Son günlerde Darfur’un geniş bölgelerinde aşiret savaşları, şiddet eylemleri, yağmacılık, kundaklama ve katliam olayları patlak verdi. Bölgede aşiret çatışmaları ve kaos yaşanıyor, aşiret çatışmaları bölgenin karakteristik özelliği haline geldi. Geçen hafta subayları hedef alan yeni vakalar ortaya çıktı. Bölgede ayrıca iki yüksek rütbeli subay öldürüldü ve diğer subaylara da suikast girişimleri düzenlendi. Bunlar güpegündüz insanların gözü önünde meydana gelen olaylardır.

Dün Kuzey Darfur Güvenlik Komitesi, El Fasher ve El Nuhud şehirlerini birbirine bağlayan yol üzerindeki El Kuma ve Umm Kadada mahallelerinde yaşanan kanlı olayların detaylarını açıkladı. Komite yaptığı açıklamada iki yerde meydana gelen olaylarda sekiz kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu. Yerel idare müdürünün yaptığı açıklamaya göre Batı Darfur’un başkenti El Cenine’nin güneyindeki Fore Baranga bölgesinde yaşanan aşiret çatışmalarında ölenlerin sayısı 26’ya yükseldi. ^{(Darfur 24)}

Bütün bunlar ve daha fazlası olurken hükümet, katliam ve kundaklamaların ardından harekete geçti. Hükümet, devletin prestijini ve hukukun üstünlüğünü empoze etmek için “gerekli tüm önlem ve tedbirlerin” alındığından dem vurdu. Lafta kalan bu açıklamanın gerçekte kaosun yaşandığı Darfur veya Sudan’ın diğer bölgelerinde hiçbir etkisi yoktur.

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz, Darfur’da yaşanan kaos ve aşiret çatışmalarından tamamen hükümeti sorumlu tutuyor ve şunları vurguluyoruz:

Birincisi: Ekim 2020’de hükümet ile silahlı hareketler arasında Cuba’da sözde barış anlaşması imzalanmasına rağmen özellikle Batı ve Güney Darfur eyaletlerinde güvenlik kargaşası hala devam ediyor.

İkincisi: Sudan’da yaklaşık 80’i sadece Darfur bölgesinde olmak üzere 90’dan fazla silahlı hareket var. Bu hareketlerin varlığı güvenlik durumunun kırılganlığını ve sözde barışın barış olmadığını vurgulamaktadır. Barış özellikle Darfur’da güç ve servete ulaşmak için silaha başvuranlar için ayartmadan başka bir şey değildir.

Üçüncüsü: Darfur’da yaşananların ana sebebi, silah kullanan, haram kanı döken, kutsalları çiğneyen hareketlere kota uygulanmasıdır. Kota sistemi Darfur’da toplumun bileşenleri arasında kin ve düşmanlık yaratmaktadır.

Dördüncüsü: Hükümetin, partilerin, siyasi çevrelerin ve ordunun, mümin hakkında hiçbir ahit ve yemin gözetmeyen, aksine bu kaosu kendi çıkarına kullanmak için körükleyen, teşvik eden sömürgeci kafirin kollarına atıldığı ve iktidara pasta olarak bakıldığı bir ortamda Darfur ve diğer yerlerdeki durum olduğu gibi kalacak, hatta daha da kötüleşecektir.

Çözüm için tek bir yol vardır, ikincisi yoktur, o da Nübüvvet metodu üzere İkinci Raşidi Hilafetin ilanıdır. Zira Hilafette İslami hayatın yeniden başlamasıyla her şey normale dönecektir. Hilafette yönetim bir ganimet değil bir sorumluluktur, haklar da Allah Subhânehu ve Teala’nın buyurduğu ve Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in açıkladığı gibi olacaktır. Kanun kaçaklarına had uygulanmasıyla katliam, kundaklama ve yağmacılığın tüm tezahürleri sona erecektir. Hilafet, ülkemizde bozgunculuk çıkaran sömürgeci kâfirin elini kesecektir.

Ey Darfur halkı, hatta ey Sudan halkı! Nübüvvet metodu üzere Hilafeti kurmak için Hizb-ut Tahrir ile çalışın. Hizb halkına yalan söylemeyen bir liderdir. Dünyada güvenlik ve istikrara, ahirette ise Naim cennetlerine ulaşmanın yolu budur. Allah’ın rızası ise daha büyüktür.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûlü’ne icabet edin.” ^{[Enfal 24]}

İbrâhîm Usmân [Ebu Halîl]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilayeti Resmi Sözcüsü