğinin tövbesini kabul eder. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” [Tevbe 14 -15]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Lübnan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Road 200, Tarabulus/Tripoli – Lebanon Telefon: 03–155103 / 03–446709 www.tahrir.info |
Fax: 06–629524 E-Mail: ht@tahrir.info |