يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا بِطَانَةً مِنْ دُونِكُمْ لَا يَأْلُونَكُمْ خَبَالًا وَدُّوا مَا عَنِتُّمْ قَدْ بَدَتِ الْبَغْضَاءُ مِنْ أَفْوَاهِهِمْ وَمَا تُخْفِي صُدُورُهُمْ أَكْبَرُ قَدْ بَيَّنَّا لَكُمُ الْآيَاتِ إِنْ كُنْتُمْ تَعْقِلُونَ "Ey iman edenler! Kendi dışınızdakileri sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri durmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Gerçekten, kin ve düşmanlıkları ağızlarından (dökülen sözlerinden) belli olmaktadır. Kalplerinde sakladıkları (düşmanlıkları) ise daha büyüktür. Eğer düşünüp anlıyorsanız, ayetlerimizi size açıklamış bulunuyoruz." ^{[Ali İmran 118]}

Kırgızistan'ın Oş kentinde siyasi parti olan Hizb-ut Tahrir üyesi dindar Müslüman kadınlara karşı tutuklama kampanyası başladı. 17 Ocak 2015 tarihinde içinde 1967 doğumlu Ozgan bölgesinden Mamatkerimova Gülnara olan bir araba kente girdiğinde, araba durduruldu. Araba ve bacı arandı. Telefonunda Hizbe ait video ve fotoğraflar buldular. Bacıya karşı açılan davaya göre Ozgan bölgesi güvenlik güçlerinin işbirliği ile Oş kentindeki İçişleri Bakanlığı onuncu daire personeli tutuklu bacının evinde arama yaptılar. Ayrıca 1978 doğumlu Tishavia Dilara Hanım Eman Ellavia ile 1971 doğumlu Turdihonova Surayhon Kerimocanov'un evlerinde de arama yaptılar. Arama sırasında polis, çok sayıda DVD ve diğer İslami malzemelere el koydu. Ardından ilgili bacılar içişleri bakanlığının zindanına götürüldüler ve bu açıklama yazılana kadar da hâlâ orada tutuluyorlardı.

Annelere, kız kardeşlere ve kızlarımıza karşı Kırgızistan devlet politikası, Batı, Rusya ve Çin politikası ile aynı. Bu ülkelerden her biri, Âlemlerin Rabbi olan Allah'ı razı etmek için çalışan dindar Müslüman kadın avı başlattı. Allah'a iman etmeyen bu ülkelerin hükümetleri, İslam'a ve Müslümanlara karşı topyekûn savaş yürütüyorlar. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti kurmak için çalışan samimi insanlara karşı mücadelede çok aktifler. Bu politika ile Kırgızistan, İslami geçmişini görmezden geliyor. Halkına ve dinine hiç bir değer vermiyor. Kendisini, ülkeyi tahrip eden ve politikalarına aykırı davranan herkesi cezalandırmak için çalışan kâfir sömürgecilerin kollarına atıyor. Şüphesiz onlar, Batı kültürü ile zehirlenmiş ve laik fikirler ile büyülenmişler. Politikaları sömürgeci kâfirleri memnun etmeyi dayalıdır. Allah Subhânehu ve Teâlâ Kuran'da şöyle buyuruyor:

وَلَنْ تَرْضَىٰ عَنْكَ الْيَهُودُ وَلَا النَّصَارَىٰ حَتَّىٰ تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ "Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır." ^{[Bakara 120]}

Kâfirlerin Müslüman ülkeleri işgal ettiklerini, mallarını yağmaladıklarını ve dünya çapında milyonlarca Müslümanı katlettiklerini görmüyor musunuz? Onların sömürgesinden sonra Batı ya da Doğuda kendi ayakları üzerinde duran dünyada tek bir ülke bile yok. Aksine bu ülkeler, yoksulluk ve sefalet boyunduruğu altında inim inim inliyorlar! O zamandan beri sömürgeci kâfirlerden kurtulmak için ellerinden tutan olmadığından dolayı bu ülkelerin halkları zayıf. Bunun en güzel örneği, Kırgızistan. Ülkenin yaşadığı toplumsal, ekonomik, eğitim ve diğer sorunlar nedeniyle insanların maruz kaldığı sıkıntıları görmüyor musunuz? Suçu dindar Müslüman anneler, kızlar ve eşleriniz üzerine mi atmak istiyorsunuz? Bunların mı bu sorunlara ne olduklarını ima ediyorsunuz? Oysa Kırgızistan halkının tüm sorunlarının nedeni, kendi halkınıza karşı sizi bir maşa olarak kullanan sömürgeci kâfirlere bağımlılık politikasıdır. Bu sömürgeci kâfirler, ülkeyi yok ediyorlar, yağmalıyorlar. Sonra miadınız dolduğu anda da sizi kaldırıp atıyorlar. Ardından işlediğiniz suçlardan dolayı sizden intikam almak sizi öylece halkın önüne bırakıveriyorlar.

Hizb-ut Tahrir olarak biz, sizi bu durumu düşünmeye davet ediyoruz. Dindar Müslümanları, özellikle de anneleri, kızları ve eşleri kovuşturmaktan vazgeçmeye çağırıyoruz. Bizler, Müslümanız ve kurtuluşumuz İslam'dır. Allah Subhânehu ve Teâlâ Kuran'ı Kerim'de şöyle buyuruyor:

قُلْ إِنَّ هُدَى اللَّـهِ هُوَ الْهُدَىٰ وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءَهُم بَعْدَ الَّذِي جَاءَكَ مِنَ الْعِلْمِ مَا لَكَ مِنَ اللَّـهِ مِن وَلِيٍّ وَلَا نَصِيرٍ "De ki: "Allah'ın yolu asıl doğru yoldur." Sana gelen ilimden sonra, eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah'tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır." ^{[Bakara 120]}