Çarşamba, 23 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi

No: HT-BA-2024-MB-TR-48 H. 1 Cumâde’s Sânî 1446
M. Salı, 03 Aralık 2024

Körfez İşbirliği Konseyi Zirvesi Kararları, Günah ve İhanet İşbirliğidir

Körfez İşbirliği Konseyi üyesi ülkelerin liderleri ve temsilcileri, 1 Aralık 2024 Pazar günü, Kuveyt’in ev sahipliğinde gerçekleştirilen Körfez İşbirliği Konseyi 45. Yüksek Konseyi oturumunun kapanış bildirisinde, Gazze’deki toplu cezalandırma ve katliamların durdurulmasını, sivillerin zorla yerlerinden edilmesine son verilmesini ve sivil altyapının yok edilmesinin önlenmesini talep ettiler. Sivil halkı korumak, savaşı durdurmak ve kalıcı çözümlere ulaşmak için ciddi müzakerelere aracılık edilmesi çağrısında bulundular. Filistin meselesine yönelik sabit duruşlarını teyit ederek, işgalin sona erdirilmesi ve Filistin halkının 1967’den beri işgal altındaki tüm Filistin toprakları üzerindeki egemenliğinin desteklenmesi gerektiğini vurguladılar. Bağımsız bir Filistin devleti kurulması, başkentinin Doğu Kudüs olması ve mültecilerin haklarının güvence altına alınması gerektiğini, Arap Barış Girişimi ve uluslararası kararlar doğrultusunda belirttiler. Ayrıca, Lübnan’a tam destek verdiklerini ifade ettiler.

İşte Körfez liderleri yine bir araya geldiler; ama keşke gelmeselerdi. Zira bir kez daha günah ve ihanet dolu tutumlarını tekrarladılar. Gazze’de 422 günü aşkın süredir akan kan, şehitlerin paramparça bedenleri, Gazze’nin sokaklarını ve mahallelerini dolduran yıkıntılar, bu liderlerin kalbinde en ufak bir etki uyandırmadı? Gazze’deki çocukların ve kadınların açlıktan ve soğuktan ölmekte olduğu, çadırlarının altında sular içinde kaldığı ve gökyüzünün yağmurla onları ıslattığı bu manzaralar karşısında kalpleri hiç mi sızlamadı? Taşı ve kayayı ağlatan bu görüntüler, bu liderlerin kalplerinde hiçbir iz bırakmadı mı, kararlarında hiçbir etki yaratmadı mı?

Bir araya gelip günah ve ihanette birleştiler. Yahudilerin Gazzeli kardeşlerimize karşı başlattığı imha savaşını durdurmak için ordularını harekete geçirmek, onlara yardım etmek ve Filistin ile Mescid-i Aksa’yı kurtarmak yerine, uzaktan bakan tarafsız birer kişi gibi savaşın durdurulmasını ve işgalin sona ermesini talep ettiler. Sanki olayların uzağında, tarafsız bir gözlemciymiş gibi davrandılar. Ancak Amerika’nın liderliğindeki uluslararası sistem, yani küfrün ve suçun başı, onların gözünde çağrıların ve taleplerin yapılacağı en yakın taraf olarak görüldü.

Keşke sadece bu taleplerle yetinselerdi, o zaman en azından Gazze’deki kardeşlerimize, Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Miraç mekânına ve Müslümanların ilk kıblesine ihanetle yetindiklerini söyleyebilirdik. Ancak ihanetlerini günah ve sapkınlıkla taçlandırarak, gasıp Yahudi varlığıyla yan yana zayıf bir Filistin devleti kurulması çağrısında bulundular. Üstelik bu çağrıyı, Yahudilerin Mübarek Toprağın üçte ikisini gasp etmesini meşrulaştıran ve İslam ülkelerinin Yahudilerle normalleşmesini öngören hain Arap Barış Girişimi’ne ve Yahudileri mağdur gösteren uluslararası kararlara dayanarak yaptılar. Ayrıca, uluslararası kararları dayanak alarak Yahudi varlığını bir gerçeklik ve hak sahibi olarak tanıdılar. Lübnan’ı da unutmadılar. Lübnan’la yalnızca dayanışma içinde olduklarını ifade ettiler.

Körfez yöneticileri tıpkı diğer tüm Müslüman yöneticiler gibi, ülkelerimizdeki sömürgecilerin çıkarlarını koruyan bekçilerden başka bir şey değildirler. Yalnızca sömürgeci efendilerinin emirlerini yerine getirmek için toplantılar düzenlemektedirler. Adımları günahla, kararları ise inkârla doludur. Onlardan daha fazlasını beklemek saflık olur. Bu nedenle ümmetin orduları inisiyatifi ele almalı, işleri yeniden düzene koymalı ve ümmeti tek bir lider altında birleştirmelidir. Tek bir liderin yönetiminde birleşerek, ümmetin çıkarlarını gözeten ve topraklarımızın herhangi bir kısmına yapılan saldırılara karşılık veren bir düzen kurmalıyız. Ancak bu şekilde ümmetin karanlık dönemi sona erdirilebilir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

لَيَبْلُغَنَّ هَذَا الْأَمْرُ مَا بَلَغَ اللَّيْلُ وَالنَّهَارُ، وَلَا يَتْرُكُ اللهُ بَيْتَ مَدَرٍ وَلَا وَبَرٍ إِلَّا أَدْخَلَهُ اللهُ هَذَا الدِّينَ بِعِزِّ عَزِيزٍ أَوْ بِذُلِّ ذَلِيلٍ، عِزّاً يُعِزُّ اللهُ بِهِ الْإِسْلَامَ، وَذُلّاً يُذِلُّ اللهُ بِهِ الْكُفْرَ“Bu din, gece ve gündüzün ulaştığı her yere ulaşacaktır. Allah, bu dini sokmadığı hiçbir ev bırakmayacaktır. Çadırlara bile girecektir. Kimi onuruyla kimi de zilletiyle... Ya İslâm’la izzet bulacak veya küfürle zelil olacaktır.”

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan
Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43
www.hizb-ut-tahrir.info
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER