Basın Açıklaması

Hizb-ut Tahrir, Adha (Kurban) Bayramınızı Tebrik Eder

Allahu Ekber Allahu Ekber Allahu Ekber, La İlahe İllallah...

Allahu Ekber, Allahu Ekber ve Lillahi’l Hamd

Hamd Allah’a mahsustur. Salat ve Selam Rasûlullah’a, onun Âline, ashabına, onu dost edinenler, ona uyanlar, adımlarını takip edenler, İslami akideyi fikirlerinin temeli, şeri hükümleri de amellerinin ölçüsü ve hükümlerinin de kaynağı yapanlar üzerine olsun. Ve badü

Ey her yerdeki Müslümanlar!

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu olarak biz, Hizb-ut Tahrir Emiri Celil Âlim Ata b. Halil Ebu Raşta’nın (Allah kendisini korusun) tüm İslam ümmeti ve ceberut rejimler ile mücadele eden, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdelediği Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurarak Allah’ın kelimesini yüceltme uğruna gecesini gündüzüne katan Hizb-ut Tahrir gençlerinin Adha Bayramı’nı tebrik ettiğini bildirmekten mutluluk duyarız.

Ümmet acılar içinde kıvranırken yine bir bayrama kavuşuyoruz. Aslında yaşadığımız bu sıkıntılar, 1924 yılında Hilafet Devletinin yıkılışından bu yana sömürge hegemonyasından kurtuluş mücadelesi veren ümmetin uyanışının bir göstergesidir.

Yahudileri aşağılayan ve onların küstahlığını kıran Kudüs halkı kahraman ve güçlü bir duruş sergilemiştir. Nitekim sömürgeci Batılı liderleri memnun etmek için ümmete karşı tuzak kuran Müslümanların fitneci diğer yöneticilerine olan güven de kırılmıştır. Yahudilerin Kudüs’e yaptığı saldırıyı görmezden ve duymazdan gelen Türkiye hükümeti Katar’a asker göndermiştir. Sözde Haremeyn hizmetkârı ise, Müslümanların ilk kıblesi İsra’ya karşı şeri vecibesini yerine getirmekten ziyade Yemen Müslümanlarının kanını akıtmayı yeğlemiştir. Peygamber soyundan geldiğini iddia eden ve utangaçlık damarı yırtılan Ürdün kralı ise, Amman’ın kalbinde suç işleyen Netanyahu’yu kahramanlar gibi karşılamıştır. 1969 yılında Kudüs’ü yakan Yahudilerin bu iğrenç cürmünün ardından kurulan İslam İşbirliği Teşkilatı ülkeleri de İstanbul’da bir konferans düzenleyerek kusurlarını örtmenin derdine düştüler. Bu konferans tam bir fiyaskodur ve bu ülke liderlerinin utanç ve zillet sayfasına eklenen başka bir zillettir.

Evet, savunmasız ve silahsız, ama kalbi Allah Subhânehu ve Teâlâ ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem sevgisi ile dolup taşan Kudüs halkı sayesinde Yahudiler, Mescidi Aksa’daki aşağılık önlemlerinden geri adım atmak zorunda kalmışlardır.

Şam halkı, devrimin temsilcileri olduğunu iddia eden münafıklardan saflarını temizlemelidir. Çünkü bu münafıklar, Beşşar yönetimi altında pastadan pay kapmak için Amerika’yı hoşnut etmenin peşinde koşuyorlar, sponsor ülkelerin talimatlarına boyun eğiyorlar. Ayrıca Şam halkı, gruplar arasında devam eden anlamsız savaşa karşı da reddedici bir duruş sergilemelidir. Gruplar, ganimet elde etmek ve nüfuzlarını genişletmek için çatışıyorlar. İran ve maşaları ile Rusya’nın yanı sıra Türkiye, Ürdün vb. yöneticileri emrine amade kılan Amerika destekli Şam zorbası da, devrimin tasfiye cürmünü tamamlamak için çalışıyor.

Ümmetin başına gelenlere rağmen biz, kesinlikle Allah’ın vaadine inanıyoruz. Allah dinini bütün dinlere üstün kılacak, Nübüvvet metodu üzere Hilafeti kurarak Rasûl’ün müjdesini gerçekleştirecektir. Umarız o gün çok yakındır. Bu konuda Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آَمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُمْ مِنْ بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْناً يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئاً وَمَنْ كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ فَأُولَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ“Allah, içinizden, iman edip de Salih ameller işleyenlere, kendilerinden öncekileri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.” ^{[Nur 55]}

Allah’ın vaadi haktır, Allah vaadinden asla caymaz. Yalancılar ve aldatıcı bahanelerle ümmetin kâfir Batıya köleliğini kabul eden ikiyüzlüler istemese de Allah vaadini tamamlayacaktır. Sireti Nebevi, Medineli bazı münafıkların şöyle dediklerini bize öğretiyor:

كان محمد يعدنا أن نأكل كنوز كسرى وقيصر، وأحدنا اليوم لا يأمن على نفسه أن يذهب إلى الغائط. (وَإِذْ يَقُولُ المُنَافِقُونَ وَالَّذِينَ فِي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ مَا وَعَدَنَا اللهُ وَرَسُولُهُ إِلاَّ غُرُورًا) “Muhammed bize Kisra ve Sezar’ın hazinelerini vaat ediyor. Oysa bizden biri bugün can güvenliği içinde hacetini bile giderecek durumda değil. “Ve o zaman, münafıklar ile kalplerinde hastalık bulunanlar: Meğer Allah ve Rasûlü bize sadece kuru vaatlerde bulunmuşlar! Diyorlardı.”^{[Ahzab 12]} Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e olan vaadi gerçekleşmiş, münafıklara rağmen kuluna yardım ederek ordusunu da üstün kılmıştır. 

Bugün sadık müminler, Allah’ın ipine, ubudiyet ve Subhânehu ve Teâlâ’ya ibadete sımsıkı sarılmalı, Peygamberin bize öğrettiği şeri veçhe göre Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın dinine yardım konusunda kararlılık göstermelidir. Eziyetlere sabretmeli ve Allah’ın emri gelene dek eziyetlere katlanmalıdır.

Benhem kendi adıma hem de Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu Başkanı ve tüm büro çalışanları adına hem sizin hem de İslam ümmetinin Adha Bayramı’nı kutluyorum. Mevla Azze ve Celle’den duam o dur ki İslam ümmeti bir daha ki bayrama Ukab sancağı altında kavuşur. Bir ve bütün olur. Zafer ve izzet elde eder. Yeniden dünyanın liderlik koltuğuna oturur. Kuşkusuz Azze ve Celle buna kadir ve muktedirdir.

Allah itaat ve ibadetlerinizi dergâhında kabul ve makbul eylesin

Allah’ın selamı rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.

Allahım Seni tenzih eder, Sana hamdederiz. Senden başka İlah yoktur. Senden mağfiret diler, Sana tövbe ederiz.

Adha Bayramı, 1 Eylül 2017 günüdür.

Dr. Osman Bahhâş
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Bürosu Müdürü