Cumartesi, 21 Muharrem 1446 | 2024/07/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
Medya Bürosu

No: SD–BA–2015–KRS–TR–07 H. 12 Zilhicce 1436
M. Cumartesi, 26 Eylül 2015

İslam Ümmeti, Sadece İslami Sistemin Kurulması İle Kalkınabilir Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, Sömürgeciliğin Art Niyetli Bir Komplosudur

Dünya Kalkınma Zirvesi, 25 Eylül Cuma günü yaklaşık 150 devlet başkanının ve 30 bakanın katılımıyla BM’de başladı. Katolik dünyasının ruhani lideri Papa Francis, sürdürülebilir kalkınma hedeflerini gerçekleştirmeye teşvik etmek amacıyla bir konuşma yaptı.

Zirvenin sunduğu “sürdürülebilir kalkınma hedefleri” belgesi, önümüzdeki 15 yıl içinde gerçekleştirilmesi gereken (17) ana hedef belirledi. Bu ana hedeflerin en önemlileri şunlardır; aşırı yoksulluk ve açlığın sonlandırılması, kadın ve kızlara karşı her tür ayrımcılık ve şiddetin ortadan kaldırılması, cinsiyetler arası eşitlik, sağlıklı yaşam, kaliteli eğitim, herkes için ulaşılabilir su ve enerji kaynaklarının sağlanması. BM Genel Kurulu, 1 Eylül günü 2030 yılına kadar küresel kalkınma gündemine ilişkin taslağı kabul etti.

Gerek bu zirvenin beklentisiyle, gerekse Sudan hükümeti Ulusal Nüfus Konseyi ile BM Kalkınma Programı işbirliğiyle sürdürülebilir kalkınma hedeflerine yönelik bilinci artırmak ve sırasıyla bu hedefleri tanıtmak amacıyla hedefler 23 Eylül günü Sudan gazetelerinin reklam sayfalarında yer aldı. Böylece sürdürülebilir kalkınma hedeflerini tanıtıcı serisi başlamış oldu.

Hedefler, insanların zihinlerini karıştırmak için gazetelerde art niyetli olarak girift bir şekilde verildi. Bilindiği gibi hedeflerden bazıları, açlık ve aşırı yoksulluk ile mücadele, eğitim, sağlık ve su sağlanması gibi insanlık ile ilgilidir. Bazıları da, kadına karşı şiddetin ortadan kaldırılması, cinsiyetler arasında eşitlik gibi Batılı demokratik fikirler sistemi ile ilgilidir. Böyle girift bir şekilde verilmesi, kasten yanıltmak amacıyladır. Çünkü kapitalist Batı Hadaratının, maddiyat ve faydacılıktan başka hiçbir değere itibar etmeyen materyalist ilkelerin insanlık iddiasında bulunması aptallıktır. Batılı değerler sisteminde insanlığa yer yoktur. Batı değerleri, kaynaklar ve kendi ürünlerine yeni pazarlar bulmak amacıyla dünyada kasten savaşlar çıkardı ve hâlâ da çıkarmaktadır. Kuşkusuz reformcu Batı Hadaratının kullandığı dünyanın jandarması olmak rolü, kendi ilkeleri ile bile çelişmektedir. Dünyanın jandarmalığını yapmak, ne tuhaftır ki kötülük ve kurnazlığından haberdar olanların yanına bile uğramıyor.

Batılı düşüncenin zehirlerinden bizi ilk koruması gereken iradeden yoksun hükümetin rolü, şüpheli ve karmaşıktır. Hükümet, yaranmak dışında bir iş yapmıyor. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın Şeriatını terk edenler ve onu orman kanunlarına değiştirenler, yaranmayı kendilerine meslek edindiler ki Batının pis kokan kırıntı ve artıklarından nemalansınlar. İslami olduğunu iddia eden bir hükümet, nasıl Allah’ın Kitabı ve Rasûlü’nün Sünnetini terk ederek, Allah’ın rızasını kâfirlerin rızasına değiştirerek açıkça Batılı değerlere yaranabilir. Bu, kâfir Batı’dan korkmak ve ürkmektir. Cenabı Hak diyor ki:

فَتَرَى الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ يُسَارِعُونَ فِيهِمْ يَقُولُونَ نَخْشَى أَنْ تُصِيبَنَا دَائِرَةٌ فَعَسَى اللَّهُ أَنْ يَأْتِيَ بِالْفَتْحِ أَوْ أَمْرٍ مِنْ عِنْدِهِ فَيُصْبِحُوا عَلَى مَا أَسَرُّوا فِي أَنْفُسِهِمْ نَادِمِينَ “İşte kalplerinde bir hastalık (nifak) bulunanların, “Başımıza bir felaketin gelmesinden korkuyoruz” diyerek onların arasında koşup durduklarını görürsün. Ama Allah, yakın bir fetih veya katından bir emir getirir ve onlar içlerinde gizledikleri şeye (nifaka) pişman olurlar.” [Maide 52]

Kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasıyla ilgili beşinci hedefe gelince, erken evlilik yoluyla kadının istismarından bahsediyor. Hâlbuki üreme sağlığı hizmetleri veren Batı hadaratının kendisi bile genç kızların gebelik ikilemi karşısında çaresizdir. Oysa Hadârat projesi olan bir hükümet, erken evliliği temiz ve onurlu bir örnek olarak sunmalıdır. Erken evlilik, fıtrata aykırı ve onur kırıcı rezalet ile asla kıyaslanmaz. Aynı hedefte belirtilen cinsiyetler arasında liderlik eşitliğine gelince, soruyoruz: Batı’da kadına zevk aracı olarak bakılmıyor mu?

Bu yöneticilerin gururu yok mu? Ebu Cehil bile onlardan daha ahlaklı idi. Zira Hicret günü Ebu Cehil ve beraberindekiler, Araplar, yeğeninin mahremiyetini ihlal etti derler diye Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’inevine baskın düzenlenmesini kabul etmediler. Neden bu yöneticiler, kâfirlerin izinden gidiyorlar. Onları dost ediniyorlar ve Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın mahrem kılıp bizi onurlandırdığı bir onuru ifşa ediyorlar. İslami mefhumları ve onun hükümlerini yıkıyorlar. Yerine küfrün mefhumlarını kendi elleriyle inşa ediyorlar. Hangi eşitlikten söz ediyorlar? Allah ve Rasûlü’nün söz etmediği bir eşitlikten mi söz ediyorlar? Dillendirilen bu eşitlik, güzelliğine önem veren, soyları karışmış, fuhuş, hastalık ve cinayetin yaygın olduğu Batılı kadınlara ne verdi? Bu yöneticiler, eşleri, kızları ve teyzeleri için bedbaht Batılı kadınların yaşadığı koşullara razı gelirler mi? Batılı kadınların, sahte zevklere ve parıltılı ışıklara dayalı Hadâratı bir kenara atarak İslam’a girmekten başka güvenli bir sığınakları yoktur. İşte bu parıltılı ışıklar, yöneticilerimizin akıllarını baştan aldı. Akılları başlarından gittiği için Batı hadaratının ilk savunma hattı oldular. Onu içten benimsediler, hatta bununla da yetinmediler ona teşvik ettiler. Kalkınma ve ilerlemeyi Batı hadaratında aradılar. Allah onları kahretsin ve fani dünyanın enkazı üzerine kurulu tahtlarını başlarına geçirsin.

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Kadın Kolları olarak biz diyoruz ki, toplumun yıkımının tek sorumlusu bu hükümettir. Çünkü Allah’ın Şeriatını uygulamak ve onu Batıya taşımak yerine çökmüş Batılı değerleri pazarlamaktadır. Hâlbuki hükümetin görevi, çamur ve içinde debelendikleri sosyal kokuşmuşluktan Batılı toplumları kurtarmaktır. Biz, iktidarda kalmak için kâfirlere yaranan yöneticilerin art niyetli planlarını ifşa etmeye devam edeceğimize dair Allah’a söz veriyoruz. Biz, Allah’ın onların planlarını boşa çıkaracağına yakinen iman ediyoruz. Allah’ın Şeriatı, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin kurulmasıyla dünyanın her tarafına yayılacaktır. Tüm insanlığı kalkındıracak olan bu Hilafet, hem bu yöneticilere, hem de onların efendilerine sakınmış oldukları şeyi gösterecektir.

وَيَقُولُونَ مَتَى هُوَ قُلْ عَسَى أَنْ يَكُونَ قَرِيبًا “Ne zamanmış o?” diyecekler. De ki: “Yakın olsa gerek!” [İsra 51]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
21 October Street, Imarat al-Vaqf, Ground Floor, East Khartum / Sudan
Telefon: +(249) 0912 24 01 43 – 0912 37 77 07
http://www.hizb-sudan.org/
E-Mail: [email protected]

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER