حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: SD–BA–2015–KRS–TR–06 |
H. 04 Zilka’de 1436 M. Cumartesi, 29 Ağustos 2015 |
Çalışma Merkezleri, Müslüman Ülkelerde Kadın İçin Aşil'in Topuğu Gibidir
27 Ağustos 2015 günü, SUNA ajansının bünyesinde, bilgi sağlamak, geliştirmek ve Sudanlı kadının yaşadığı farklı evreleri belgelemek için Sudan Ulusal Eğitim, Bilim ve Kültür Komitesi ve BM Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü işbirliği ile Sudanlı kadın hakkında bilgi tabanı oluşturmak amacıyla Kadın Bilgi Birliği Projesi’ne özel Kadın Çalışma Merkezleri resmi törenle açıldı. Kadın Çalışma Merkezi Direktörü Neval Mustafa, “Projenin ilk aşaması, Aralık ayında sona erecek” dedi. Projeyi Sudanlı kadına yönelik bilgi alanında büyük bir bilgi sıçraması ve patlaması olarak kabul eden Mustafa, “Bu çalışmanın, tüm insanları endişelendiren ve tabu haline gelen bilgi boşluğunu dolduracağını” iddia etti. “Devletin küresel ve bölgesel konferanslarda sunduğu ulusal ve resmi raporlarda söz konusu bilgi eksikliğine dair etkinin kendini açıkça gösterdiğine ve ilgili bilgi eksikliğine ancak yoğun çabalarla ulaşabileceğimize” dikkat çekti. Bu bağlamda UNESCO temsilcisi Abdul Kadir Muhammed, önemli gördüğü ve Sudan toplumunda aldığı aktif rol sayesinde birçok topluma öncülük eden Sudanlı kadının çıkarına olan projeyi uygulamak için örgüt yanı sıra kendi öz imkânları ile gerekli tüm desteği sunacağına dair söz verdi. [28.08.2015 Ertesi Gün gazetesi]
Sıradan insanlar, kadınlara özel olduğu için bu tür merkezlerin Sudanlı kadının yanında yer alacağını, geçmişte kadını sınırlayan, daha modern olmak için kalkınma ve ilerleme yolunda duran birçok şeyden kurtulma ve özgürleşme uğrunda Sudanlı kadının mücadelesini desteklemek ve belgelemek için çalışacağını sanıyorlar. Bu konudaki gerçekleri belgelemek, kadının mücadelesinde kadına sunulabilecek en önemli desteği ifade eder diye düşünüyorlar. Ancak mesele hiç de göründüğü gibi değildir. Aksine bu merkezler, tam bir felakettir. Çünkü biz, UNESCO’nun kendi öz potansiyel ve desteği ile Sudanlı kadının tarihinin yeniden yazılması konusuyla karşı karşıyayız. Nitekim UNESCO temsilcisinin de vaat ettiği budur. Fakat birçokları, savunmasız ulus ve halkların tarihini karalamada oynadığı kirli rol açığa çıkmasın diye gözleri boyamak amacıyla bu konuda yaptığı çalışmalar nedeniyle UNESCO’yu insani bir örgüt olarak biliyor. Aslında, bu destek, ülkelerin sunduğu desteğin sadece bir parçasıdır. Örneğin Arap ülkeleri UNICEF’in bütçesinin %5’ini karşılıyor.
Gerçek şu ki UNESCO’nun gözü ve kulağı gibi çalışan bu tür merkezler, aslında birer düşünce laboratuvarıdırlar. Kadınların entelektüel ve ahlaki eğilimlerinin neler olduğunu titizlikle belirlemek amacıyla toplumumuzda olup bitenlerin anlaşılmasını kolaylaştırıyorlar. Ayrıca bu örgütler, yerel yönetimlere bu ülkelerin imzaladığı uluslararası belge ve sözleşmeleri dayatıyorlar. Kaldı ki bu sözleşmeler, İslam’a ve İslam kültürüne karşı önyargılı yaklaşıyorlar. Tek taraflı Batılı feminist düşünceyi temel alternatif olarak sunmak için İslam’ı bir kenara atıyorlar. Sadece bununla da yetinmiyorlar, aksine kadın sünneti, çocuk evlilikleri, kadına zulüm ve işkence yapmaya teşviki dâhil İslam’ın kadın haklarını ihlal ettiği iddiasıyla İslam’a ve Müslümanlara iftiralar ile dolu klasörler yayınlıyorlar. Amaç, at izi ile it izini birbirine karıştırmak, İslam’ı karalamak, Müslüman kadınların zihinlerini İslam’dan uzak tutmak, İslam’ın farklı yaş ve gruplardaki kadın ile ilgili hükümleri anıldığında kadınların o hükümlerden gocunmalarını sağlamaktır. Gelecek nesilleri bozmak için de çiçeği burnundaki genç kızlar üzerine odaklanıyorlar.
Sudan’da kadının yasadığı zorluklar, diğer Müslüman ülkelerdekinden pek farklı değildir. Bu zorluklar, veri tabanının zayıflığından, ortaya atılan sorunlar ve bu sorunlara ilişkin yanlış çözümlerden kaynaklanmıyor. Kadın krizinin gerçek nedeni, yüce İslam ideolojisinin iktidarda olmayışıdır. İslam, kadını baş tacı yaptı. İzzetli kılıp onurlandırdı. Hiçbir sorun ve sıkıntı ile karşılaşmadan rızkının ayağına gelmesini, toplumsal yaşamda İslam’ın hükümlerine bağlanarak ev içinde ve dışında erkek ile işbirliği yapmasını sağladı. Kadına sevgi ve şefkatle yaklaşılmasını tavsiye etti.
Ancak Hilafet Devletinin yıkılışı ve İslam’ın yönetimden uzaklaştırılmasıyla Sykes-Picot ülkeleri, modernite ve ilerleme adına kadın aldatma şubeleri kurmak için bu tür örgütlere ve kadın merkezleri gibi onun zehirli dallarına ülkenin kapılarını ardına kadar açtılar. Ki böylece kadınlar, Rahman ve Rahim olan Şeriattan uzak durarak tuzağa düşsünler. Ama biz, bu örgütlerin, onlara imkân sunan ve onlarla yardımlaşanların kökünü kazımak için ufukta alameti görülen Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devletinin çok yakın olduğuna inanıyoruz.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Sudan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi 21 October Street, Imarat al-Vaqf, Ground Floor, East Khartum / Sudan Telefon: +(249) 0912 24 01 43 – 0912 37 77 07 http://www.hizb-sudan.org/ |
E-Mail: spokman_sd@dbzmail.com |