Cumartesi, 21 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/23
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi

No: HTu2013BAu20132013u2013MMBu2013TRu20130005 H. 6 Rabi-ul Evve 1434
M. Cuma, 18 Ocak 2013

-Basın Açıklaması- Suriye'deki Kadınlara Tecavüz Edilmesi, Kirli Savaşın Aracı ve Sistematik Aşağılanmanın Vesilesidir

Uluslar arası Kurtarma Komitesi 14 Ocak 2013 günü, tecavüzün Suriye'deki savaşın bir aracı olarak kullanıldığını, ailelerin Suriye'den dikkat çekici bir şekilde büyük bir insanlık felaketine tanık olunan civar ülkelere firar etmelerinin arkasındaki ana nedenin bu olduğunu ortaya çıkarmış ve uluslar arası yardım düzeylerinin yeterli olmadığını nitelendirmiştir. Ayrıca tecavüz raporları, "Suriye'deki iç savaşın hissedilir ve rahatsız edici özelliğini" nitelendirmiş ve kendileriyle röportaj yapılan kadınlar da, saldırılara adam kaçırma, tecavüz, işkence ve ölümlerin de dahil olduğunu ve alenen, evlerinde ve bazılarının da ailelerinin önünde toplu tecavüze maruz kaldıklarını açıklamışlardır.

Öldürme, yerinden edilme ve din, ahlak ve insanlık gözetilmeksizin mescitlerin ve evlerin insanların başlarına yıkılması gibi Suriye'deki felaket durum, hiçbir kimseye gizli olmadığı gibi Şam'ın el-Mudamiyye semtindeki baskında öldürülen 8 çocuk ve 5 kadın da asla bu cürümlerin sonuncusu olmayacaktır. Bu tecavüz cürümleri; kendilerini dört on yıl boyunca en kötü işkenceyle zehirlediği gibi onları kafir laik rejimin demir yumrukla yönettiği kafir Baasçı Beşar rejimini hep birlikte reddettiklerini ilan etmelerinin yanı sıra "Bu Allah İçindir, Bu Allah İçindir" yankılarıyla kafir Baasçı Beşar rejiminin düşmesini ve İslamî Hilafet Sistemi'ni kurulmasını talep ettiklerini ilan etmek amacıyla erkeklerle birlikte yan yana sokaklara çıkan Suriye'deki bacılarımıza yönelik cürümler silsilesini tamamlamak için gerçekleştirilmektedir. Bundan dolayı mücrim Beşar şebbihalarına, Suriye'deki halkımızı korkutmak ve gökyüzü ile yeryüzünün sakinlerinin razı olacağı Allah'ın yönetiminin kurulmasıyla ilgili kararlarından vazgeçirmek amacıyla bu sistematik cürümleri gerçekleştirmelerini emretmekte ve emretmeye de devam etmektedir.

وَمَا نَقَمُوا مِنْهُمْ إِلاَّ أَنْ يُؤْمِنُوا بِاللَّهِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ "Onlardan sırf Azîz-ul Hamîd olan Allah'a iman etmelerinden dolayı intikam aldılar." [el-Burûc 8]

Belki de bu, civar ülkelere binlerce göç edenleri ve kamplarda acılarını ve trajedilerini artıran insanlık dışı ve aşağılayıcı en düşük yaşam standartlarındaki koşullarda yaşayanları tefsir etmektedir ki onlar, bu tagutların saldırılarına maruz kalmaya devam ettikleri zulümlerinden dolayı bunu tercih etmişlerdir. Nitekim bu gibi iğrenç cürümlerle, Müslüman kadınların aşağılanması ve kasap Beşar'ı ortadan kaldırmak için çalışan Suriye'deki muhlis evlatların iradesinin kırılması amaçlanmaktadır.

Ey Müslümanlar!

Onların öldürdükleri ve yetim bıraktıkları sizin de evlatlarınızdır ve evlatlarını kaybetmekten dolayı yürek acısı çekenler sizin de babalarınız olduğu gibi dul bırakılan, çocuklarını kaybeden ve tecavüze uğrayan kadınlar sizin de analarınız ve bacılarınızdır. Zira Allahuteala, şöyle buyurmaktadır:

إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ "Muhakkak ki müminler kardeştirler. " [Hucurat 9]

O halde Rabbiniz [Subhânehu ve Te'âla]'nın çağrısına karşı sizler neredesiniz? Onlara nusret verilmesine ve savunulmasına karşı sizler neredesiniz? Şayet onları terk eder ve onlara nusret vermekten geri durursanız Allah'ın sizleri hesaba çekeceğini bilmiyor musunuz? Aynı şekil de Suriye'deki kardeşlerinize nusret vermenin, sadece hamd ile olsa bile dua etmekle ve nefsi ve dini için kaçarak hicret edenleri barındırmakla olmayacağını -ki bu vacip olsa bile- bilakis yöneticilerinizin karşısında durmakla, kardeşlerinize ihanet etmelerinden, dahası mücrim Beşar rejimi ile birlikte onlara karşı komplo kurmalarından dolayı onları muhasebe etmekle ve kışlalarında oturup duran ordu içerisindeki evlatlarınızın, gururlu Şam'daki kardeşlerinize nusret vermek için harekete geçmeleri amacıyla kararlı ve azimli bir şekilde seferber olmalarını talep etmenizle olacağını bilmiyor musunuz?

Ey Ordular ve Ey Subaylar!

Mutasım, yüzüne tokat atılan bir kadına nusret vermek için devasa bir ordu seferber etmiştir. Peki o halde evlatlarını kaybeden binlerce analar sizleri harekete geçirmeyecek mi? Yetim bırakılan binlerce kız çocuğu sizleri harekete geçirmeyecek mi? Dul bırakılan binlerce kadın sizleri harekete geçirmeyecek mi? Tecavüze uğrayan ve sahip oldukları en sevimli şeyleri çalınan bacılarınıza karşı damarlarınızdaki kan kaynamıyor mu? Tüm bunlar, sizin içinizdeki Mutasım'ın Şövalyelerini harekete geçirmeyecekse peki ne zaman harekete geçirecek Allah aşkına! Nitekim Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], şöyle buyurmuştur:

مَا مِنِ امْرِئٍ يَخْذُلُ مُسْلِمًا فِي مَوْطِنٍ يُنْتَقَصُ فِيهِ مِنْ عِرْضِهِ إِلا خَذَلَهُ اللَّهُ فِي مَوْطِنٍ يُحِبُّ فِيهِ نُصْرَتَهُ، وَمَا مِنْ أَحَدٍ يَنْصُرُ مُسْلِمًا فِي مَوْطِنٍ يُنْتَقَصُ فِيهِ مِنْ عِرْضِهِ وَيُنْتَهَكُ فِيهِ مِنْ حُرْمَتِهِ إِلا نَصَرَهُ اللَّهُ فِي مَوْطِنٍ يُحِبُّ فِيهِ نُصْرَتَه "Onurunun aşağılandığı bir yerdeki bir Müslümanı yüz üstü bırakan hiçbir kimse yoktur ki Allah Azze ve Celle de o kimseyi, nusret vermekten hoşlandığı bir yerde yüz üstü bırakmış olmasın. Onurunun aşağılandığı ve mukaddesatının çiğnendiği bir yerdeki bir Müslümana yardım eden hiçbir kimse yoktur ki Allah'ta o kimseye, nusret vermekten hoşlandığı bir yerde nusret vermiş olmasın"

O halde ajan yöneticilere boyun bükmeye ve teslim olmaya devam mı edeceksiniz? Yöneticilerinizin giydirmiş olduğu zillet ve aşağılık elbisesinde kalmaya devam mı edeceksiniz yoksa Resulünüz [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in çağrısına icabet ederek sizlere yardım için ağlayan ve lisan-ı halleri ey Mutasım ve ey ordular nerdesiniz diyen Şam'daki analarınızın ve bacılarınızın ırzlarını savunmak için içinizdeki Mutasım'ın şövalyeleri harekete mi geçeceklerdir.

إِلاَّ تَنفِرُواْ يُعَذِّبْكُمْ عَذَابًا أَلِيمًا وَيَسْتَبْدِلْ قَوْمًا غَيْرَكُمْ وَلاَ تَضُرُّوهُ شَيْئًا وَاللَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ "Eğer (savaşa) çıkmazsanız, (Allah) sizi pek elem verici bir azap ile cezalandırır ve yerinize sizden başka bir kavim getirir ve siz (savaşa çıkmamakla) O'na hiçbir zarar veremezsiniz. Şüphesiz Allah, her şeye kadirdir." [et-Tevbe 39]


Dr. Nesrin Nevaz
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Bürosu Üyesi

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan
Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43
www.hizb-ut-tahrir.info
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER