Türk yönetiminin her düzeyde Suriye devriminin gidişatında önemli rolü olduğunda hiç şüphe yok. İlk önceleri devrimi uyuşturmak, sonraları da devrime kürtaj yapmak için başından beri Türk yönetimi kâfir Batının elinde etkin bir kukladır. Türk hükümeti, Şam devrimini boğmak, devrimcilerin iradesini gasp etmek, kararlarına egemen olmak ve Amerikan siyasi çözümüne hizmet etmek için birçok alanda önemli rol oynamıştır... Devrimin başından beri Türk hükümeti, çatışma sahasından uzak tutmak ve dolayısıyla tecrübelerinden yararlanılmasının önüne geçmek için muhalif subayları kuşatmak, onları yarı hapishaneye benzer mülteci kamplarına doldurmak için çalışmıştır. Kirli siyasi para gibi önemli bir dizi eylemler yoluyla da grup liderlerini kendisine bağlamasını buna ekleyebiliriz. Kirli politik para, grupları önemli ölçüde ve etkili bir şekilde bölünük bırakmıştır. Daha doğrusunu söylemek gerekirse aralarında iç çatışma ateşini körüklemiş, kontrol altına almış ve kararları üzerinde söz sahibi olunmasına büyük katkısı olmuştur. Bu eylemler sonucunda Türk rejiminin kuklası haline gelmişlerdir. Türk yönetimi istediği gibi hareket ettirmektedir. Halep’in zorba Şam rejimine teslimi, Riyad ve Astana konferanslarına katılım, çatışma bölgelerinin azaltılması üzerinde sağlanan anlaşma ve çatışmanın eksenini değiştirmek için gerçekleştirilen sözde Fırat Kalkanı operasyonu bu eylemlerin sadece bir yemişidir...

Bugün ise Türk hükümeti, Şam devrimine kürtaj yapmak için gidişatı izlemektedir. Şu günlerde İdlib kırsalı ve devrimin son kalesi olan Halep kırsalında yer alan kurtarılmış bölgelere müdahale yapmak için hazırlık yapıyor. Bu askeri müdahale, mazlumlara ve göçmenlere yardım etmek, kutsal Şam topraklarını sulayan kan gölünü durdurmak için değildir. Bu akan kanların günahından Türk yönetimi sorumludur. Zira İncirlik üssünü Şam halkına bomba yağdırmak ve bedenlerini parçacıklara ayırmak için kindar Haçlı uçaklarına açmıştır... Umarız Türk ordusu, hakkın yanında yer almak, zulmü ortadan kaldırmak, zalimleri caydırmak, İslam ve Müslümanların yardımına koşan Allah’ın yönetimini kurmak için askeri müdahalede bulunur. Ancak apaçık gerçekler, Türkiye’nin askeri operasyonu ve Türk yönetiminin gerçek yüzünü ve iddialarının saçmalığını ifşa etmektedir. Türk yönetimi, Şam devrimini yok etmek, samimi evlatları ortadan kaldırmak ve Amerikan siyasi çözümüne hizmet etmek için müdahale edecektir. Aldatıcı slogan ve timsah gözyaşlarına sakın kanmayın. Bizi boğazlayacak olan aldatıcı bıçağa bir bakın. İnsanlık kisvesine büründürülen üsluplar ve ballı sözler artık kimseyi kandıramaz. Zorbalar ve insanları aldatmak isteyenlerin durumu budur. Böyle kimseler, kötü fiillerini güzel sözlerle allayıp pullarlar. Bakın zorbaların simgesi Firavun’a. Musa Aleyhisselam’ı öldürmek istediğinde yolsuzlukla mücadele etmek istediğini iddia etmiştir!

وَقَالَ فِرْعَوْنُ ذَرُونِي أَقْتُلْ مُوسَى وَلْيَدْعُ رَبَّهُ إِنِّي أَخَافُ أَنْ يُبَدِّلَ دِينَكُمْ أَوْ أَنْ يُظْهِرَ فِي الْأَرْضِ الْفَسَادَ “Firavun dedi ki: “Bırakın beni, Mûsâ’yı öldüreyim. Rabbini yardıma çağırsın! Çünkü ben onun, dininizi değiştireceğinden yahut yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağından korkuyorum.”

Ey Şam diyarındaki sabırlı Müslümanlar! Biz kendimizi size önderlik etmek için adadık. O önder ki halkına asla yalan söylemez. Biz, ümmetin kötülüğünü isteyen oyun ve hileleri deşifre eden iyi bir nasihatçiyiz. Gemimizi kurtarmak ve hedefine vardırmak istiyoruz. Hepimiz aynı geminin yolcularıyız. Ya hep birlikte kurtulur ya da hep birlikte batarız. Kâfir Batı ve onun ajan yönetici ve sistemlerinin iplerini kestikten sonra Allah’ın sapasağlam ipine sımsıkı sarılmaktan başka çaremiz yok. İslam akidesinden fışkıran açık siyasi proje ve eylemleri Allah’ın fermanına dayalı samimi uyanık politik liderlik etrafında birleşmeliyiz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” ^{[Enfal 24]}

- Basın Açıklamasının Video Kaydı -