Bugün, 18 Nisan 2021’de şeytanların zincire vurulduğu bu mübarek Ramazan ayında hükümet yetkilileri, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in onuruna hakareti nedeniyle Fransa Büyükelçisinin sınır dışı edilmesini talep eden protestoculara karşı ölümcül güç kullandı. Sağduyu çağrılarına rağmen halkın yaygın öfkesiyle sarsılan rejim, Müşerref’in Temmuz 2007’deki korkunç Lal Mescidi operasyonları gibi günahkâr duruşuna gerekçeler üretti.

Ey Pakistan’ın Müslüman silahlı kuvvetleri ve istihbarat servisi! Mübarek ayda, kılıçlarınızı kırın, silahlarınızı indirin. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in onuru, tek bir müminin kanı gibi kutsaldır, dokunulmazdır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

قَتْلُ الْمُؤْمِنِ أَعْظَمُ عِنْدَ اللَّهِ مِنْ زَوَالِ الدُّنْيَا “Bir müminin öldürülmesi, Allah katında, dünyanın sona ermesinden daha büyük bir olaydır.” ^[Nesai] Allah’a isyanda zorbaların emrine itaat, ahirette Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın azabından sizi kurtaramayacaktır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

لَا طَاعَةَ لِمَخْلُوقٍ فِي مَعْصِيَةِ اللهِ “Allah’a isyanda mahlûkata itaat yoktur.” ^[Ahmed] Rejim, kâfir Fransa ve Avrupa ülkelerinin ajanı gibi davranıyor. Uluslararası baskıya boyun eğiyor, Batının “ifade özgürlüğü” ideallerine teslim oluyor. Gerçekte ifade özgürlüğü, Batının Müslümanlardan, kutsallıklarına hakareti tolere etme talebidir.

Ey Pakistan Müslümanları, âlimleri ve medyası! Fransız büyükelçinin sınır dışı edilmesini reddeden suç rejimi, meselenin tırmanmasına izin verdi. Rejim, açıklamanın her kelimesiyle Haçlı efendilerini memnun etmeye çalışıyor, oysa Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَلَن تَرْضَى عَنكَ الْيَهُودُ وَلَا النَّصَارَى حَتَّىٰ تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ“Sen onların dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hristiyanlar da senden asla memnun kalmayacaklardır.” ^{[Bakara 120]} Suç rejimi barış istediğini iddia ediyor, oysa tıpkı Haçlı efendileri gibi Müslümanların kanını ihlal ediyor. Hâlbuki Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ لَا تُفْسِدُوا فِي الْأَرْضِ قَالُوا إِنَّمَا نَحْنُ مُصْلِحُونَ“Kendilerine: “Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın” dendiği zaman, “Bizler sadece ıslah edicileriz” derler.” ^{[Bakara 11]} Şuan müminlerin hakka tevekkül etme zamanı. Kuranı Kerim’in indirildiği bu ayda sadece Allah’tan korkun.

Ey Pakistan’ın Müslüman silahlı kuvvetleri! Batı, baskısına boyun eğen yöneticiler aracılığıyla değerlerini Müslüman topraklarına empoze etmeye çalışıyor. Fransa küstahça rotasını değiştirmeyi reddetmiştir. Fransa Cumhurbaşkanı “karikatürlerden vazgeçmeyeceğiz” dedi. Aranızda Osmanlı Sultanı II. Abdülhamid gibi Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in onuru ve Müslüman kanının kutsallığını koruyacak adamlar yok mu? Hatırlayın, Sultan II. Abdülhamid döneminde Hilafet, kâfir Avrupa ülkelerini, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in onuruna hakareti durdurmak için İslam ordusunu seferber etmekle tehdit etmiştir. Öyleyse Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devletini kurmak için Hizb-ut Tahrir’e nusret verin. Ancak o zaman tekrar bir İmamımız olacak, İslami kutsallıkları korumak için Müslüman orduları seferber edecektir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

إِنَّمَا الإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ فَإِنْ أَمَرَ بِتَقْوَى اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ وَعَدَلَ كَانَ لَهُ بِذَلِكَ أَجْرٌ وَإِنْ يَأْمُرْ بِغَيْرِهِ كَانَ عَلَيْهِ مِنْهُ “İmam ancak bir kalkandır. Onun ardında savaşılır ve onunla korunulur. Şayet o, Allah’a karşı sorumluluk bilincini emreder ve adaletle emrederse, bütün yaptıklarından sevap kazanır. Bundan başka bir şey emrederse, yaptıklarının karşılığını çeker.” ^[Müslim]