حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HTu2013BAu20132014u2013MBu2013TRu201353 |
H. 4 Zilka’de 1435 M. Cumartesi, 30 Ağustos 2014 |
Muhinna Cubeyl'in Makalesine Yanıt Birliği Sağlamak İçin Demokrasi Hiç Hilafetin Alternatifi Olabilir Mi?
el-Cezire sitesi, 23 Ağustos 2014 tarihinde Bilgi bölümünde Sayın Muhinna Cubeyl'in, "Birlik, Hilafet ve Demokrasi" başlıklı bir makalesini yayınladı. Yazar, bu makalede demokrasiyi kabul etmekten korkan ya da deneyimini İslam birliğini sağlamak için kullanan muhafazakâr Müslüman gençlik adını verdiği kişilere hitap etti.
Bu birliğin Kur'an ve Mütevatir Sünnetin nassları ile farz olduğunda hiçbir şüphe yoktur. Yazar, özetle "Burada demokratik anayasal düzenin anlayışında derin bir sorun vardır. Bu anayasal düzen, çeşitli dinlere ve mezheplere mensup vatandaşların ulusal anayasal hakkının garantörüdür" fikrini desteklemeye çalışarak, "Demokratik boşluk çeken ya da marjinal yaşayan ülkeler, bugün dayanışma standartlarına ve İslami birlik kavramına diğer totaliter rejimlerden daha çok gerçekleştirebilirler." dedi.
Yazar, demokrasi, birliği daha iyi sağlayabilir düşüncesini ortaya attıktan sonra, Hilafet kavramının dini temeli olmayan bir terim olduğunu ima etmeye çalıştı. Hilafet, veraset yoluyla yönetimi miras alanlara verilmiş tarihi bir kavramdır, dedi ve ardından bölge ülkeleri arasında federasyon oluşturarak ve bu federasyonun başkanını da Halife kabul ederek, Hilafete nasıl ulaşılabilineceğinin tasavvurunu ortaya koydu!
Ardından yazar, Şeriatta, Müslümanların tarihinde ve çağdaş siyasal anlamda Hilafet kavramında meydana gelen kargaşanın, fikri karmaşa ve teorik fıkhi boşluktan kaynaklandığı yargısına vardı. Öyle meselenin bazı gençlerin sandığı gibi olmadığını söyledi. Bu ülkenin sanayisi için demokrasinin sağladığı siyasi çerçeveyi reddetmenin hiçbir makul gerekçesi yoktur. Demokrasi, şu veya bu Müslüman halk için siyasi ve toplumsal bir güçtür, kurtuluş için meşru direnişin destekleyicisidir dedi ve ardından Müslümanların, ülkeler arasında birliği sağlamak için demokratik projeye sarılmaktan başka çareleri yoktur eklemesinde bulundu.
Yazarın makalede söylediklerine yanıt olarak deriz ki: Demokratik devlet kavramı ortaya atıldıktan sonra bir devleti demokratik olarak tanımlamak için Batının esnek, hayali ve başarısız üç kritere dayandığını görüyoruz. Bunlar: Anayasa, [Constitutional], özlü kriter, [Substantive] ve Usul'dür [Procedural]. Bu üç kriter, kendi içinde uygulanması hayal bir dizi çelişkiler barındırıyor! Örneğin Jamaika gibi bir ülke, demokratik halkı hayran bırakacak şekilde seçimler yapıldığı için bir ölçüde demokratik başarısı olan bir ülke olarak sınıflandırılabilir. Hâlbuki Jamaika, "demokratik özgürlüklere" sahip olmasına rağmen ülke halkına karşı saldırgan bir ülkedir. Örneğin Irak gibi bir ülke, mükemmel demokratik bir ülke olarak sınıflandırılabilir. Oysa Maliki'nin son zamanlarda işlediği cürümler, Saddam'ın işlediği cürümlerin kat kat ötesindedir! Ocak 2011 devriminden sonra Mursi hükümetini iktidara getiren, "şeffaf ve adil" bir seçim süreci yaşandığı söylenen Mısır'daki seçimlere gelince, yok hükmünde sayılarak Mursi ordu tarafından devrildi. Tüm bunlar, Amerikan demokrasisinin kutlaması ve sponsoru dâhilinde cereyan etti!
Pratik hayatta demokratik model başarısız olduğuna göre biz, yazarın hayatta gerçekleştirme imkânı olmayan ve çelişkiler barındıran hayali bir sistemi benimsemeye ve ümmetin akidesinden fışkıran, kökü, tarihin derinliklerinde olan ve yaklaşık on dört asır uygulanan Hilafet sistemini terk etmeye davetten amacının ne olduğunu soruyoruz? Sonra yazar, doğasında başarısızlık barındıran ve uygulama imkânı olmayan hayali bir sistemi tutunmanın, ipe un sermek ve efsaneler peşinde koşmak olduğunu görmüyor mu?
Sonra makalede demokrasinin, insan haklarını korumanın bir modeli olduğu geçti. Oysa bu, gerçeklik ve demokratik elit devletler tarafından uygulanan uygulamalarla taban tabana zıttır. Örneğin Fransa, Müslüman kadınların peçe giymesini, İsviçre de minare yapılmasını yasakladı. Amerika'nın insansız hava araçları, Afganistan, Pakistan, Yemen ve Somali'de yaptıkları saldırılarla Müslümanların kanını akıtıyor. Hatta bu insansız hava araçları, sırf Müslüman oldukları için adil yargılamaya tabi tutulmadan Amerikan vatandaşlarını öldürmek için bile kullanılıyor. Amerikan istihbarat servisleri tarafından sunulan ve Obama'dan da onay alan idam listesine gelince, bu kararların küçük yaştaki kimseler hakkında bile uygulandığında hiç bir şüphe yoktur. Bunlar, demokratik Batı tarafından "İsrail" devletinin büyük cürümlerine verilen destek ve ortaya çıkan Ebu Garip, Guantanamo ve Bagram skandalları karşısında devede kulak kalır. Amerika'nın Vietnam'daki kara sicilini, İkinci Dünya Savaşı'nda meydana gelen dehşeti hesaba bile katmıyoruz. Son olarak şunu soruyoruz: Demokrasi, insanlığa kötülük, katliam ve yolsuzluk dışında ne verdi?
Hilafet, şeri bir hakikattir. Ayrıca şeri hakikat yanında bir vahdettir. Hilafeti zikreden, kaidelerini açıklayana Kur'an ve Sünnetten pek çok nass vardır. Hilafetin farziyeti hakkında ümmet ve İmamlar arasında hiç bir ihtilaf yoktur. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلَا مُؤْمِنَةٍ إِذَا قَضَى اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَمْرًا أَنْ يَكُونَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ وَمَنْ يَعْصِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَالًا مُبِينًا "Allah ve Rasûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mümin erkek ve hiçbir mümin kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah'a ve Rasûlü'ne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır." [Ahzab 36]
Hilafet, biat yoluyla sadece Halifenin seçilmesi değildir. Aksine Hilafet, ictimaî, ekonomi, yönetim, yargı, eğitim ve ceza sistemini barındıran mükemmel bir hayat sistemidir. Bu sistemler, yüzyıllar boyunca İslam devletinde İslam'ın uygulanması ile somutlaştı. Dünyaya adalet ve nuru taşıyan ideolojik bir devlet olarak barizleşti. Ümmetin birliğinin, akidesinin ve mukaddesatının garantörü oldu.
وَمَا أَرْسَلْنَاك إِلَّا رَحْمَة لِلْعَالَمِينَ
"Biz seni âlemlere ancak rahmet olarak gönderdik." [Enbiya 107]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |