Dağıstan Kızlar Cumhuriyeti Bölge Mahkemesi, 18 Şubat 2014 tarihinde Kartashov Magomed ve Abdulmanavo Murad'ı hapse mahkûm etti. Bu iki Müslüman, Bölüm 1 CC RF Madde 318 gereğince [Hükümet yetkililerine karşı şiddet] 3 yıl ıslah evinde hapis cezasına çarptırıldı. Davanın 27 Nisan 2013 günü Kızlar'da bir düğün konvoyunda tutuklandıklarında başladığını ​​hatırlatmak isteriz. O gün düğüne katılan Müslümanlar, darp edildiler ve İçişleri Bölge Müdürlüğüne götürüldüler. Polis memurlarının söylediğine göre gözaltına alma gerekçesi, yüksek yerlerden aldıkları talimatlardır. Sonra Dağıstan İçişleri Bakanlığı basın servisi, konvoyun Hizb-ut Tahrir üyeleri ile birlikte firar girişiminde bulunduğunu iddia ederek yalan yanlış haberler yayımladı. Dahası dört Müslüman, darp ederek polis memurlarını yaralamak ile suçlandı. Ayrıca tutuklu diğer iki Müslüman Mikatov Mekat ve Süleymanov Şabi de 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Yargılama süreci sırasında hâkim, polis memurlarının yalanlarına itibar ederek iddia makamı tarafından ileri sürülen birçok çelişkileri görmezden geldi. Hâkim, darp edildiklerini iddia eden polis memurlarında darp izlerine rastlanmadığını söylenen adli tıp raporunu dikkate almadı. Hâkim, polisin sorumlu olduğu sözde suç mahallindeki video görüntülerinin kaybolmasını görmezden geldi. Ama savunma makamı tarafından mahkemeye sunulan düğün kasetinde, darp etmekle suçlanan Kartashov'un polis memurları tarafından darp edildiğini açıkça görebilir. Kısaca yargıç, savcılık tarafından ileri sürülen bütün delilleri çürüten gerçeği göz önünde bulundurmadı. Bu, hâkimin tarafsız olmadığının ve savcının isteklerine boyun eğdiğinin en çarpıcı delilidir.

Suçlanan Müslümanların, içtenlikle İslam'a davet ettikleri ve onu savundukları bilinmektedir. Kartashov Magomed, İslam'ı ve Müslümanları savunmak adına düzenlenen yürüyüşü organize edenler arasındaydı. Bu nedenle bu yargılamanın hukuki olmadığı, aksine barışçıl yollarla İslam'a davet eden ve İslam'ın yüksek değerlerini savunan Müslümanlara yönelik siyasi bir yargılama olduğu açıkça görülmektedir. Mahkeme bir kez daha bağımsız olmadığını gösterdi ve zorbaların adaletsizliğine kanıtladı. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَلَا تَحْسَبَنَّ اللَّـهَ غَافِلًا عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الْأَبْصَارُ مُهْطِعِينَ مُقْنِعِي رُءُوسِهِمْ لَا يَرْتَدُّ إِلَيْهِمْ طَرْفُهُمْ وَأَفْئِدَتُهُمْ هَوَاءٌ "Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor. O gün başlarını dikerek koşarlar. Gözleri kendilerine bile dönmez, kalpleri de bomboştur." ^{[İbrahim 42-43]}