Darfur suçlar savcısı Fatih Tayfur, Darfur çocuklarına tecavüz ettikleri gerekçesiyle iki askerin idam edileceğini ve bölgede yüz kadar tecavüz olayına rastlandığını belirtti. Ve bu suçlardan 11’nin karara bağlandığını kaydetti. Hartum’da bir basın toplantısı düzenleyen Tayfur, 2016 yılı boyunca kendilerine Darfur’da 325 şikâyetin ulaştığını, bunlardan 241 şikâyetin soruşturma altına alındığını söyledi... Birleşmiş Milletler ve Afrika Birliği Ortak Görev Gücü UNAMİD görevlilerinden birinin 2014 yılında üç çocuğa karşı tecavüz olayına karıştığını ortaya koydu. ^{[25.01 2017 Şuruk]}

Çoğu kez Darfur’da çocuklara tecavüz olayını inkâr eden Sudan hükümeti, Batılı örgütlerce yayımlanan raporlara cevap vermeyi reddetmiştir. Şimdi ise Sudan hükümeti, Darfur suçlar savcısı ağzından tüyler ürpertici bu suçları itiraf etmektedir. Daha da kötüsü bu suçlar, Müslümanları ve onların güvenliğini korumaya yemin eden kişilerce işlenmiştir! Birleşmiş Milletler ve Afrika Birliği Ortak Görev gücünün adı çocuk tecavüz olayına karışması hiç de şaşırtıcı değil. Çünkü onlar kokuşmuş bataklıkta yaşıyorlar. Kötü ahlak onların bir karakteristik özelliğidir. O derece ki toplumları orman sürülerinden daha beterdir. Pis kâfirleri Darfur’a soktuğu için bu suçlardan birinci derecede Sudan hükümeti sorumludur.

Basına yansıyan suçların boyutu, 2004 yılından bu yana Darfur suçlar savcısının itiraf ettiği rakamlardan çok daha büyüktür. Durum daha da kötüleşirken, bu bölgenin kurtuluşuna bir çare bulamayan hükümet, Darfur’lu çocuk ve ailelere yardım etmek, güvenlik ve istikrarı sağlamak için çareyi ahlaksız ve insanlık yoksunu uluslararası görev gücünden yardım istemekte buluyor. Bunlarca sunulan hizmetler, aslında bir şantaj ve pazarlıktır. Bu hizmetler zehir kusmaktadır. İnsanları Hristiyanlaştırıyor ve ümmete yabancı kültürü aşılıyor. Böylece Darfur halkı, yaşam için acil bir ihtiyaçlar çekici ile şantaj ve kadın ve çocuk tecavüzü örsü arasında sıkışmıştır!

Şüphesiz devletin aslı görevi, insanları korumak ve güvenliklerini sağlamaktır. Ama ne yazık ki devlet, çocuklara tecavüz etmek, kadınların namusunu çiğnemek için düşman kuvvetlerinden yardım dilenmektedir. Şair ne kadar da doğru söylüyor:

Ümmetim nice pis putları övmüştür. Saldırgan kurt neylesin çoban düşman olursa?

Ümmeti yöneticilerden ayıran bu uçurumun nedeni, İslam ile hükmetmemektir. Bu yüzden bu yöneticiler, ümmete yabancı oldular. Ümmete karşı düşmanla işbirliği yaptılar. Ordulara gelince, asli görevlerini unuttular. Ülkenin muhafızları, saldırgan düşmanlara, oyunlarına Müslümanların kan ve onurlarına karşı ülkeye kalkan olmaları gerekirken tahtları koruyan muhafızlar haline geldiler. Halid ve Musenna komutanlığında İslam orduları, dünyaya güvenlik ve istikrarı yaymak, insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için bucak bucak dolaştılar.

Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devleti, Darfur ve diğer ülke çocuk tecavüzcülerinin caydırıcı cezadan kaçmasına izin vermeyecektir. İslam’ın hükümlerine göre onlardan adalet ve insafla kısas alacaktır. Koyun sürüsünü kâfir düşman kurda emanet etmeyecektir.