حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HT–BA–2015–MB–TR–87 |
H. 15 Rabiu’l Evvel 1437 M. Cumartesi, 26 Aralık 2015 |
Amerika’nın Sözde Terörle Mücadele Çağrısında Malezya’yı İstihdam Etmesi, Müslümanları Müslümanlara Kırdırmaktır
Terörle mücadelede işbirliğini artırmak için geçen Kasım ayında Malezya ve ABD bir anlaşması imzaladı. Açıkça görülmektedir ki Amerika, Malezya yöneticilerini ve bu Müslüman ülkeyi terörle mücadele kisvesi altında kendi amaçları için istihdam etmektedir. Nitekim Başbakan Yardımcısı Zahid Hamîdî’nin de belirttiği gibi bu anlaşma ve sözleşme hükümleri uyarınca Malezya, “teröristler” ve şüphelilere özel ve 1,2 milyon parmak izi içeren ABD veri tabanına erişim hakkı elde edebilecek. Böylece şüphelilerin ülkeye girişi önlenecek ve Malezya’nın transit geçiş için bir merkez olarak kullanılmasının önüne geçilecek. Hiç şüphe yok ki terörle mücadele anlaşmasından amaç, Amerika tarafından tanımlanan ve belirtilen unsurlar ile mücadele etmektir. Tabii ki bu da Batının İslam dünyasındaki çıkarlarını ortadan kaldıracak olan devleti engellemek için İslam ve Müslümanlar ile mücadeledir. Buna ek olarak Malezya’nın başka bir rolü daha var. Amerika, bunun için Malezya’yı istihdam etmek istedi. ABD Başkanı Barack Obama, geçen ay Güneydoğu Asya Uluslar Birliği zirvesi için Malezya’yı ziyareti sırasında şunları söyledi: “Malezya, dünya çapında terör örgütleri tarafından benimsenen ve yayılan saptırıcı retorik ile mücadele gibi konularda olağanüstü destek sağlayabilir.” Başka bir deyişle Malezya, Amerikan vizyonuna göre değişim yapacak ve Amerika’yı hoşnut edecek fikirlere kişileri davet edecektir. Batı, sözde “Ilımlı İslam’dan” bahsederken aslında bunu ifade ediyor. Bunun için Malezya Başbakanı Najib Rezzak, zirvenin açılış konuşmasında “Zira tek başına askeri operasyonlar, IŞİD veya dünyada diğer terörist kuruluş ve grupların üstesinden gelmek için yeterli olmayabilir.” dedi. Ve devamında “Neden birileri aşırı fikirlere inanma eğilimi gösterir diye bir araştırma ve inceleme başlatmak kaçınılmazdır? Ancak o zaman bu fenomen ile başa çıkabiliriz.” diye konuştu. Ardından “Bir gerçeği göz ardı etmemek gerekir. Aynı ideolojinin yalan olduğunu ifşa etmek elzemdir...” ifadelerini kullandı. Öte yandan her iki Devlet Başkanı, kendilerince yanıltıcı terörist ideolojiyi ifşa etmenin gerekliliği üzerinde uzlaştı. Nasıl ifşa edilecek ve sapkınlığı nasıl öğrenilecek? Tabii ki Batının ifadesine göre “ılımlı İslam” yalanıyla.
Sonra da Amerika’nın amaçlarına hizmet etmek için Malezya kullanılacak. Malezya, önümüzdeki Şubat ayında terörle mücadelede yardımcı olması için Avustralya’ya uzmanlar gönderme kararı aldı. Malezya Bernama haber ajansının Malezya Başbakanı Yardımcısı Dr. Ahmad Zahid Hamîdî’den aktardığına göre “İlgili uzmanlar, Malezya Kraliyet polisi, Malezya cezaevleri Bakanlığı, Malezya Diyanet İşleri Başkanlığı ve üniversite profesörlerinden olacak.”
Bu, Amerika’nın müttefiki, İslam’ın ve Müslümanların küstah düşmanı Avustralya’nın Malezya’yı iki hususta istismar edeceği anlamına gelir:
Birincisi: Sözde terörizm veya aşırılık ile mücadele. İkincisi: Reform iddiasıyla İslam’ı değiştirmek. Avustralya’nın eski Başbakanı ve İslam’ın büyük düşmanı Tony Abbott zaten buna start vermişti bile. Kuşkusuz Amerika, terörle mücadele kisvesi altında sömürgeci hedeflerine hizmet için tüm dünyayı seferber etmek istiyor. Bu yüzden bu bahane altında geniş bir koalisyona önderlik etmek için çalışmaktadır. Özellikle Rusya, İran ve onun Lübnan partisinin istihdamında başarılı olmuştur. Amerika, Suriye devrimi ile bizzat kendi mücadele edemediği için bu ülkeleri emrine amade kılmıştır. Çıkarları farklı olsa da kendisiyle birlikte hareket etmek ve katılmak üzere Avrupa’yı kışkırttı. Şimdi de Amerika, Riyad’da düzenlenen İslam İşbirliği Konferansı Örgütü’nde olduğu gibi terörle mücadele için Müslümanların yöneticilerini kendisine bağlı koalisyon altında topluyor. Bu amaçla Amerika, “terörle” mücadele için bir İslam Koalisyonu oluşturduğunu duyurdu. İslam ülkeleri üst düzey âlimler heyeti, derhal koalisyona katılma çağrısı yaptı.
Bu bağlamda da Amerika, Güneydoğu Asya ülkelerini özellikle de Endonezya ve Malezya gibi Müslüman ülkeleri istihdam ediyor. Endonezya yöneticileri Amerika’nın kendilerinden istediğine ram olmuş durumdadır. Çünkü Suharto döneminden beri hatta Sukarno iktidarının sonlarına doğru Endonezya, Amerika’nın kontrolü altındadır. Susilo Bambang Yudhoyono döneminde de bu zirveye ulaşmıştır. Endonezya ile ABD, 2010 yılında kapsamlı ortaklık sözleşmesi imzaladı. Terörle mücadele de bu ortaklık kapsamına dâhildir. Endonezya, aynı zamanda İran, Mısır, Avustralya ve diğer ülkeler gibi Amerika müttefiki ülkeler ile işbirliği ve ittifaklar yapmaktadır. Şimdi Amerika, Malezya’nın rolünü etkinleştirmek istiyor. ABD’nin stratejisi, terörle mücadele ve ılımlı İslam oluşturmaktır. Bu yüzden Malezya bunun için zorla istihdam edilmiştir.
Şüphesiz ki “ılımlı İslam” ve “terörle mücadele” kavramlarını kullanmak, Müslümanların birliğini önlemek ve İslam’ın hayat sahasına dönüşüne engel olmak için Amerika ve beraberindekilerin kullandığı bir taktiktir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَلَا يَزَالُونَ يُقَاتِلُونَكُمْ حَتَّى يَرُدُّوكُمْ عَنْ دِينِكُمْ إِنِ اسْتَطَاعُوا “Onlar, güç yetirebilseler, sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmaya devam ederler.” [Bakara 217] Ayrıca sömürgeci çıkarları korumanın da bir yöntemidir. Bunun için Amerika ile ittifak kurmak veya onunla işbirliği yapmak büyük bir suçtur. Bu sömürgecilik işbirliği ve ittifakıdır. Şeran ona katılmak haramdır. Amerikan etkisi altındaki bu ittifaka katılan tüm diktatörler, Allah ve Rasûl’ünden, müminlerden utanmıyorlar ve yeryüzünde bozgunculuk yapmak için çalışıyorlar. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
وَإِنْ كَادُوا لَيَفْتِنُونَكَ عَنِ الَّذِي أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ لِتَفْتَرِيَ عَلَيْنَا غَيْرَهُ وَإِذًا لَاتَّخَذُوكَ خَلِيلًا وَلَوْلَا أَنْ ثَبَّتْنَاكَ لَقَدْ كِدْتَ تَرْكَنُ إِلَيْهِمْ شَيْئًا قَلِيلًا إِذًا لَأَذَقْنَاكَ ضِعْفَ الْحَيَاةِ وَضِعْفَ الْمَمَاتِ ثُمَّ لَا تَجِدُ لَكَ عَلَيْنَا نَصِيرًا “Müşrikler, sana vahyettiğimizden başka bir şeyi yalan yere bize isnat etmen için seni, nerdeyse, sana vahyettiğimizden saptıracaklar ve ancak o takdirde seni candan dost kabul edeceklerdi. Eğer seni sebatkâr kılmasaydık, gerçekten, nerdeyse onlara birazcık meyledecektin. O zaman, hiç şüphesiz sana hayatın ve ölümün sıkıntılarını kat kat tattırırdık; sonra bize karşı kendin için bir yardımcı da bulamazdın.” [İsra 73-75] Allahım, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e sebat verdiğin gibi müminlerin kalbine de sebat ver. Amerika ve müttefiklerini dost edinenlere hayat ve ölümün acısını tattır. Onların tuzağını boşa çıkar. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
وَمَكْرُ أُولَئِكَ هُوَ يَبُور “İşte bunların kurdukları düzenler boşa çıkar.” [Fatır 10]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |