حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Özbekistan
Medya Bürosu
No: ÖZ-BA-2024-MB-TR-11 |
H. 13 Rabi’-ul Âhir 1446 M. Çarşamba, 16 Ekim 2024 |
Eski Siyasi Tutukluların Temyiz Mahkemesi Hakkında
Daha önce de belirtildiği gibi, Taşkent’te 15 eski siyasi tutuklu hakkında temyiz duruşması yapılıyor. Hatırlanacağı üzere, görüş ve inançları nedeniyle 20 yıl hapis cezasına çarptırılan 23 gençten 15’i, bu yılın temmuz ayında 7 ila 14 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmış ve çoğunluğu özel rejimli bir cezaevine gönderilmişti. Mahkeme ayrıca, çoğunun ‘tehlikeli dönüş yapanlar’ kategorisinde değerlendirildiğini tespit etti. Kalan sekiz genç ise beş yıla kadar ev hapsine mahkûm edildi. Güvenilir kaynaklara göre, önceki yargılamalarda olduğu gibi, temyiz mahkemesi de gerçek bir yargılama yerine formalite icabı bir yargılamadır. Önemli bir nokta da, bu geniş çaplı yargılamaların kamuoyundan uzakta gizli bir şekilde yapılıyor olmasıdır. Özbekistan’daki gelişmeleri yakından takip eden yerel ve yabancı basın, bu kadar önemli bir olayı ‘görmezden gelirken’ yasa dışı bir şekilde kesilen tek bir ağacı bile haber yapmaktan geri durmamışlardır! Bu durum, onların yerel ve sömürge güçlerin çıkarlarına hizmet ettiklerini bir kez daha gözler önüne seriyor. Unutulmamalıdır ki, yargılananlar cansız varlıklar değil, etten ve kemikten insanlardır.
Bir grup genç, temyiz mahkemesi kararlarına itiraz ederek, hakimlerin kendi yasalarına bile uymadıklarını belgelediler. Özellikle hâkimin gençlere ‘İlk derece mahkemesindeki ifadelerinizi doğruluyor musunuz?’ sorusuna çoğu genç olumsuz yanıtlar verdi. Muratcan Nizamov ise, mahkemenin kendisine hiçbir delil göstermeden 12 yıl hapis cezası verdiğini ve 50 yaşının üzerinde olması nedeniyle bu cezanın ömür boyu hapis cezasına eşdeğer olduğunu belirtti. Gençler sırayla söz alarak kendilerine yöneltilen suçlamaların tamamen uydurma olduğunu belirttiler. Özellikle Abdullah Yuf Dzhabihallah, mahkemenin kendisi aleyhinde hiçbir geçerli delil olmaksızın haksız bir karar verdiğini söyledi. Şemsiyev Alem Can, mahkemede, soruşturma sürecinde baskı altında tutulduğunu ve bu nedenle zorla ifade vermeye mecbur bırakıldığını kaydetti. Ancak, hızlı hareket eden memur ve dedektifler, kızı Amerika’da yaşayan Can’ı kızıyla tehdit ederek iğrenç bir şantaj yoluna gittiler. Can da kızının evliliğinin bozulmaması için zorla kendisinden talep edilen belgeyi imzalamak zorunda kaldı. Hâkime, bu işlemi gerçekleştiren operasyon memurunun isminin ve olayın gerçekleştiği saat ve tarihin, soruşturmanın yapıldığı odada bulunan güvenlik kamerası kayıtlarından öğrenilebileceğini bildirdi. Ayrıca, bu kişinin zorla imzalattığı belgeyi yırtacağına dair verdiği sözü tutmadığını ifade etti. Fazıl Bekov Davronbek de mahkemeye aynı şekilde kendisine de şantaj yapıldığını söyledi. Soruşturma görevlisi, istediğini yapmazsa oğlunu alıp telefonunda yasaklı bir şeyler olduğu gerekçesiyle hapse atacağını söyleyerek kendisini tehdit ettiğini kaydetti.
Gençler mahkemeye, kararın 4 Temmuz 2024’te okunacağını duyduklarında, bir hafta önce soruşturma görevlilerinin cezaevine gelip kimlerin hapse gireceğini söylediğini belirttiler. Bunun üzerine onlara ‘Mahkeme karar verecek’ denildiğinde, onlar büyük bir özgüvenle ‘Hayır, kararı biz vereceğiz’ şeklinde cevap verdiler. Ve gerçekten de mahkeme tam olarak onların söylediği gibi karar verdi. Daha sonra, mahkemeye yüz sayfayı aşan bir dosyada nasıl yarım saat gibi kısa bir sürede karar alındığı sorusunu yöneltildi. Gençler de istinaf mahkemesinde daha önce kendilerine kararların okunduğunu ifade ettiler. Hâkim gençlere bu görevlilerin kim olduğunu sorduğunda, gençler en başta bu kişilerin isimlerini bilmediklerini ve ancak karakolda bu kişilerle karşılaştıklarında kim olduklarını anlayabileceklerini söylediler. Konuşmalarının sonunda çoğu genç, mahkemeye dönerek ‘Sizden yardım istemiyoruz, sadece savunduğunuz yasanın doğrultusunda gerçeğin ortaya çıkmasını istiyoruz” dediler. Bunun yanı sıra mahkemeye getirilen gençlerin ailelerinden 20’den fazla kadın, hâkimlere bir dilekçe yazarak bu masum, temiz ve dindar gençlere yapılan zulme bilmeden olsa ortak olmamaları konusunda uyardılar ve Allah’tan korkarak bir hüküm vermeleri çağrısında bulundular... Tabii ki, bunlar istinaf mahkemesi kararları ve detayları hakkında genel ve kısa bilgilerdir.
Elbette, biz bu kardeşlerimizi ve ailelerini destekliyoruz ve bir kez daha Özbekistan yönetimini, yargı organlarını, istinaf mahkemesi hâkimlerini, savcıları ve kısacası ilgili tüm makamları zulümden vazgeçmeye çağırıyoruz. Çok geç değil, hataları düzeltmek için hala bir şans var. Önceden de belirttiğimiz gibi, zulüm ve şiddetin sonu hüsrandır. Zira zulüm, kıyamet günü karanlıklarından bir karanlıktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:
وَلَا تَحْسَبَنَّ اللهَ غَافِلاً عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الْأَبْصَارُ “Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.” [İbrahim 42]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Özbekistan Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: |