Mısır medyası, 27 Şubat 2019 Çarşamba günü Mısır istasyonunda yangın çıktığını bildirdi. Demir Yolları Kurumu, Mısır istasyonundaki tren yangının nedenleri ile ilgili detaylıca bir açıklama yaptı. Açıklamada, yangının, lokomotif ile “Bauer” adlı vagonun 6 no’lu peronun sonunda çarpışması sonucu meydana geldiği, çarpışmanın etkisiyle lokomotifin yakıt tankında patlama olduğu, yangın çıktığı, çıkan yangında platformda bulunan yolcular arasında yaralananlar ve hayatını kaybedenler olduğu, istasyonda deniz ile sahil arasında kalan 6 ve 8 no’lu perona bitişik bazı ofislerin yandığı belirtildi. ^{[www.youm7.com]} Kazadan lokomotiften atlayan makinisti sorumlu tutan Demir Yolları Genel Müdürü, lokomotifin, Mısır istasyonuna bitişik Ebu Gattaş atölyesine makinistsiz gittiğini söyledi.

Bu trajik olayda hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı diliyoruz. Oportünist ve vahşi kapitalizmde maalesef Mısır halkının yaşadığı elim vaka bu. Polis ve ordu kurşununun hedefi olmayanlar darağacında sallandırılıyor. İkisinden de kurtulanlar, trafik ve tren kazasında hayatını kaybediyor. Devlet, vatandaşlarını umursamıyor, onlara değer vermiyor, vatandaşlık haklarını gözetmiyor.

Ödeme yapan geri veren, parası olana bakan kapitalist ülkede yaşanan bu feci olay ilk ve son olmayacak. Eski Mısır Cumhurbaşkanı bir televizyonda yaptığı konuşmada, demiryollarının modernizasyonu için paraya ihtiyaç olduğunu, karşılığında da gelir elde edileceğini, bu paranın bankaya yatırılması durumunda demiryollarının modernizasyonuna harcanacak tutardan çok daha fazla gelir elde edileceğini belirtti! Hizmet kavramına dar ve yüzeysel bu bakışa göre sanki tren bilet fiyatlarına zam yapılacak gibi. Mısır Cumhurbaşkanı yaptığı açıklamada, “Biletine bir Mısır lirası zam yapacağım desen, ben zavallıyım gücüm yetmez der... Doğru, ben de zavallıyım, benim de gücüm yetmez” şeklinde konuştu. Demiryollarının modernizasyonu ile bilet fiyatları ve geliri arasında bağlantı kurulması oportünist kapitalist bakış açısının somut göstergesidir.

Modernizasyon ve kapasitenin arttırılması durumunda bile kazalar meydana gelebilir. Fakat uğraş vermek farzdır. İnsanlara hizmette kusur göstermek, rejimin günahıdır. İnsanların hizmet amaçlı projelerde devletin vatandaştan kar elde etmesi caiz değildir. Böylesi projeler ve gelirleri konusunda oportünist bakış açısına sahip olamaz. Aksine bu projelerin insanlara sağlayacağı gerçek faydalarına ve insanların bu projelere olan ihtiyaçlarına bakar. Ne kadara mal olursa olsun, maliyeti ne kadar artarsa artsın halkın ihtiyacı olan şeyleri yapar. Şeriata göre devletin görevi budur. Ülkemizde hüküm süren kapitalist rejimlerde böyle şeyleri göremeyiz. Anayasal temeli İslam akidesi olan Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti ancak insanları layıkıyla kollayıp gözetebilir.

Hainler, kiralık ajanlar, sadece kendilerini iktidara getiren efendilerinin çıkarlarını umursadıkları için büyük projelerde bulunamazlar ya da geliştiremezler. İnsanların haklarını gözetenler, evlerindeki birikimleri yağmalama derdine düşmeyenler ancak bu tür projelerde bulunabilirler. Bu nedenle modernizasyon ve ödeneksizlik sebebiyle kurumları kapitalist yatırımcılara peşkeş çekenlerin, demiryollarının satışını düşünmeleri uzak ihtimal değil. Öte yandan rejim, hayatlarını ve geçimlerini cehenneme çevirdikten, yaşamlarını rüzgârın esintisine bıraktıktan sonra insanlardan korunmak için yüksek duvarlı yeni bir idari başkent inşa etmektedir.

Ey Mısır Kenane halkı!İşte durumunuz bu. Rejim size kasabın sürüye baktığı gibi bakıyor. Sizden kar elde etmeyi umursuyor, siz ve yeteneklerinizin daha fazla ödeme yapana satışınız söz konusu olsa bile. Tek kurtuluşunuz, gerçek bir devrimdir. O devrim bütün araç ve sembolleriyle rejimi kökünden söküp atacak, her türlü format ve şekliyle kâfir Batıya olan bağımlılığı sona erdirecek, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinde İslam’ı uygulayacaktır. Böylesi bir devlette Ömer’in hizmeti gibi bir hizmete tanık olacağız. “Fırat’ın kenarında bir koyun kaybolsa bunun hesabını Hazreti Ömer’den sorarlar” Ömer, bugün rejimin en tepesindeki kişiden duyduğumuz gibi koyun sahibinin ne ödeyeceğini sormadı! İki şeye muhtaçsınız: Birincisi, Batı ve fikirleriyle çatışabilecek, Mısır ve ümmeti kalkındıracak, İslam temelinde insanları kollayıp gözetecek gerçek bir proje ve siyasi düşünceye sahip olan Hizb-ut Tahrir’li kardeşlerinize... İkincisi, İslam’ın bütün sistemlerini uygulamak üzere Kenane ordusu içerisindeki samimi evlatlarınızdan gerçek bir nusrete. İslam, iyi bakım, kefalet, koruma, onur ve refahın sigortasıdır... Ancak o zaman Kenane topraklarında hissedilebilir gerçek bir değişim yaşanacak, yaptığınız devrim veya kalkışmanın meyvesi devşirilecek, Batı ve ajanları artık eliniz ve avucunuzdakileri çalamayacaktır. Allahım, ümmet için kapitalizmin zulüm ve vahşetini ortadan kaldıracak yeni Ensarlar hazırla. Allahım, o günü yakın eyle, Hilafetin orduları ve tanıklarından olmayı bize nasip eyle...

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ  “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûl’ünün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” ^{[Enfal 24]}