Suriye devrimi, bütün dünyaya Müslümanların hükümdarlarının ajan olduklarını, itaat ve ihanet yolunda acımasızca yürüdüklerini gösterdi. Bunu yaparken kimi zaman, İslam pelerinin arkasına saklanıyorlar. Kimi zaman da Suriye halkının kanı ve topraklarına olan sevgilerinden ötürü böyle yaptıklarını ileri sürüyorlar. Belki de son Viyana Konferansı’nda dönen dolaplar, bu yöneticilerin oynadığı habis rolün vahametini ortaya koymaktadır. Özellikle katılımcılar arasındaki İslam düşmanları, Suriye devrimini yok etmek ve çalmak için bir strateji benimsediler. Başta uluslararası özel elçi Stefan de Mistura’nın savaşı dondurma girişimleri başarısız olunca, önceki tüm yöntemleri ve kirli taktikleri değiştirdiler.

BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, 15 Kasım 2015 Pazar günü New York’taki sözcüsü tarafından yayımlanan resmi açıklamada Suriye ile ilgili olarak 14 Kasım 2015 Cumartesi günü Viyana’da düzenlenen konferansın katılımcıları, “Birkaç önemli konuda ortak bir anlayış vardılar. Katılımcılar, Suriye’de ateşkesi uygulama ve destekleme çalışmalarını kabul ettiler. Bu anlamda Cenevre bildirgesi temel alınarak Suriye hükümeti ile muhalefet temsilcileri BM himayesinde dönüşüm sürecine doğru ilk adımları atmaya başlayacaklardır.” dedi.

Hain yöneticiler, İslam düşmanlarının üzerinde mutabık kaldığı meseleyi ivedilikle uygulamak için hemen hareket geçtiler. Bu bağlamda Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil el- Arabi, 16 Kasım 2015 Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan’ın, Ocak ayında zalim Suriye hükümeti ile yapılması planlanan müzakerelere katılacak isimleri belirlemek amacıyla önümüzdeki aylarda ılımlı muhalefetin heyetine evsahipliği yapacağını belirtti. Hâlbuki bu müzakerelerin, Suriye devrimini yok etmek ve Amerikan çözümünü gerçekleştirmek için planlandığı herkes tarafından bilinmektedir. El-Kudüs el-Arabi gazetesinin Suriyeli muhalif bir kaynaktan bildirdiğine göre, Suudi Arabistan ile Türkiye ve Katar koordine içinde çalışacaklar. Amaç, siyasi ve askeri oluşumları, kuruluşları ulusal konferans kapsamında bir araya getirmek ve onları birleşik liderlik tarafından temsil dilecek siyasi bir koalisyon altında toplamaktır. Böylece Suudi, Katar ve Türk yöneticileri, tüm grupları siyasi ajan liderlik etrafında toplamak için çaba sarf ediyorlar. Bu liderlik, efendilerini memnun etmek, kâfir Batının güvenini kazanmak, Müslümanların kurbanları ve kanları pahasına Batının çıkarlarını gerçekleştirmek için üstün bir rol oynayacaktır. Burada Ürdün rejimine biçilen rolü ise, ABD’nin hoşnut olmadığı kuruluşların bir listesini hazırlamaktır. Sonra bu sözde terörist kuruluşlar, ilk etapta hedef alınacak, daha sonra da tüm dünya, Suriye topraklarındaki samimi mücahitlere karşı birlik olacaktır. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, düzenlenen basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Terörist” gruplar listesi hazırlamak üzere bir anlaşmaya varıldı. Bu gruplar, ateşkes sırasında yapılacak operasyonlardan hariç tutulacaktır.” dedi. Rus Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov da “Ürdün, iki ya da üç hafta boyunca terörist olarak sınıflandırılacak Suriyeli grupları ele almak için bir toplantıya ev sahipliği yapacaktır.” diye konuştu.

 

Ey İslam’ın kalbi Biladu’ş Şam Müslümanları!

 

Müslümanlar, Allah’ın indirdiği ile hükmeden bir yöneticinin yoksun oldukları için bu Ruveybida yöneticileri, Batının planlarını uygulayan kuklalar haline geldiler. Bunlar, Müslüman toprakları Batının tahakküm ve sömürüsünden kurtarmak için gece gündüz çalışan herhangi bir girişimi engellemenin aracı oldular. Daha doğrusu, dinin hayattan, devletten ve toplumdan ayrılması temeline dayanan Batı uygarlığının ilk savunma hattı oldular. Suriye halkı, büyük fedakârlıklar yaptı, kurbanlar verdi. Müslümanların tertemiz kanları akıtıldı. Bu yöneticiler ise açıkça Müslümanlara düşmanlık yaptılar. İslam’a ve Müslümanlara karşı Allah düşmanlarının safında yer aldılar. Artık tüm bunlardan sonra mübarek Suriye devrimini kontrol altına almak ve çevrelemek için uzatılan bütün ipleri kesmek kaçınılmazdır. Rabbimizin Şeriatına dayalı hayat sistemini, akide ve dinimizi hedef alan bu acımasız saldırılar karşısında yekvücut olmak zorundayız. Bu saldırıların hedefi, Müslümanları boyun eğdirmektir ki Müslümanlar, ABD’nin siyasi çözümünü gerçekleştirmek için bir araya gelinen hain müzakere masasında şehitlerimizin kanlarının satışına sessiz kalsınlar.

Görüldüğü gibi felaket, büyük, konuşmalar da açık ve nettir. Ama vallahi sabır ve sebat ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’inyoluna uymaktan başka çaremiz yok. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: 

قُلْ هَذِهِ سَبِيلِي أَدْعُو إِلَى اللَّهِ عَلَى بَصِيرَةٍ أَنَا وَمَنِ اتَّبَعَنِي وَسُبْحَانَ اللَّهِ وَمَا أَنَا مِنَ الْمُشْرِكِينَ”De ki: “İşte bu, benim yolumdur. Ben Allah’a çağırıyorum, ben ve bana uyanlar aydınlık bir yol üzerindeyiz. Allah’ı tenzih ederim! Ve ben ortak koşanlardan değilim.”^{[Yusuf 108]} Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın sapasağlam ipine ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’inde dosdoğru Şeriatına sımsıkı sarılmaktan başka çaremiz yok. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

قد تركتكم على البيضاء ليلها كنهارها لا يزيغ عنها بعدي إلا هالك “Ben sizi bembeyaz, aydınlık bir din üzere bırakıyorum. Gecesi de gündüz gibi parlaktır. Benden sonra bu dinden sapan mutlaka helak olur.”

Bundan sonra Allah Subhânehu ve Teâlâ katından bir zafer ve yakın bir fetihle müjdeleyin. Bilin ki her zorluktan sonra bir kolaylık, her sıkıntıdan sonra da bir ferahlık vardır. Zaferin anahtarları elinde olan Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلَا تَهِنُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَأَنْتُمُ الْأَعْلَوْنَ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ “Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz.”^{[Ali İmran 139]} Başka bir ayette ise Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

وَأَنَّ هَذَا صِرَاطِي مُسْتَقِيمًا فَاتَّبِعُوهُ وَلَا تَتَّبِعُوا السُّبُلَ فَتَفَرَّقَ بِكُمْ عَنْ سَبِيلِهِ ذَلِكُمْ وَصَّاكُمْ بِهِ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ“İşte bu, benim dosdoğru yolum. Artık ona uyun. Başka yollara uymayın. Yoksa o yollar sizi parça parça edip O’nun yolundan ayırır. İşte size bunları Allah sakınasınız diye emretti.”^{[Enam 153]}

 

Basın Açıklamasının Video Kaydı