Aden’de kaos ve suikastlar hız kesmeden devam ediyor. Sözde (meşru) hükümetin başındaki cumhurbaşkanı Hadi’nin kontrolündeki Aden kentinde son günlerde suikastlar gerçekleşiyor.

Cumhurbaşkanı Abd Rabbo Mansur Hadi, birkaç gün önce yaptığı açıklamada Aden’de gerçekleşen güvenlik olayları ve suikastlar ile ilgili olarak endişelerini dile getirdi. Akabinde Aden Havaalanı istihbarat sorumlusu Albay Nasır Mukirah El Cadeni, Aden merkezdeki Hor Maksar ilçesinde bir caminin önünde kimliği belirsiz silahlı kişiler tarafından suikasta uğradı. Suikastın ardından saldırganlar kaçtılar. Öncesinde Cumhurbaşkanı Hadi, Arap koalisyonu güçlerinin liderleri dâhil olmak üzere güvenlik ve askeri liderler ile bir araya geldi. Görüşmede, Aden kentinde haftalardır meydana gelen, din adamları ve güvenlik görevlilerini hedef alan suikastlara son verilmesi çağrısında bulundu. Yaklaşık bir aydan fazla bir süredir Aden’de suikastlar yaşanıyor. Öte yandan Hadi, bölünmeyi sona erdirmek için geçici başkent Aden ve civar illerdeki bazı müdürlükler arasında ortak operasyon odası kurulması talimatı verdi. Operasyon odası, İçişleri Bakanı ve Arap koalisyonu güçlerinin denetiminde olacak ve Aden’e komşu illerdeki çeşitli güvenlik birimleriyle koordineli olarak çalışacak. Olaylar, tehditlerle dolu bir ortamda yaşanıyor. Ayrılıkçı geçiş konseyi, hükümet değişimi ve kuzey güçlerinin ülkeden ayrılmasını istiyor. Sözde Güney Geçiş Konseyi Başkanı Aydarus El Zübeydi, üç hafta önce İrem News sitesine verdiği demeçte, “BAE meşruiyeti sağlamak için geldi, ancak meşruiyetin tanımı, İhvan ve meşruiyet içindeki birçok kesime göre değişiyor. Bu kesimlere göre meşruiyet, toprakların kurtarılıp Islah cemaati ve diğerlerine teslimi için BAE’nin güneylilere destek vermesi anlamına geliyor. Bu, hiçbir zaman olmadı ve olmayacaktır... Bugün sahada biz varız. Bizler, hak üzereyiz ve elimiz uzun. Kendimizi, halkımızı ve davamızı savunmak için tüm yetenek ve olanaklara sahibiz.”diye konuştu. 19 Temmuz 2018’de Sputnik ile yaptığı röportajda Aydarus El Zübeydi şunları söyledi: “Güneydeki çatışan güçlerden bahsetmiyoruz, çatışan projelerden bahsediyoruz. Güneyde iki siyasi proje var. Birincisi güneyin bağımsızlığı ve devlet olarak egemenlik projesidir. Bu, Güney Geçiş Konseyi liderliğinde geniş çaplı bir projedir. Diğer proje ise federal Yemen formülü altında birliği yeniden sağlama projesidir. Bu, pek çok kesimin projesidir. Kökleri Sana’a’dadır ve güneyde de bazı kolları var. Bu kesimler Yemen meşruiyeti içindeki güneyliler ve diğerleri yoluyla güneydeki durumu bozmaya çalışıyorlar. Bunlar, nihai olarak savaştıklarını iddia ettikleri Husiler ile aynı projeye inanıyor ve kabul ediyorlar. Hâlbuki hem güneyliler hem de egemenliği ve bağımsızlığı yeniden tesis etme projesi ile savaşıyorlar.”

Bu suikastlardan (meşru) hükümet ve Güney Geçiş Konseyi sorumludur. Bu ikisi, Aden şehrinin güvenliğini sağlamanın yanı sıra Suudi Arabistan ve BAE kuvvetleri yanlısı güçlerle güvenlik konusunda işbirliği yapıyorlar. Her biri, insanların güvenlik ya da canını umursamayan veya onlara hizmet sağlamayan bu taraflardan birini desteklemektedir. Bu suçlar ve suikastlar, San’a’dan Aden’e kadar Yemen’de yaşanan çatışma ve savaşlar ortamında asla durmayacaktır. Yemen halkı güvenlik ve emniyetin tadına tadamayacaktır. İslami yönetim ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti altında ancak bir süvari San’a’dan Hadramût’a kadar sadece Allah’tan ya da kurttan korkacaktır. Biz Yemen halkını ivedilikle bu Hilafet Devletini kurmaya çağırıyor, sömürgeci Batı ve onun çatışan uşaklarına, BM ve zehirli çözümlerine yaslanmamaya davet ediyoruz.