Mübarek Ramazan ayının başlangıcından bir kaç gün önce 24 Haziranda istihbarat servisi, Hizb-ut Tahrir üyelerini tutuklamak için bir operasyon düzenledi. Medyanın bildirdiğine göre 150 FSC ve MIA kolluk kuvvetlerinin yanı sıra "Master" ve OMON savaşçıları da operasyona katıldılar. Aralarında eski SSCB'ye bağlı Orta Asya Cumhuriyetleri'nden gelen göçmenler, Rusya ve St. Petersburg yerlileri de dâhil olmak üzere 50 Müslümanı gözaltına aldılar. Daha sonra altı tutuklunun önleyici tedbir olarak gözaltına alındığı anlaşıldı.

İstihbarat servisi tarafından yapılan açıklamaya göre arama ve gözaltıların nedeni, "Terörist örgüt aktivitesi " içerikli Rus Ceza Kanunu'nun 205.5/1 ve "Aşırı örgüt aktivitesi" içerikli 282.2/1 Maddesidir. Soruşturma dairesi FSC idaresi, dava sürecini başlatmıştır.

Bu, RF 205.5 Ceza Kanunu'na ait anti terör maddesi dayanak gösterilerek FSC tarafından Hizb-ut Tahrir'e mensup İslami davet taşıyıcılarına karşı açılan ikinci davadır. Daha önce 2014 Şubat ayı sonunda Dyurtyuli Başkir şehrinde istihbarat servisi tarafından bazı parti üyelerinin tutuklandığını bildirmiştik. O anda 205.5 Maddesi 20 yıla kadar hapis cezası öngörüyordu. Ancak Nisan ayında bu maddede yapılan bazı değişiklikler ile ceza oranı müebbet hapse çevrildi. Hizb-ut Tahrir'li samimi Müslümanların evlerine istihbarat servisi tarafından baskın düzenlenmesinin nedeni hakkındaki soruya yanıt olarak deriz ki: Bu vahşetin tek bir açıklaması vardır. O da Rus yetkililerin Müslümanlardan nefret etmeleri ve İslam'ın yayılmasını önlemeye çalışmalarıdır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

قَدْ بَدَتِ الْبَغْضَاءُ مِنْ أَفْوَاهِهِمْ وَمَا تُخْفِي صُدُورُهُمْ أَكْبَرُ قَدْ بَيَّنَّا لَكُمُ الآيَاتِ إِنْ كُنْتُمْ تَعْقِلُونَ "Kin ve öfkeleri ağızlarından belli olmuştur. Göğüslerinde gizledikleri şey daha da büyüktür. Akıl etmiş olsaydınız, size ayetleri açıklamıştık." ^{[Ali İmran 118]}

Yine İslami siyasi parti Hizb-ut Tahrir'i terörist örgüt olarak niteleyen dünyada tek devletin Rusya olduğunu vurgulamak isteriz. Diğer devletlerde Hizbin faaliyetinin yasaklanması veya kısıtlanmasının terör suçlamasıyla hiç bir ilgisi yoktur. Bununla birlikte eğer tüm devletler Hizb-ut Tahrir'in faaliyetini yasaklasalar, Rusya gibi onların da İslam'a ve Müslümanlara olan nefretlerinden akıllarını kaybetmiş olduklarını anlamına gelir.

Hizb-ut Tahrir kurulduğu günden şuana kadar Hilafeti kurarak yeniden İslami hayatı başlatmak için çalışmaktadır. Çünkü Allah'ın kanunlarını tam olarak yalnızca devlet uygulayabilir. Hizb Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın şu sözlerine binaen kurulmuştur:

وَلْتَكُنْ مِنْكُمْ أُمَّةٌ يَدْعُونَ إِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَأُولَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ "Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır." ^{[Ali İmran 104]}

Bu sözler faaliyet yapma hakkını verdiği gibi aynı zamanda hayra yani İslam'a daveti de zorunlu kılar. Keza Hilafeti kurmak için bir cemaat altında bir araya gelmeyi de farz kılar. Çünkü kapsamlı şekilde iyiliği emretmek ve kötülükten nehyetmek ancak Hilafet ile mümkündür. İslam siyasi parti Hizb-ut Tahrir'in faaliyetleri, Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın hükmü ile sınırlı ve hedefine ulaşmak için herhangi bir maddi eylemde bulunmayan Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in metodu ile uyumludur. Bu nedenle 205.5 Maddesi gereğince tutuklanan Hizb-ut Tahrir üyelerinin terörizm ile hiç bir alakası yoktur. Anti-terör maddelerine dayanarak Hizbi suçlamak saçmalıktır ve düpedüz bariz yalandır.

Yetkililer, Hizb-ut Tahrir'in Rusya'da Hilafeti kurma gibi bir amacının olmadığını aslında çok iyi biliyorlar. Buna rağmen onlar, İslama davetin ve İslam'ın yayılmasını önlemek için Hizb ile mücadeleyi iyice sertleştiriyorlar. Müslümanların tarihi, Kureyş gibi nice zorbalar ile doludur. Buna karşın Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in liderliğinde ilk İslama davet taşıyıcılarının sabır ve metanetine de tanıklık etmektedir. Zalimler karşısında sabır ve sebat ve Allah'ın emirlerine uymak, ilk Müslümanların İslam'ın nurunu dünya çapına yayan devlete ulaşmalarına yol açmıştır. 1953 yılında kuruluşundan beri Hizb-ut Tahrir'in takip ettiği yol işte budur.

Ey asil ümmet! Bugün onlar, zorluklara aldırış etmeksizin hakka davet eden sizin en hayırlı evlatlarınızı tutukladılar. Onlar, sizin evlatlarınızdır. Rus yetkililer, Kuran'ın tercümesini yasakladıkları zaman Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın Kitabını koruyan bu evlatlarınızdır. Bu evlatlarınız, hayatlarını İslama davet için adadılar ve hayatlarının en güzel yıllarını genellikle hapiste geçirdiler. Nitekim sizin evlatlarınızın direniş tarihi, Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in sahabesinin konumuna benzer. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنَّ هَذِهِ أُمَّتُكُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً وَأَنَا رَبُّكُمْ فَاعْبُدُونِ "Şüphesiz bu, tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir. Ben de Rabbinizim. Onun için sadece bana kulluk edin." ^{[Enbiya 92]} Ayrıca Numan İbn Beşir'in rivayet ettiğine göre Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

مثل المؤمنين في توادّهم وتراحمهم وتعاطفهم كمثل الجسد الواحد إذا اشتكى منه عضو تداعى له سائر الجسد بالحمى والسهر "Müminlerin birbirine karşı sevgisi, merhameti ve iyi muamelesinin misali, aynı vücut gibidir. Şayet vücutta bir uzva zarar gelirse bütün vücut etkilenir ve buna ateşle, uykusuzlukla karşılık verir." ^[Müslim]

Gelin bugün İslami ümmeti çevreleyen kötülükleri, ümmeti güçlendirmek ve birleştirmek için bir vesile edinelim. Haydi, gelin hakka ve İslama davet yolunda Müslümanların elemi tek bir vücut gibi olsun. Ve İnşaAllah bu, İslam'ın ve Müslümanların düşmanlarının eylemlerine karşı verilecek en iyi tepki olacaktır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

فإن من ورائكم أيام الصبر، الصبر فيهن مثل القبض على الجمر، للعامل فيهن مثل أجر خمسين رجلاً يعملون مثل عمله "Ondan sonra öyle günler gelecek ki o günlerde dinin emirlerine uyma hususunda gösterilecek sabır, ateş parçasını elde tutmak gibi zor olacaktır. O günlerde Müslüman olarak yaşamaya çalışanlara bu günkü sizin elli kişinin amelini isteyen kimselerin sevabı kadar sevap yazılacaktır." ^{[İbn Mace]}

Samimi Müslümanları özgürlüklerinden mahrum ederek İslama daveti önlemek isteyenlere, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şu sözünü hatırlatırız:

يبقى على ظهر الأرض بيت مدر ولا وبر إلا أدخله الله كلمة الإسلام، بعز عزيز وذل ذليل، إما يعزهم الله فيجعلهم من أهلها، أو يذلهم فيدينون لها "Bu din gece ve gündüzün ulaştığı her yere ulaşacaktır. Allah'ın izniyle bu dinin girmediği hiçbir ev veya çadır kalmayacaktır. İnsanlar ya bu dinle izzet bulacak ya da zelil olacaklar. Allah İslâm'ı aziz kılacak, küfrü de zelil edecektir." ^[Ahmed]