Bugün, 18 Eylül’de Hilafet savunucusu Muhammed Owais’in ailesi, avukatları ile birlikte Karaçi basın kulübünde bir basın toplantısı düzenledi. Aile yaptığı açıklamada Muhammed Owais’in elektronik mühendisi olduğu ve işletme bölümünden [MBA] yüksek lisans aldığını belirtti. 11 Eylül 2015 Cuma günü, namaz için saat 10.00’da evden ayrılan ama bir daha geri dönmeyen Mühendis Owais’in ailesi, ofisinin olduğu DHA 4 bölgesindeki Mescidi İbrahim’e gitti. Ofisin çevresindeki esnaf, söz konusu kişinin, üniformalı polis eşliğinde sivil elbiseli güvenlik güçleri personeli tarafından tutuklandığını söyledi. Bu bilginin ardından Owais’in ailesi, çevredeki Gizri polis karakoluna gitti. Ancak polis, Owais ile ilgili herhangi bir bilgi vermeyi reddetti. Ardından Owais’in ailesi, polis yardım hattı 15’den yardım istedi, ama onlar bile ihbarın yapılabileceği bir numara vermediler!

Polis, olayın ardından bir hafta geçmiş olmasına rağmen olay hakkında herhangi bir bilgiye sahip olmadığını iddia etti. Bu yüzden Owais’in aile, bugün Owais’in serbest bırakılması için Karaçi ve Sind Yüksek mahkemesine bir dilekçe verdi.

Aile, medyaya da bir çağrıda bulundu ve medyanın, samimi ve yetenekli Müslümanları mahkemeye çıkarmak yerine kaçırmayı tercih eden yöneticiler tarafından Ulusal Eylem Planı’nın nasıl da istismar edildiğini deşifre etmelerini istedi. Owais’in ailesi, İslam adına kurulan bir devlette Hilafet Devletini yeniden kurmak için çalışmanın ve İslam’a göre bir hayat sürmek istemenin neresi suç diye de sordu. Aile, Muhammed Owais’in namuslu, dürüst ve sahip olduğu seçkin karakteriyle de çok saygın bir insan olduğunu söyledi ve yargıdan bu hatanın bir an önce düzeltilmesini talep etti.

General Müşerref’ten sonraki hükümetler, Hilafet çağrısını bastırmak için beyhude bir çabayla sürekli Hizb-ut Tahrir gençlerini tutukluyorlar, işkence ediyorlar ve kaçırıyorlar. Rejimin bu aşağılık taktiklerine rağmen yine de Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın dinini hayatta var etme çaba ve çağrıları, toplumun her kesim ve düzeyine ulaştı. İnsanlar, bu davaya kucak açtı. Rejimin zulmü karşısında Hizbin dimdik ve cesur duruşu, insanlarda hayranlık uyandırdı. Mevcut Rahil-Navaz rejimi de insanların gazabına maruz kalan ve hakkın karşısında zayıf düşen önceki rejimlerin fiyaskoyla sonuçlanan yolunu adım adım izlemektedir. Rejimin, şiddete başvurması Hizbin siyasi ve fikri mücadelesi ile baş etmekte yetersiz kaldığını ortaya koydu.

Hizb-ut Tahrir, diyor ki, en azından mevcut rejim, bir kenara çekilerek Hilafetin kurulmasının önünü açabilir, kaçırılan ve hapse atılan Hilafet savunucularını da serbest bırakarak Hizbin önündeki engelleri kaldırabilir. Hizb, Pakistan’ın askeri ve siyasi liderliği içindeki hainlere şunu temin eder ki, Hilafetin kurulmasını durdurmak için verilen çabalar başarısız olacak ve bu, sadece onların ahiretteki cezalarını ağırlaştıracaktır.

وَيَأْبَىٰ ٱللَّهُ إِلاَّ أَن يُتِمَّ نُورَهُ

“Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır.” ^{[Tevbe 32]}