Hizb-ut Tahrir / Tanzanya, üç üyesini gözaltına alan, daha sonra hiçbir açıklama yapmadan ya da mahkemeye sevk etmeden tutuklayan, “terörizm komplosu kurmak” ve “terör işlemek” gibi aleyhlerine çirkin ve uyduruk suçlamalar yönelten yetkililerin zalimane eylemlerini şiddetle kınar. Suçlamalar, açıkça çok çirkin ve mesnetsiz suçlamalardır!

Tutuklanan ilk üye, bir ortaokul öğretmeni 31 yaşındaki Waziri Süleyman Mkaliaganda’dır. Waziri, 21 Ekim 2017 günü Güney Tanzanya’nın Mtwara kentindeki evinin yakınında bulunan bir camide yakalandı. Diğeri de Dar City’de tutuklanan ve taş ustası 49 yaşındaki Omar Salum Bumbo’dır. Bumbo, 27 Ekim 2017 günü güvenlik güçleri olduğunu düşünülen belirsiz kişilerce yakalandı. Üçüncüsü de 30 Ekim 2017 günü evinde yakalanan İslam dini öğretmeni ve işadamı 39 yaşındaki Ramadhan Athuman/Ustadh Moshi’dir.

İşadamı kılığındaki bir güvenlik görevlisi, mülakat için gittiği yerde Ömer Salum Bumbo’yu yakaladı. Motosikleti ile randevu yerine vardığında zorla bir araca bindirilip kaçırılan Bumbo belirsiz bir yere götürüldü.

Ustadh Ramazan Moshi de Magomeni Makuti “A” adındaki mahalle muhtarı ve ailesinin gözleri önünde tutuklandı. Ardından güvenlik görevlileri, ailesine tutuklanması ile ilgili ayrıntılara yerel polis merkezinden ulaşabileceklerini söylediler. Ancak ne yazık ki bunun bir yalan olduğu ortaya çıktı! Omar Salum ve Ustadh Ramazan Moshi, ailelerinin endişelerine ve akrabaların haklarında bilgi almak için defalarca polis karakoluna gitmelerine rağmen haftalardır nerede oldukları bilinmiyor, adeta kayıplar. Bu süre zarfında üçü de temel hukuki haklarından mahrum edildiler.

Hizb-ut Tahrir / Tanzanya soruyor: Kurulduğu günden bu yana cebir ya da şiddet kullanmadan sadece fikri ve siyasi faaliyetler yürüten ve Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in toplumu değiştirme metodunu adım adım izleyen Hizb-ut Tahrir’i dünyada bilmeyen var mıdır? Hizbin metodu, değişmez, dünyadaki tüm Hizb-ut Tahrir üyeleri bu metoda sımsıkı bağlı olup iman ederler. Dileyen bu metodun en ince ayrıntılarını dünyaca meşhur sosyal medya sitelerimizde yayınlanan kitap ve yayınlarımızda bulabilir.

O halde soruyoruz: Kardeşlerimizi tutuklayan yetkililer, sorgulama sırasında 19 Temmuz 2007 tarihinde Dar es Salaam Kichangani Caminde düzenlenen Büyük Uluslararası Konferans sonrası yayınlanan ve Hizb-ut Tahrir / Tanzanya’nın amacını, metodunu ve çalışma biçimini açıklayan basın açıklamamızı acaba hiç okumadılar mı? O tarihten bu yana yıllardır toplumda açık çalışıyoruz. Kamuoyundan bir kez daha şu başlık altındaki basın açıklamasını okumasını istiyoruz.

“SİYASİ PARTİ HIZB-UT TAHRIR’İN VARLIK NEDENİ HAKKINDA BASIN AÇIKLAMASI”

Link: http://www.hi.zat.one/en/index.php/press-releases/kenyaa/392.html

Tekrar soruyoruz: Yetkililer, İngiltere ve ABD önderliğinde sözde “terörle mücadele” eden bazı ülkeler dâhil olmak üzere tüm dünyada kamuoyuna açık faaliyetler yürüten Hizb-ut Tahrir’i hiç duymadılar mı? Bu ülkelerden hiçbiri, Hizb-ut Tahrir’in terörist faaliyetler yürüttüğü iddiasında bulunamaz. Tanzanya’daki istihbarat teşkilatı ve güvenlik birimleri bu ülkelerinkinden daha mı güçlü ve iyi? Üç Hizb-ut Tahrir üyesinin terör faaliyetlerinde bulunduğu iddia ve iftirasını nasıl utanmadan ortaya atabilirler?

Hadi diyelim soruşturmacılar bu temel konuları görmezden geldiler. Peki, toplumca meşhur, hiçbir şiddet ve terör eylemine karışmamış bu üç gencin yanı sıra İslam ve Müslümanlara temelsiz suçlamalar yöneltmek haksızlık ve zulüm değil midir?

Hizb-ut Tahrir / Tanzanya, defalarca dile getirdi ve dile getirmeye devam edecektir. Terörle Mücadele Yasası güçlü ülkeler tarafından dayatılan önyargılı bir yasadır. Yasa, Müslüman topluluklara baskı yapmak, terör estirmek, işkence etmek, hayatlarını karartmak ve öldürmek için kullanılıyor. Dahası açıkça İslam’a davet haklarını reddediyor. İslam’a davet ederken terörizmi savunmayan ya da hiçbir zaman terör faaliyetlerine karışmamış üyelerimizi tutuklamak, haksız yasalar nedeniyle Müslümanların gördüğü zulümler için emsal teşkil eden pek çok örneklerden sadece biridir.

Özetle Hizb-ut Tahrir / Tanzanya, üyelerimize yönelik suçlamaların derhal geri çekilmesini ve hiçbir suç işlemedikleri için koşulsuz salıverilmelerini talep ediyor. Ayrıca toplumdaki tüm liderlerden, aydınlar, gazeteciler ve kamuoyundan bu olayı ifşa etmek ve kardeşlerimizi bu zulüm ve baskıdan kurtarmak için yardımcı olmalarını talep ediyoruz. Çünkü aklı başında olan herkes, masum Müslümanlara baskı yapmak için söz konusu yasaların kullanıma devam etmenin, zalim sömürge çağı için kötü bir anı ve sadece Müslümanlar için değil, toplumdaki herkes için tehlikeli bir trend olacağını bilir.