Pazar, 22 Muharrem 1446 | 2024/07/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti
Medya Bürosu

No: SRu2013BAu20132012u2013MBu2013TRu20130017 H. 13 Şevvâl 1433
M. Cuma, 31 Ağustos 2012

-Basın Açıklaması- Suriye'deki Müslümanlar, Ayaklanmalarında Batılı Demokrasinin Hiçbir Yeri Olmadığını Allah İçin İlan Etmişlerdir

Suriye'deki Müslümanlar, Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursî'nin, Tahran'da düzenlenen Bağlantısızlar Konferansı'nda yaptığı, Suriye ayaklanmasıyla dayanışmanın "ahlakî bir görev" olduğunu ilan ettiği ve "ona eksiksiz olarak tam bir şekilde destek verdiğini" ifade ettiği konuşmalarını izlemiştir. Sonra o, aynı tonda yeni bir Suriye'nin inşası için muhalefeti birleşmeye davet edip "demokratik bir yönetim sistemine" barışçıl bir şekilde geçiş dileğinde bulunarak Amerika üzerine oynamış ve isimlendirildiği şekilde "bu sıkıntıdan çıkmak için" yapılan Mekke Zirvesi'nde Mısır'ın sunduğu girişime dikkat çekmiş ve şöyle demiştir: "Suriye'deki kan kaybı, hepimizin boynundadır" ve "Bizden, aktif müdahale dışında bir şey beklenmesin..."

Suriyeli olarak bizler, sürekli İslam ümmetini savunan, tarih boyunca Şam'dan Trablus-Şam ve Bey-il Makdis'e kadar haçlı kırıntılarını püskürten bir ordunun en üst komutanı sayılan kahramanların toprakları Kenane-Mısır gibi bir İslam ülkesinin Cumhurbaşkanına çok şaşırdık ki bu ordu, tarih boyunca Hilafet Devleti'nin gölgesinde İslam'a ve Müslümanlara dönük kahramanlıklara ve savunmalara tanık olmuştur... Ayrıca bu Cumhurbaşkanın, "Barışçıl bir geçiş istemesi, akan kanlara seyirci kalması ve demokratik bir rejime, yani Beşar tagutu ve zebanilerinin akıttığı kanları seyreden Amerika'nın yoluna davet etmesi" şeklindeki tutumuna da çok şaşırdık...! Halbuki Mısır Cumhurbaşkanı'nın öncelikli olarak yapması gereken, ahlakî bir görev iddiasıyla Şam topraklarında akıtılan kanlar için ağıt ve gözyaşı dökmek yerine bu bağlantısızlar kürsüsünden Suriye'deki Müslümanları kurtarması için Mısır ordusunu harekete geçireceğini ilan etmesidir. Bundan daha önemlisi ise elini Şam'daki katil rejime her türlü ölümcük araçlar sağlayan ve oradaki Müslümanları istismar eden mücrim Nejad'a uzatmaktan imtina etmesi gerekirdi. Dahası onun, solana girmeden önce Suriye heyetinin kovulmasını talep etmesi ve şebbiha heyetinin kendisini protesto etmesi için salona gelmesini beklememesi gerekirdi!

Açıkça söylemek isteriz ki Cumhurbaşkanı Mursî'nin konuşmasında demokratik devletten bahsetmesi ve onu bize ve ayaklanmamıza yamalamak istemesi, kiralık Arap uydu kanallarının Batı'yı hoşnut etmek için iğrenç demokrasi ile nefret dolu sivilliği yalan ve iftirayla bize yamalamaya çalışmasından daha kötü olup bu devletin, Allah'ın izniyle Şam'da hiçbir karar verme yetkisi olmayacaktır. Bilakis hayır ve bereket dolu Şam'da, kerim Resul [Aleyhi's Salatu ve's Selam] ile halifeleri Ebi Bekir, Ömer, Osman ve Ali [Radıyallahu Anhum]'un Minhacı Üzere Raşidi Hilafet'ten başkasının kurulması doğru olmayacaktır. Nitekim Resul Aleyhi's Salatu ve's Selam konuşmasında halifelerine, yegane model olarak kendi devletlerine uyulmadıkça bunun doğru olmayacağını söylemiştir ki buda; Allahuteala'nın izniyle nusret Şam'ında kurulmasına karar verdiğimiz Nübüvvet Minhacı Üzere Raşidi Hilafet'tir. Evet, Şam'da Allah'ın indirdiklerinden başkasıyla olan bir yönetimin kurulmaması gerekmektedir. Buda Allahuteala'nın şu kavline:

فَلاَ وَرَبِّكَ لاَ يُؤْمِنُونَ حَتَّى يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لاَ يَجِدُوا فِي أَنْفُسِهِمْ حَرَجًا مِمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُوا تَسْلِيمًا "Hayır! Rabbine ant olsun ki onlar aralarında çıkan anlaşmazlıklarda Seni hakem kılıp içlerinden de bir sıkıntı duymaksızın verdiğin hükme tam bir teslimiyet ile teslim olmadıkları sürece iman etmiş olmazlar." [en-Nîsa 65]

Ve Resul [Sallallahu Aleyhi ve Âlihi ve Sellem]'in şu kavline icabet edilmesinden dolayıdır:

عقر دار الخلافة بالشام "Hilafet Dârı'nın merkezi Şam olacaktır."

Bizler bu hususta şunu ifade etmek isteriz ki; yönetimde tedriciliği reddettiğimizi vurgularız. Çünkü bu, tedricilik adı altında İslam ile küfrün ve hak ile batılın arasını karıştırmak anlamına gelmektedir. Dolayısıyla "tedricilik" aslında, İslam'ın hakim olmasından asla razı olmayacak olan Batı ile küfür ehlinin kollarına "yuvarlanmaktır." Bizler ise, sadece ukab râyesi altındaki Mısır ve Şam'ın değil bilakis bir gün üzerinde Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in livasının da dalgalandığı bütün İslam topraklarının dahil olduğu Hilafet Devleti'ni beklemekteyiz. Nitekim Aleyhi's Salatu ve's Selam, şöyle buyurmaktadır:

لَيَبْلُغَنَّ هَذَا الْأَمْرُ مَا بَلَغَ اللَّيْلُ وَالنَّهَارُ، وَلا يَتْرُكُ اللَّهُ بَيْتَ مَدَرٍ وَلا وَبَرٍ إِلا أَدْخَلَهُ اللَّهُ هَذَا الدِّينَ، بِعِزِّ عَزِيزٍ أَوْ بِذُلِّ ذَلِيلٍ، عِزًّا يُعِزُّ اللَّهُ بِهِ الْإِسْلامَ، وَذُلا يُذِلُّ اللَّهُ بِهِ الْكُفْرَ "Muhakkak ki bu iş, (İslam) gece ve gündüzün ulaştığı yerlere ulaşacaktır. Allah ne bir kerpiç ev ne de bir keçe çadır bırakmayacak; azizi aziz ederek, zelili zelil ederek, bu dini ona dahil edecektir. Allah'ın bu işte aziz edeceği İslam'dır. Allah'ın bu işte zelil edeceği küfürdür." [Ahmed tahriç etti]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: +8821644446132 Skype: TahrirSyria
www.tahrir-syria.info
E-Mail: [email protected]

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER