18 Aralık 2015 Cuma günü, İçişleri Bakanlığı ve Rahil-Navaz rejiminin Narkotik Denetim Dairesi, Pakistan Senatosu’na yasaklı kuruluşların bir listesini sundu. Bu listede Hizb-ut Tahrir’in de adı geçiyor. Ayrıca liste medyaya da dağıtıldı. İçişleri Bakanı Balighur Rehman, terörizm ve aşırıcılık faaliyetlerinde bulunan herhangi bir örgütün ülkede çalışmasına izin verilmeyeceğini söyledi. Hizb-ut Tahrir, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in sünnetini ve metodolojisini takip eden İslami siyasi bir partidir. Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletini yeniden kurmak için siyasi ve fikri mücadele yapar. Hizb-ut Tahrir, Hilafetin kurulması için maddi veya militanca bir mücadelede bulunmaz. Ayrıca bu yol, İslam’ın öğretilerine zıt ve haramdır. Hizb-ut Tahrir, mezhepsel bir örgüt değildir. Tüm Müslümanları İslam’ı taşımaya ve mezhepleri ne olursa olsun İslam’ın sistemlerini benimsemeye davet eder. Mezheplerin hepsine İslam’ın bakış açısına göre bakar. Hizb, Hanbeli, Hanefi, Caferi, Maliki, Şafii ve diğer mezhepleri İslami mezhepler olarak görür. Bu bağlamda tüm Müslümanları birleşmeye çağıran birçok bildiriler dağıttı. Hizb-ut Tahrir, politik, ekonomik, yargı, eğitim, dış politika ve kadın erkek ilişkilerinde kâfir yasalarına göre hükmeden, İslam’ın ve Müslümanların düşmanı ile ittifak ve dostluk kuran yöneticileri muhasebe eder. Hizb-ut Tahrir, İslam’a ve Müslümanlara karşı kâfirler tarafından kurulan komploları ümmetin en ön saflarında deşifre eder. Hizb-ut Tahrir, İslami hayatı yeniden başlatmak için genel olarak ümmeti, özel olarak da güçlü insanları Nübüvvet metodu üzere Hilafeti kurmaya davet eder. Hizb-ut Tahrir, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu komutuna uygun olarak çalışmalarını yürütür:

وَلْتَكُنْ مِّنْكُمْ أُمَّةٌ يَدْعُونَ إِلَى ٱلْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِٱلْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ ٱلْمُنْكَرِ“Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun.” ^{[Ali İmran 104]} Hizb-ut Tahrir, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’inşu sözünü kendine düstur edinir:

افضل الجھاد کلمة حق عند سلطان جائر“Cihadın en efdal olanı, zalim bir hükümdar karşısında hak sözü söylemektir.” ^[Ahmed] Sömürgeci sınırların kaldırılması için mücadele ve davet etmek, Raşidi Hilafet altında İslam ümmetini tek bir ümmet olarak toplamak suç mu? Keşmir, Filistin ve ilk Kıble olan Mescidi Aksa’nın kurtuluşu için İslam ümmetinin ordularının harekete geçmesini istemek suç mu? Faizi ilelebet mezara gömmek, Allah Subhânehu ve Teâlâ ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e karşı savaşı sona erdirmek için İslam’ın ekonomik sistemi hakkında ümmeti bilgilendirmek suç mu? Tüm bu eylemler, İslam adına oluşturulan bir ülkede suç değilse, o zaman nasıl olur da Hizb-ut Tahrir yasaklanabilir? Dahası Hizb-ut Tahrir’i yasaklı örgütler listesine koymak, Hilafet savunucularını tutuklamak, medyada onları sözde suçlu olarak ilan etmek, demokrasiyi reddetmek, Hilafet Devletini kurmak için çalışmak, tüm bunlar, Rahil-Navaz rejiminin İslam ve Hilafetin kurulması için fikri ve siyasi mücadeleyi habersizce suç saydığına dair bir delildir.

Hizb-ut Tahrir, hükümdarların yoğun zulmüyle karşılaşmış olsa da Allah Subhânehu ve Teâlâ ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in komutlarından zerre kadar sapmamıştır ve öyle yapmaya da devam edecektir. Dolayısıyla Rahil-Navaz rejiminin cesaret ve iradesi varsa, o zaman efendisi Amerika’nın İslam’a ve Hilafete daveti suç sayan talimatlarını açıkça beyan etmek zorundadır. Böyle yapamıyorsa, en azından Hilafeti kurmak için Hizb-ut Tahrir’e yol vermelidir. Her halükarda hainler, ne yaparsa yapsınlar Allah Subhânehu ve Teâlâ nurunu tamamlayacaktır.

  وَيَأْبَىٰ ٱللَّهُ إِلاَّ أَن يُتِمَّ نُورَهُ“Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır.” ^{[Tevbe 32]}