Yıkım ve ölüm makineleri ile donatılmış dünyanın her yerinden gelen ordular, Müslümanların ülkelerine yönlendiriliyor. Batı tarafından oluşturulan bu habis örgütün destek ve pohpohlamasıyla bu ordular, Irak, Suriye, Libya ya da Yemen'de Müslümanları ve onların ülkelerini parçalıyor. Zulümden, insanların hayat ve geçimini tekeli altında tutan kapitalist ülkelerin açgözlülüğünden kurtulmak isteyen Müslümanların şevkleri kırılmak isteniyor. Dünyada bu trajediler olurken BM, kuruluş yıldönümünü kutluyor. BM, bunu büyük bir olay olarak görürken Müslümanlar, elem verici bir hadise olarak görüyorlar. Ondan ve onun gölgesi altında, yani BM'nin kuruluşunun 70. yıldönümünde İslam ülkelerinin maruz kaldığı belalardan kurtulmanın yollarını arıyorlar.

"Milletler Cemiyeti" İslam Devleti tarafından dünyada uluslararası bir norm haline getirilen ve bu deforme kuruluşunun doğuşuna kadar da dünyaya egemen olan İslam sistemine bir alternatif olarak kurulmuştur. "Milletler Cemiyeti" 1919 yılında Paris Barış Konferansı'nın ardından kuruldu. Osmanlı Hilafet Devletini yıktı, işgal etti ve parçaladı. Bu Milletler Cemiyeti, 1945 yılında onun enkazı üzerine kurulan Birleşmiş Milletler örgütünün selefidir. Sözleşmede de belirtildiği gibi başlıca hedefi, savaşı önlemek, devletler arasında ortak güvenliği sağlamak, silahların yayılmasını sınırlamak, görüşmeler ve uluslararası tahkim yoluyla uluslararası anlaşmazlıkları çözmektir. Sözleşmesinde bu yazılı olsa da ancak görünen tamamen bunun tersinedir. BM çatısı altında öyle şiddetli savaş ve çatışmalar ortaya çıkmıştır ki daha tarih bir benzerini görmemiştir. BM, İngiltere, Fransa ve daha sonra ABD gibi sömürgeci ülkelerin dünyaya tahakkümü sayesinde savaş ve çatışmaları kışkırtmaktadır. BM çatısı altındaki bu sömürgeci ülkeler arasında İslam dünyasının servetlerini yağmalama konusunda çatışmalar çıktı. Mülkiyet tapusuna göre İslam dünyası bu ülkeler arasında paylaşıldı. Bu uluslararası örgüt, manda, koruma ya da vesayet gibi görünüşü rahmet, içi şiddetli azap olan isimler altında İslam dünyasını bu ülkelere peşkeş çekti.

Dünyada yozlaşmayı artırmak amacıyla uluslararası siyasetin merdivenini adım adım tırmanan Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz'un ısrarıyla BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon liderliğindeki bu art niyetli örgüt, eşcinsel şarkıcı Conchita Wurst'un üye yapılması konusunda anlaştılar. Oysa Avrupa toplumu, gelenek ve göreneklerine aykırı olduğu için bu iğrenç görüntüden tiksiniyor. Ama yine de Conchita Wurst Avrupa'da siyasi ve ekonomik sınıfın büyük desteğine sahiptir. [Avrupa'da "sosyal iletişim sitelerinde bu eşcinsel şarkıcıya karşı şiddetli eleştiri ve tepkiler var.]

Nitekim 18-20 Mayıs 2015 tarihlerinde Avusturya'nın başkenti Viyana'da BM Merkezinde Genel Sekreter liderliğinde yapılan kutlamanın merkezini bu eşcinsellik konusu oluşturuyordu. Beklendiği gibi bu kutlama sırasında Ban Ki-moon, bu andan itibaren eşcinsellik "BM genel kurulunda çalışanların doğal bir hakkı" olacaktır açıklamasında bulundu. Yönetici ve Rüveybida'lar yoluyla yaklaşık iki milyar Müslüman nüfusu sahip İslam dünyası, zorla bu örgütün çatısı altına dâhil edildiler. 193 üye devletin altmıştan fazlasını Müslüman ülkeler oluşturmaktadır. Ancak buna rağmen Ban Ki-moon ve Avusturyalı Bakan -kutlama Başkanı- bu utanç verici açıklamaları yaparken Müslümanların duygu ve dinlerini hiç dikkate almadılar.

Ey Müslümanlar!

Sizin ümmetiniz, diğer insanlara nazaran tek bir ümmettir. Nitekim Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنَّ هَذِهِ أُمَّتُكُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً "İşte bu sizin ümmetiniz bir tek ümmettir." ^{[Enbiya 92]} Bu parçalanmışlığı kabul etmek caiz değildir. Bu örgüt, bu parçalanmışlık sayesinde ümmetinizi hiçbir kıymeti harbiyesi olmayan devletçikler ve parçacıklar halinde tutmak istiyor. Hem sizin hem de yöneticilerinizin Allah'ı bırakarak bu örgüte sadakat göstermesi de caiz değildir. Allah Subhânehu ve Teâlâşöyle buyurdu:

وَأَنَا رَبُّكُمْ فَاعْبُدُونِ "Ben de (sizin) Rabbinizim. Onun için sadece bana kulluk edin." ^{[Enbiya 92]} İşte bu art niyetli örgüt, Filistin, Burma, Çeçenistan, Afganistan ve şu an Irak, Suriye ve Yemen'de Müslümanların katillerine karşı parmağını kıpırdatmıyor. Bu, büyük bir fırsattır. Bu örgütün Allah ve Rasûlü'ne ve müminlere olan düşmanlığını ve komplolarını deşifre etmek için bu vesileyle ülkelerimiz bu örgütten çekilmelidir. فَهَلْ مِنْ مُدَّكِرٍ "Öğüt alan yok mudur?" ^{[Kamer 32]}

İnşaAllah yakında kurulacak Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti, dünyayı ıslah edecek, güvenlik ve emniyeti sağlayacak, kanları, onurları ve servetleri koruyacaktır. Hakkı sahipleri iade edecek ve mücrimleri de işledikleri cürme karşılık cezalandıracaktır. Evet, sadece Hilafet, Kızılderililerin katilleri, korsan İngiltere ve Fransa'daki savaş suçluları tarafından yapılan insan yapımı Şeriatı ile değil, tamamı hayır ve adalet olan ilahi ve Rabbani Şeriat ile hükmedebilir. Kaviyy ve Cebbar olan Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

الْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِي وَرَضِيتُ لَكُمُ الْإِسْلَامَ دِينًا "Bugün sizin dininizi kemâle erdirdim. Ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak İslâm'dan razı oldum." ^{[Maide 3]}