Pazar, 22 Muharrem 1446 | 2024/07/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi

No: HTu2013BAu20132014u2013MBu2013TRu201354 H. 7 Zilka’de 1435
M. Salı, 02 Eylül 2014

Basın Açıklaması Milyonlarca İnsanın Hayatını Tahrip Eden Savaşta Suriyeli Çocuklar Da Öldü!

Birleşmiş Milletler, Cuma günü yaptığı açıklamada devam eden çatışmadan kaçmak için ülkelerini terk eden Suriyeli mültecilerin sayısının üç milyonu geçtiğini bildirdi. BM Mülteciler Yüksek Komiseri de yaptığı bir açıklamada "Kötüleşen Suriye mülteci krizinin, bugün üç milyon mülteci ile yeni bir rekora koştuğunu" söyledi ve "Bu sayıya, ülkeden kaçan ve mülteciler listesine kayıtlı olmayan yüz binlerce Suriyelinin dâhil olmadığını" belirtti.

Suriye'de savaş son surat devam ediyor ve her gün çok daha fazla insan şehit düşüyor ya da yaralanıyor. Mültecilerin sayısı artıyor. Kayıtlı Suriyeli mülteci sayısı, daha bir yıl önce iki milyon mülteciye ulaşmıştı. Şimdi ise üç milyonu geçiyor. Ülke içinde yerlerini yurtlarını terk edenler buna dâhil değildir. BM Yüksek Komiserliği'ne göre ülke içinde evlerini terk edenlerin sayısı 6,5 milyonu geçti. Bu, Suriyelilerin yaklaşık %50'sinin evlerini terk etmek zorunda kaldığını anlamına gelir. Bu mültecilerin çoğu, kadınlar ve özellikle de çocuklardır. Savaş, Suriye veya komşu ülkelerde mülteci olarak yaşayan Suriyeli 5,5 milyon çocuğu vurdu. Bugün 1,2 milyondan fazla çocuk, komşu ülkelerde mülteci olarak yaşıyor. Çoğunluğu eğitim olanağından mahrumdur. Çünkü yaklaşık üç milyon çocuk, düzenli okul eğitimine devam etmiyor. Suriye'deki okulların beşte biri yıkılmış ya da hasar görmüş durumda. Veya askeri amaçlar için kullanılıyor. Komşu ülkelerde, özellikle Ürdün ve Lübnan'da kötü şartlarda çalışan mülteci çocukların sayısı güç geçtikçe artıyor. Bu çocuklar, günlük 12 saatten fazla ve genellikle de perişan ve tehlikeli koşullar altında çalışıyorlar. Uygun ve yeterli güvenlik koşulları sağlanmış değil. Bu da zaten savaş ve sığınma anıları ile boğuşan çocukların acılarını iyice artırıyor. Ayrıca mülteci çocukların çoğu, erkeklerin yokluğunda ailelerinin geçimini temin etmek için okulu bırakıyorlar. Geçtiğimiz Nisan ayında Ürdün'de CARE örgütü tarafından hazırlanan bir çalışma, Suriyeli erkek çocukların yüzde 52'sinin, kızların yüzde 62'sine kıyasla şuan okula gittiklerini gösterdi. Lübnan'daki oran ise bundan çok daha azdır. Zira orada Suriyeli mülteci çocukların sadece yüzde 30 okula gidiyor. Biz, bu çocukların ve korkunç koşullar altında yaşayan gençlerin, yaşadıkları baskı ve travmanın boyutunu, bundan kaynaklanan davranış bozukluklarını ve özellikle de şiddeti hayal edebiliyoruz. Çünkü bunları kaybedecekleri hiç bir şeyleri yok! Suriyeli çocukların, babanın çocuğuna gelecek sağladığı gibi bir gelecekleri yok. Kardeşin kardeşe karşı beslediği şefkat, sevgi ve merhamet duygularından yoksunlar. Bunun yerine çocuklar sokağa bırakıyorlar ve çocuklukları, yaşama mücadelesiyle geçiyor. Eğitimdeki devamsızlık sonucunda hayatları darmadağın oluyor!

Komşu ülkelerin Suriye halkına karşı gösterdikleri ilgisizlik ve mültecilere karşı görevlerini yapmamak için ileri sürülen gerekçelerin temeli, mülteciler sayısındaki önemli artışa dayanıyor. Rejimlerin ileri sürdükleri bu ve benzeri argümanlar, temelsiz saçma sapan argüman ve gerekçelerdir. Eğer onlar gerçekten yardım etmek isteselerdi, karşı karşıya kaldıkları engelleri bir bir aşarlardı! Ya da en azından bu engelleri aşmak için gerekli tedbirleri almaya başlarlardı. İsteselerdi, bunun için gerekli hazırlıkları yapabilirlerdi. Suriyelilerin sorunlarını çözmek için Müslüman ülkelerdeki rejimler ve uluslararası örgütler tarafından sunular öneriler, gerçek çözümlerden ziyade restorasyonlardır. Suriye halkının acılarını dindiremez. Şartlarını iyileştiremez, onları istenen düzeye yükseltemez. Asıl sorun, zalim ve tiran bir rejimin varlığının bir sonucu olarak kendi topraklarında göçe maruz kalmalarıdır. Çözüm de zalim yöneticinin zulmü, bozuk rejimin tasallutu ve ülkenin servetine tahakkümü olmadan insanca adilane yaşamak için Suriye halkının tekrar ülkesine, evlerine ve okullarına geri dönmelerini sağlamaktır. Bu da güç ve kuvvet ehlinin harekete geçmesi, Sykes-Picot sınırlarını koruyan yöneticilerin prangalarını kırmaları, Suriye halkına yardım eden ve düşmanlarından intikamını alan Nübüvvet metodu üzere Hilafeti ilan etmeleri ile mümkündür. Nübüvvet metodu üzere kurulacak Hilafetin tek derdi, Müslümanın onur ve şerefini korumak, inanç, ırz ve kanını himaye etmek, öldürmek ve vergi toplamak değil, iyi riayet olacaktır.

أَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللّهِ حُكْمًا لِّقَوْمٍ يُوقِنُونَ
"Onlar hâlâ cahiliye devrinin hükmünü mü istiyorlar? Kesin olarak inanacak bir toplum için, kimin hükmü Allah'ınkinden daha güzeldir?" [Maide 50]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan
Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43
www.hi.zat.one
E-Mail: media [@] hi.zat.one

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER