09 Eylül 2019 günkü El Sevr gazetesinin aktardığına göre, uzlaşma komitesi başkanı Yusuf Abdullah El Fiş, 08 Eylül 2019’da Sana’da gerçekleşen ilk uzlaşı toplantısında yaptığı konuşmada “Yönetim sistemi ve devletin şeklini belirlemek için diyalog, uzlaşma ve anlaşma gibi demokratik yollarla insanlara müracaat etmeliyiz”dedi.

Kurani yürüyüş ve Allah’ın Şeriatını hakem kılmak gibi söylemlerle insanların kulaklarını sağır eden Husiler, uzlaşma için İslam akidesi ve dinini baz alacakları yerde Batılı kapitalist ideolojinin en temel ilkesini baz almaya çağırıyorlar. İslam Devleti, İslam akidesine dayalıdır ve bütün Müslümanlar bu devlet savunmak zorundadır.

Keza Husiler, Allah’a başvurmak, Şeriatın getirdiği emir ve yasaklara teslim olmak yerine halkın hakemliğine, egemenliği halka ait kılmaya, “otoritelerin kaynağı” olarak halkı emredici ve yasaklayıcı pozisyonuna koymaya çağrıda bulunuyorlar! Yine Şeriatın kaynaklarına başvurmak, helal ve mubah olanı alıp haram ve mekruh olandan kaçınmak yerine demokratik yollara başvurmaya, çoğunluğun arzu ve isteğine boyun eğmeye davet ediyorlar. Hakka dönmek, delil kuvvetine göre hak olanı almak, Allah’ın emri olan Hilafeti yönetim sistemi olarak kabul etmek yerine cumhuriyet yönetim sistemine, devletin şeklinde de Batılı federalizme çağırıyorlar.

İlk yağmur damlası buysa, uzlaşmanın sonu ne olur acaba? Hele de Allah’ın Şeriatından başkasına başvuruluyorsa!

Ey Yemen halkı, ey iman ve hikmet halkı! Husilerin bu çağrısının ne anlama geldiğinin farkında olacak hiç mi akıl sahibi birileri yok? Kim Husileri seviyorsa ve onlara nasihat etmek istiyorsa, onların bu çağrılarına susmamalı, hakkı haykırmalı, hayatımızı ilgilendiren her konuda Allah’ın Şeriatını hakem kılma talebinde bulunmalıdır. Husilerin, biri hayatın her işlerinde Allah’ın Şeriatını hakem kılmaya çağıran, diğeri de masiyet ve Allah’ın Şeriatından başkasına başvurulmasına davet eden iki başı olamaz. Sorun ve sıkıntıya neden olsa da aranızda hak sözü söyleyen halim selim hiç mi birisi yok?

Hizb-ut Tahrir olarak biz, İslam ile hükmetmenin tüm Müslümanlara farz olduğunu söylüyor ve söylemeye de devam edeceğiz. Müslümanlar, ikinci Raşidi Hilafet Devletini kurarak acilen İslam’a göre hükmetmelidir. Zira Hilafet, Allah’ın bir vaadidir:

إِنَّا لَنَنْصُرُ رُسُلَنَا وَالَّذِينَ آمَنُوا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ الأَشْهَادُ “Şüphesiz ki, Rasûllerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz.” ^{[Mümin 51]} Ve Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bir müjdesidir:

ثٌمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ “Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır.”