Pazar, 22 Muharrem 1446 | 2024/07/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu

No: PK-BA-2022-MB-TR-42 H. 4 Zilhicce 1443
M. Pazar, 03 Temmuz 2022

Laik Demokrasi Gibi Laik Mahkemeler de Faizin Bekçileridir, Günümüz Mahkemelerinde Tefeciliğin Kaldırılması Davası, Kısır Döngüdür, Faizi Ancak Hilafet Kaldırabilir

#HilafetEndsRiba

Müslümanlar öfkeliler, Yüksek Mahkeme, Federal Şeriat Mahkemesi’nin Pakistan ekonomisinden faizi kaldırma kararını bir kez daha iptal etti. Dava zaten yirmi yıldır rafta bekliyordu. Allah’ın kesin ve açık emrine rağmen otuz yıl boşa geçti.

Dahası Yüksek Mahkemenin bir yargıcı, “Faiz almak istemeyen almasın, Allah faizi alanlardan hesap soracaktır” şeklinde bir açıklama yaptı. Başka bir yargıç, Yargıtay dışında İslam medresesi açarak halkı tefeciliği reddetmeye teşvik edemeyiz dedi. Ancak laik yargıdan vergiler konusunda “Vergi vermek isteyenler versin, istemeyenleri ise Allah hesabını soracaktır. İnsanları vergi ödemeye teşvik etmek için Yargıtay dışında bir İslam medresesi açamayız.” türü yorumlar asla duymadık. Pakistan halkının Yüksek Mahkeme’nin verdiği karara öfkeli olmasının sebeplerinden biri, kararın doğuracağı yıkıcı sonuçlarının farkında olmalarıdır. Halkın, Pakistan’ın laik yargısı hakkındaki hissiyatı budur!

Aslında karara tepki göstermek ve faiz yasağına itiraz eden bazı bankaları boykot etmek, Müslümanların dinlerine duydukları sevginin ve hayata geçirme isteklerinin bir tecellisi ve tezahürüdür. Bu bağlamda, hareket seyrimiz için etkili bir rota çizmek için aşağıdaki noktaları kamuoyu ile paylaşıyoruz:

1- Faiz, İslam’a göre kesin olarak yasaktır ve kötülükleri insanlar için açıktır. Pakistan yöneticileri, IMF memurları gibi hareket ediyorlar, faiz ödemeleri için Pakistan halkının kanını emiyorlar. Ancak, ulusal borç sürekli artıyor. Pakistan’ın Haziran 2023’e kadar 3.950 milyar rupi faiz (riba) ödemesi yapması gerekiyor. Oysa bu yıl bütçenin 7.000 milyar rupilik bir gelir elde edileceği tahmin ediliyor. Böylece vergi gelirinin yüzde 56’sından fazlası faiz ödemelerine gidecek. Ulusal borç 1982’de 189 milyar rupi iken Mart 2022’de 44.366 milyara ulaştı.

2- Pakistan’ın laik demokrasisi, kapitalist sömürgeci sistemin koruyucusudur, bu laik yargı da aynı sistemin bir parçasıdır ve aynı laik anayasaya tabidir. Bu yargı, İslami olmayan unsurları bu sistemden çıkarmanın kendi sorumluluğunda olduğunu görmüyor. Bunun yerine, bu sistemin yargısı ve bu laik faiz tabanlı sistemin koruyucusudur. Dolayısıyla bu yargıdan Şeriatın uygulanmasını beklemek bir delinin hayalidir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

لاَ يُلْدَغُ الْمُؤْمِنُ مِنْ جُحْرٍ وَاحِدٍ مَرَّتَيْنِMümin aynı delikten iki kere ısırılmaz.[İbn Mace]

3- İslam, hükümleri birbirine bağlı, birbirini tamamlayan ve çelişkili olmayan eksiksiz, entegre bir sistemdir. Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devleti aracılığıyla bu hükümler kapsamlı bir şekilde uygulanmalıdır. İlahi şeri hükümler, kusurlu ve hatalı insan yapımı yasalarla karıştırılmamalıdır. Dolayısıyla bu hükümleri laik düzen içinde kısmen veya kademeli olarak uygulama girişimlerinin, İslam dünyasında on yıllardır başarısız olması şaşırtıcı değil. İslam’da, işletmelere para aktarmanın mekanizması, “İslami” bankacılık değil, doğrudan ortaklıktır. Ağır sanayi ağırlıklı olarak devlet hazinesinden finanse edilecektir. Para birimi, değeri zamanla azalmayan altın ve gümüşe dayanır. İslami para birimi, mali disiplini dayatır, para basmak veya kredi vermek gibi açıkları engeller. Acil bir durumda, ümmetten faizsiz kredi alabilir, Şeriat yükümlülükleri için zenginlere bir kerelik acil vergi koyabilir. Her halükarda, büyük faiz ödemeleri olmasa bile Pakistan hala büyük ölçüde mali açık çekmektedir. Dahası, altına ve gümüşe dayalı para birimi nedeniyle, uluslararası ticaret dolar cinsinden değildir, bu yüzden dolar eksikliği nedeniyle cari açığı kapatmak için kredi alınmaz. Müslümanlar, Müslümanlara faizsiz borç verirler. Mükâfatlarını Allah’tan beklerler. Gerektiğinde, devlet işletmeyi desteklemek için faizsiz kredi sağlayacaktır. Dolayısıyla böyle bir entegre sistemde faize gerek yoktur. İslam ekonomisinde faize yer yoktur.

4- Hilafet kurulduğu andan itibaren faizi kaldıracak ve tüm faiz ödemelerini reddedecektir. Hilafet, faiz ödemeden anaparanın ödenmesiyle ilgili olarak borcu alan yöneticileri ve yetkilileri sorumlu tutacaktır. Çünkü o dönemde çok zengin olmuşlardır. Bu nedenle borcun anaparası, normal ihtiyaçlarını aşan paralarından ve fazla fonlarından geri ödenecektir.

5- Faize itiraz eden bankalar, bu temyizden önce de faizle işlem yapıyorlardı. Hala da yapıyorlar. İtiraz etmeyen bankalar da aynı şekilde bu büyük günaha bulaşmış durumdalar. Tüm bu bankaların regülatörü Pakistan Merkez Bankası’dır. Ülkedeki faiz oranlarını belirleyen ve bu bankalara lisans veren SBP’dir. SBP, 1956 tarihli Pakistan Devlet Bankası Yasası ve demokratik devletin 1962 tarihli Bankacılık Şirketleri Yönetmeliği uyarınca faaliyet yürütüyor. Dolayısıyla bu zehirli ağacı budamak ya da ağacı sağlam bırakırken tehlikeli meyvesini atmak bu sorunu asla çözmez. Bu ağaç var olduğu sürece böyle yıkıcı meyveler vermeye devam edecektir.

6- Hilafet, bu laik demokrasiyi ve yargıyı kökünden söküp yerine İslam sistemini kuracaktır. İslam, bu laik anayasa üzerine ant içen, tüzük ve düzenlemelerini kabul eden laik mahkemelere başvurmakla, Parlamentoda lobi yapmakla ve konuşmalar yapmakla kurulamaz. Aksine Hilafet, oluşturulan kamuoyunun ardından Medine’de İslam Devletini kuran sevgili Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in metodu izlenerek kurulabilir. Medine’nin Sad bin Muaz, Üseyd bin Hudayr ve Sad bin Ubade gibi önde gelen liderleri, İkinci Akabe Biatın’da Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e nusret verdiler. Böylece İslâm’ın kurulmasının ve tam anlamıyla uygulanmasının önünü açmışlardır. Müslümanların bugün izlemesi gereken yol budur. Pakistan silahlı kuvvetlerinde görev yapan kardeşlerini, oğullarını ve akrabalarını Hizb-ut Tahrir’e nusret vermek için ikna etmelidirler. Hizb-ut Tahrir, İslam’ı eksiksiz bir şekilde uygulamak için her türlü hazırlıklara sahiptir. Kendini Allah yolunda feda etmiştir. Küresel senaryoya tamamen hâkimdir. Müslüman dünyasının en büyük siyasi yapısıdır. Politik uyanıklığa sahip küresel âlimlerin bir partisidir, Allah’ın lütfu ile Müslüman dünyasını tek bir güçlü devlette birleştirebilecek yeteneğe sahiptir. Artık Hilafetin kurulmasının zamanı gelmiştir. Bu yüzden sakın bu büyük mükâfattan mahrum kalmayın.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan
Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813
https://bit.ly/3hNz70q
Fax: +(92) 21–520–6479
E-Mail: [email protected]

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER