Hizb-ut Tahrir, "Gazze... Hatta Tüm Filistin Müslüman Ordularından Yardım İstiyor" başlığı altında Medya Konferansı düzenledi. Hizb-ut Tahrir'in Mısır, Ürdün ve Türkiye medya temsilcileri, Gazze'yi hatta tüm Filistin'i kurtarmak için orduları harekete geçirmek Filistin'e karşı yapılması gereken bir görev olduğunu söylediler. Sonra subay ve orduların aile ve yakınlarına bir çağrıda bulundular. Onları, Gazze'ye destek olmaya, Mescidi Aksa'yı kurtarmaya ve ümmete karşı görevlerini yerine getirmeye teşvik ettiler. Aşağılayıcı yöneticilerin emirlerine boyun eğmemeye davet ettiler. Hizb-ut Tahrir / Filistin Medya Bürosu tarafından hazırlanıp canlı olmayan kayda alınmış bir konuşma da yayınlandı. Konuşmada yıkımın boyutu dile getirildi. Orada sistematik olarak Yahudi varlığı tarafından Müslümanlara karşı işlenen vahşet, katliam ve yıkıma değinildi. Mübarek topraklara yardıma koşmaları için ordu ve kahraman halka bir serzenişte bulunuldu. Ayrıca Hizb-ut Tahrir / Suriye Vilayeti Medya Bürosu da kayıtlı bir konuşma yaptı. Konuşmada diğer insanlara nazaran ümmeti Muhammedin taraftarlarının tek bir ümmet olduğu, barış ve savaşlarının da tek olduğu ifade edildi. Suriye ve Gazze halkının acı içinde kıvrandıkları dile getirildi. Ayrıca Merkezi Medya Bürosu Başkanı da aldıkları tavır nedeniyle Yahudi devletinin kibrine ve Gazze'deki Müslümanların onurlarının zedelenmesine yol açan çevre ülkelerin durumuna bir vurgu yaptı. Yahudilerin hem hain bir halk olduğunu hem de mübarek toprakları gasp ettiklerini ifade etti. Ardından Müslüman ordulara özellikle çevre ülkelere hitaben şöyle dedi: "Biz, gökten meleklerin inip Hilafeti kurmayacaklarını, orduyu komuta etmeyeceklerini biliyoruz. Yeryüzünde İslami hayatı başlatmak ve Hilafeti kurmak için doğru dürüst ve içtenlikle çalıştığımız zaman ve Yahudilerle savaşmak ve Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın dinine yardım etmek için ordular harekete geçtiği zaman ancak Allah Subhânehu ve Teâlâ melekleri indirecektir. İşte o zaman Aziz ve Kaviyy olan Allah Subhânehu ve Teâlâ, bizim adımıza savaşmaları için değil, bize yardım etmeleri için melekleri indirecektir. Kuranı Kerim hikmetli ayetlerinde bize bunu şöyle bildirmektedir.

بَلَى إِنْ تَصْبِرُوا وَتَتَّقُوا وَيَأْتُوكُمْ مِنْ فَوْرِهِمْ هَذَا يُمْدِدْكُمْ رَبُّكُمْ بِخَمْسَةِ آلَافٍ مِنَ الْمَلَائِكَةِ مُسَوِّمِينَ "Evet. Sabreder ve gereği gibi sakınırsanız üstlerinizden Rabbiniz size nişanlı beş bin melekle yardım getirir." ^{[Ali İmran 125]}

Daha sonra medya ve gazetecilerin soru ve açıklamaları oldu. Her birine tam bir şeffaflık ve doğrulukla cevap verildi. Sonra tavsiye niteliği taşıyan aşağıdaki üç noktaya vurgu yapılarak konferans sona erdi:

1- Ülkeyi kurtarmak, halkı korumak, düşmanların kötü niyetli emellerini yok etmek için İslami orduları harekete geçirilmelidir. Eğer ordular harekete geçmezlerse, ümmet harekete geçmeli ve kendilerine dayatılan yöneticilerin boyunduruğunu kırmak için orduları teşvik etmelidirler. Zira yöneticileri koltuklarına ve tahtlarına oturtan, orada kalmalarını sağlayan ordu ve güç sahipleridir. Yöneticileri koruyan ve bekçiliğini yapan bunlardır. Bu nedenle eğer bunlar, Allah'ın yanında olmayı tercih ederlerse, yöneticileri devirmek ve onları değiştirmek çok kolaydır Allah'ın izniyle.

2- Gazze'ye uluslararası güç ve gözlemci yerleştirmek, iki devletli nihai çözümlere davet etmek gibi Müslümanların iradesini kıran tüm girişim ve yamalar reddedilmelidir. Sadece Gazze halkının kahramanlığı bile tüm dünyayı hayrete düşürdü ve Yahudi devletini derinden sarstı. Peki, ümmetin orduları harekete geçseydi nasıl olurdu?

3- İslami ümmet, içine düştüğü zillet, hakaret, acizlik ve aşağılanmadan ancak Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devleti ve Allah'ın Şeriatı ile hükmeden Halifeye biat ile kurtulabilir. Ümmet, Hilafeti kurduğu zaman iyi riayet ve korumaya kavuşacaktır. Halife, Müslümanlardan zulmü kaldıracak, sadece Gazze'yi değil tüm Filistin ve işgal altındaki Müslüman ülkeleri işgalcilerin işgalinden kurtaracaktır. Hilafet Devleti, İslami ümmete izzet ve onurunu tekrar iade edecek, onu eski güç ve ihtişamına kavuşturacaktır. Yeniden uluslararası sahneye önderlik etmek için dünyanın zirvesine oturacaktır. Zulmü kaldıracak ve adaletle hükmedecektir. İnsanlığın iyiliği için tüm dünyayı dolaşacaktır.

İşte Hizb-ut Tahrir sizi buna davet ediyor.