حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HTu2013BAu20132013u2013MMBu2013TRu20130028 |
H. 25 Cumâde’l Ûlâ 1434 M. Pazar, 07 Nisan 2013 |
-Basın Açıklaması- Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, Müslüman Kadını Fransız Toplumundan Uzaklaştırmada Sarkozy'i Geçmeye Çalışıyor
Başörtüsü takan Müslüman kadınların tutuklanmaları ve para cezasına çarptırılmalarının yanı sıra mütevazi elbise giyen Müslüman genç kızların ve kadınların okullardan ve devlet görevlerinden uzaklaştırılmalarıyla yetinilmemiş, Associated Pres Haber Ajansı ve diğer medya organları Nisan ayının ilk Pazartesi günü Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'nin Fransa'daki özel sektörlerde de hımarın (başörtüsünün) geniş bir şekilde yasaklanmasını görmeyi dilediğinden bahsetmişlerdir. Onun bu açıklamaları, Mart ayında Anayasa Mahkemesi tarafından İslamî hımarı (başörtüsünü) takmasından dolayı Müslüman bir kadını haksız yere ayıran özel sektör tarafından idare edilen kreş hakkında bir karar yayınlanmasının ardından gerçekleşmiştir. Nitekim bu karar, İslam düşmanı aşırı sağcı guruplar ve onların destekçileri arasında bir heyecan oluşturmuştur. Dolayısıyla onun, militan laikler ile Fransız toplumunda artan faşist unsurlar arasındaki siyasî noktalara ilerlemesi istenmediği gibi ülkedeki İslam düşmanı büyük duygular karşısında görünmesi de istenmemektedir. Dolayısıyla sosyalist hükümet, hızla mahkemenin kararının "laik ilkeler" için bir tehlike oluşturduğu uyarısında bulunmuştur. Bu sırada Hollande, özel sektörlerde hımar (başörtüsü giyen) devlet görevlilerinin üzerindeki eski katı kısıtlamaların uygulanmasına imkan veren yeni katı bir yasa istediğini söylemiştir.
Merkez Sağ Muhalefet Partisi, şuan parlamentoya herhangi bir şirketin her türlü simgeyi veya dini uygulamaları yasaklayabilecek olan bir tasarı sundu. Aynı zamanda 03 Nisan Çarşamba günü, aşağılık feminist gurubun üç kadın üyesi, İslam'a kindar bakış açılarını ifade etmek için yarı çıplak protesto gösterisi yaptılar ve Paris Büyük Camisi'nin önünde İslam'ın râyesi olan asil râyeyi yaktılar. Onların iddialarına göre İslam, Müslüman kadına çalışma esnasında mütevazi kıyafetler giymesini vacip kılmasından dolayı kadına zulmetmektedir!
Bu râyeyi yükseklerde taşıyan dünyadaki milyonlarca Müslümanın aşağılanmasına neden olan kışkırtıcı bu iğrenç eyleme karşı Hollande'den veya onun sosyalist hükümetinden veya egemen olan herhangi bir Fransız siyasî partiden herhangi bir kınama ya da eleştiri gelmemiştir. Dolayısıyla Haollende ve onun sosyalist hükümetinin, kamuoyunun dikkatini siyasî skandallarından ve krizlerinden uzaklaştırıp kadının kıyafeti gibi küçük bir meseleye çekmek için başörtüsünü manipüle eden ve Müslüman kadını canlı kalkan olarak kullanan Fransa'nın ahlak dışı mirasını sürdürmeye kararlı olduğu görünmektedir.
Tabii Cumhurbaşkanının açıklamalarının, kamuoyu anketlerinin geriye gittiği, ekonomideki yavaş büyümenin acısının çekildiği, işsizlik oranlarının yükseldiği, vergi kaçakçılığı gelirlerini aklamakla suçlanan Maliye eski Bakanı Jerome Cahuzac'ın da karıştığı patlak veren vergi kaçakçılığı skandalının acısının çekildiği bir vakitte gerçekleşmesi bir tesadüf değildir. İşte tüm bunlar, yapısı gereği politikacıların hiç çekinmedikleri, oy kazanmak için "ırkçı kartı" kullandıkları gibi başkanların veya partilerin siyasî arzularını beslemek için Müslüman kadını siyasî bir kart olarak kullandıkları için herhangi bir yargısal sorunla yüz yüze gelmedikleri fasit laikliğin doğasını ortaya koymaktadır. Dahası bunlar, İslamofobiyi ve toplumların damgalanmasını körükleyen laik politikanın alaycı doğasını ifşa etmektedir. Hatta bunlar, siyasî kilometrelerin garantilenmesi için kabul edilir bir kural haline gelmiştir. Ayrıca bunlar, ister sosyalist isterse laik hükümet tatbik etsin laik sistemin, dini azınlıklara zulmeden, onları temel haklarından soyutlayan, saçmalığa, ikiyüzlülüğe ve yüksek iffet değeri ifade eden şerefli kadını ikinci derece vatandaş kılan laik özgürlüklerin dejenere olmasına vurgu yapan psikolojik ve genetik olan dini ırkçılığı taşıdığını ortaya koymaktadır. Bu arada pornografiye saygı duyulup propagandasının yapıldığı bir sırada toplum içerisinde bedenlerini ifşa edenler ve 1.5 milyardan fazla Müslümanın akidesine hakaret edenler hesaba çekilmemektedirler.
Bundan dolayı Batı'daki binlerce Müslüman ve gayrimüslim kadının, her yıl laikliği reddetmeleri, mütevaziliğe savaş açan ve kadının onuru hakkında sapkın bir vizyona sahip olan bu ideolojiye ikna olmamaları şaşırtıcı değildir. Zira bu ideoloji, kadının toplumdaki konumunu zayıflatmakta ve kadının fikri zayıflığını sunarak delile delille ve fikrî ikna ile mücadele etmek yerine hummalı bir şekilde kendilerini kabul ettirmenin bir aracı olarak Müslüman kadına değerlerini dayatmaya başvurmaktadır. Dolayısıyla tüm bunların yerine onlar, akla kanaat getiren, kadını toplumdaki yüksek konumuna yükseltecek olan, kadının ırzının ve hakkının korunmasına bir kutsiyet olarak bakacak ve mütevaziliği bir suç değil bir fazilet olarak tanımlayacak olan aklî akideye mebni İslam'a tutunmalıdırlar. Dolayısıyla da bizler, Fransa'daki bütün Müslümanları İslamî akidelerinde ve Allah'a vermiş oldukları ahitlerinde muhlis olmaya, kıyafette dahil İslamî vaciplerine bağlı kalmaya, baskıcı hükümetlerine sevgi besledikleri veya onlardan korktukları için İslam'ın hükümlerini terk etmemeye davet ediyoruz. Aksi taktirde yaratıcısına itaat etmek üzere sabreden bir kimsenin beklediği cennetin nimetlerini tasavvur etmek imkansızdır.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |