Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, rejimin Hindistan’ın Amritsar kentinde düzenlenen Asya’nın Kalbi Konferansı’na katılımını şiddetle kınar. Bugün Hindistan, işgal altındaki Keşmir’de terör ve vahşet estiriyor. Keşmir Müslümanlarına karşı sürekli katliam işliyor. Ya da gaz bombaları kullanarak gözlerini kör ediyor. Kontrol Hattı’nda gelişigüzel etrafa ateş ederek ve bombalarla sivil ve askerlerimizi öldürüyor. Bu yüzden böyle bir zamanda Hindistan’a heyet göndermek, Hint devletine bir mesajdır. Mesaj da şudur; Pakistan, haydutlara yakışır bir yanıt veremez, haydutluğa teslim olur. Hindistan, Pakistan’ı rezil rüsva etmek ve aşağılamak için her fırsatta her bir uluslararası forumu istismar etmektedir. Pakistan’ın politik ve askeri liderlik içindeki hainleri, efendileri ABD’nin direktifleri doğrultusunda sağduyu politikası izlemeye devam ediyorlar. Utanmadan, çekinmeden Hindistan ile ikili görüşmeler teklif ediyorlar. Eğer eşkıyanın eşkıyalığına sessiz kalınırsa, o zaman daha çok eşkıyalık yapar. Eşkıyanın gerçeği budur. Ancak birisi, eşkıyanın yüzüne okkalı bir tokat indirirse, gerçek gücünü hisseder ve eşkıyalıktan vazgeçer.

Pakistan’ın politik ve askeri liderlik içindeki hainleri, Hindistan’ın eşkıyalığına kesinlikle dur diyemez. Çünkü efendileri ABD, Hindistan’ın bölgemizde rakipsiz bir eşkıya olmasını, Pakistan tarafından meydan okumaya maruz kalmamasını istiyor. Böylece Hindistan, Çin’in genişlemesini sınırlayacak ve İslami dirilişi bastıracaktır. Mevcut yöneticilerin, azılı düşman Hindistan’da gerçekleşen Asya’nın Kalbi Konferansı’na katılımı, tamamen Amerika’nın ulusal çıkarları doğrultusundadır. Asya’nı Kalbi Konferansı düzenlenmesinin amacı, Amerika’nın Afganistan’daki askeri ve politik başarısızlığını, başarıya dönüştürmek içindir. ABD, bölge Müslümanları için kölelik planı belirlemek amacıyla bölge ülkelerini bir masa etrafında topluyor. Ayrıca ABD, konferans aracılığıyla Afganistan ve Pakistan’ın onurlu Müslümanlarını Amerika’nın atadığı kukla rejimi kabule zorlamak istiyor. Dünyanın tek Müslüman nükleer gücüne sahip ülkeyi dinamitlemek için Afgan topraklarını Hindistan askerlerine açan ABD’dir.

Siyasi ve askeri liderlik içindeki hainler, zarafet, onur, dürüstlük ve şereften yoksundur. Hatta bu hainler, aldıkları kararların uluslararası toplum tarafından alkışlandığını söyleyerek utanç verici katılımlarını savunmaktan da geri durmuyorlar. “Uluslararası toplumun”alkışlamasının ne gibi ağırlığı var ki? Uluslararası topluma İslam’ın ve Müslümanların azılı düşmanı ABD önderliğindeki büyük güçler hâkimdir. Bunun da ötesinde İslam, bozgunculara itaat edilmesini yasaklar ve onlara karşı aksiyona geçilmesini talep eder. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

فَمَنِ ٱعْتَدَىٰ عَلَيْكُمْ فَٱعْتَدُواْ عَلَيْهِ بِمِثْلِ مَا ٱعْتَدَىٰ عَلَيْكُمْ  “Kim size saldırırsa siz de ona misilleme olacak kadar saldırın.”^{[Bakara 194]}

Böyle bir dönemde uzun zamandır Müslümanların maruz kaldığı baskıya, sadece Nübüvvet metodu üzere Hilafet uygun yanıt verecektir. Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, tüm Müslümanlara, özellikle de silahlı kuvvetler içindeki samimi subaylara, siyasi ve askeri liderlik içindeki hainlerin, Allah ve Rasûlü ve müminlerin düşmanları karşısında bu ümmeti aşağılamaya devam edeceğini hatırlatır. Bu nedenle eğer Müslümanlar, bu dünyada ve ahirette saygı ve kurtuluş arzu ediyorlarsa, o zaman Pakistanlı Müslümanlar Hizb-ut Tahrir’in mücadelesine katılmak ve Pakistan silahlı kuvvetler içindeki samimi subaylar da Nübüvvet metodu üzere Hilafeti kurmak için Hizb-ut Tahrir’e nusret vermek zorundadır.