Cumartesi, 21 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/23
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu

No: RD-BA-2021-MB-TR-24 H. 11 Rabi’-ul Âhir 1443
M. Salı, 16 Kasım 2021

Siyasal Sistemi Yenileme Kraliyet Komitesi’nin Önerileri, “Bela Üstüne Beladır”

14 Kasım 2021 Pazar günü, Ürdün Medya İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı, hükümetin anayasa değişiklik önerilerini, seçim yasası ve siyasi partiler yasa tasarısını, görüşmeler için 2021 yılında Temsilciler Meclisi’ne sunacağını duyurdu. Tasarılar, Kraliyet kararıyla kurulan Siyasal Sistemi Yenileme Kraliyet Komitesi’nin önerileridir. Öneriler, kraliyet güvencesindedir.

Komitenin önerileri, öfke seline neden oldu, farklı tepkilere yol açtı, insanlar arasında tartışma yarattı. Ürdün Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin “Siyasal Sistemi Yenileme Kraliyet Komitesi” anketi sonuçları, halkın sadece yüzde 31’inin öneriler konusunda iyimser olduğunu ortaya koydu. Diğer bir deyişle, Ürdünlülerin yüzde 69’u yeni bir sonuç beklemiyor.

Kraliyet Komitesi, önerilerinden birinde birleştirici ulusal kimliği güçlendirme gerekliliğine vurgu yaptı. Ulusal kimliğin, “Herkesi bütünleştiren ve herkesin ait olduğu, ulusal demokratik modelin inşasının ön koşullarından biri” olduğunu söyledi. Öneriler, farklı görüşler, tepkiler ve suçlamalarla karşılaştı. Gerçek vatandaşlık ve geri dönüş hakkından vazgeçildiği ileri sürüldü. Ürdün rejimi, iktidardaki ömrünü uzatmanın çabası olarak kamuoyunu oyalamanın, avutmanın, iki devletli çözüm gibi bölgeye yönelik sömürgeci projeleri hayata geçirmenin derdinde. Hem de Amerikan askerlerinin ülkenin her tarafına konuşlandığı bir zamanda. Su ve gaz alımı ve bu mutant varlığı güçlendiren ardışık anlaşmalar gibi Yahudi varlığıyla çeşitli işbirliği projeleri artıyor

Mademki durum böyle, öyleyse sömürgeci Sykes-Picot anlaşmasıyla kurulan bu rejimin, Yahudilerin güçlendirilmesi, sömürgeci kâfir İngiliz ve Amerika’nın Ürdün’ün zenginliklerini yağmalaması, yeteneklerinin ümmet düşmanlarının hizmetine sunulması misyonları için var olduğu su götürmez bir gerçek. Ürdün halkı yoksullaştı, sefalete, zillete ve susuzluğa maruz kaldı. Yatırım, sömürgeci ile ittifak ve ortaklık, “terörizmle” mücadele ve IMF borçları gibi söylemlerle ülke fiilen işgal edildi. Hal böyleyken, komitenin önerilerini tartışmak ve kamuoyunu oyalamakta neyin nesi? Öneriler hakkında söylenebilecek tek bir şey var, o da “bela üstüne bela” olduğudur. Ümmeti, İslam Devletinde birleştirme ve Allah’ın kanunlarını tatbik etme projesinden saptırmaya yöneliktir. Allah’ın kanunları gurur ve haysiyettir. Yahudi varlığının ortadan kaldırılmasını, sömürgeci kâfir Batının kovulmasını ve Allah’ın bahşettiği zenginliklerden yararlanılmasını sağlar!

Ey onurlu ümmet! Ey Ürdün halkı! Biz, onurlu bir geçmişi ve tarihi bir uzantısı olan kadim İslam ümmetinin bir parçasıyız. Bin yıldan fazla bir süredir dünyanın efendisi olduk. Tarihimiz, yapay bir yüzyıla, sınırlı varlığa, bayrağa, milli marşa, ümmete entrika kurmak için sömürgecilik kararıyla kurulan bir rejime indirgenemez. Aksine geçmişimiz, İslam’ın ülkemizi fethine kadar uzanır. Ülkemizi, Müslüman halkını ve diğer halkları, cihat, adalet ve rahmet yoluyla düşmanlardan korumuştur. Biz, Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Medine’de kurduğu ilk İslam Devletinin mensubuyuz. Sadakatimiz yalnızca Allah Azze ve Celle’yedir, O’ndan başka Mevla’mız yoktur.

İslam Hilafet Devletinin enkazı üzerine kurulan sahte varlıklar, yapay kimlikler yaratıyor. Bu kimliklerin İslam ümmetinin sadakatiyle veya ideolojik aidiyetiyle hiçbir ilgisi yoktur. Bölge ülkelerinde bu sahte kimliklerin propagandasını yapıyorlar. Onlara göre bu kimlikler, ulusal bir bağdır, toplumlarının kimlikleriyle gurur duyduklarını öne sürüyorlar. Oysa toplumları onursuz ve sefil bir hayat sürüyor. Zulüm ve işkenceden kurtuluş özlemi önünde duran rejimlerin güdümü altındadır. Arkasında sömürgeci ülkelerin olduğu yöneticilerin uydusudur.

İslam, etnik, kabilecilik, milliyetçilik, vatanseverlik bağlarını, cahiliye bağları olduğu için yok etti. İslam Devletinde yaşayan insanları İslam inancının potasında eritti. İslami kimliği sapasağlam yerleştirdi. Allah’a ve Rasûl’üne iman ve Allah yolunda cihat gibi İslami kavramlara bağlılık göstermelerini sağladı. Seçkin İslami topluma aidiyeti ve sadakati güvence altına aldı. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

قُلْ إِن كَانَ آبَاؤُكُمْ وَأَبْنَاؤُكُمْ وَإِخْوَانُكُمْ وَأَزْوَاجُكُمْ وَعَشِيرَتُكُمْ وَأَمْوَالٌ اقْتَرَفْتُمُوهَا وَتِجَارَةٌ تَخْشَوْنَ كَسَادَهَا وَمَسَاكِنُ تَرْضَوْنَهَا أَحَبَّ إِلَيْكُم مِّنَ اللَّهِ وَرَسُولِهِ وَجِهَادٍ فِي سَبِيلِهِ فَتَرَبَّصُوا حَتَّىٰ يَأْتِيَ اللَّهُ بِأَمْرِهِ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız kazandığınız mallar, kesata uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allahtan, Rasûlü’nden ve Allah yolunda cihat etmekten daha sevgili ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fasıklar topluluğunu hidayete erdirmez.[Tevbe 24]

Ey Müslümanlar! İslam, kimliği, sadakati ve İslam inancına aidiyeti oluşturan, ümmeti birbirine bağlamaya, birleştirmeye, şeref ve haysiyetini iade etmeye lâyık tek ideolojidir. Bu kimlik, Nübüvvet metodu üzere Hilâfet Devleti olmadan tam ve doğru bir şekilde oluşamaz. Bu büyük dine aidiyet, Allah’ın bir lütfudur, hiçbir lütufla kıyaslanamaz. Ve bu lütuf bir sorumluluktur, mensubu olduğumuz bu din için uğraş vermeyi ve yaraşır bir konuma getirmek için çalışmayı gerektirir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللَّهِ جَمِيعاً وَلَا تَفَرَّقُوا وَاذْكُرُوا نِعْمَتَ اللَّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ كُنتُمْ أَعْدَاءً فَأَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَأَصْبَحْتُم بِنِعْمَتِهِ إِخْوَاناً Hep birlikte Allahın ipine (Kurana) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allahın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte Onun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz.[Ali İmran 103]

14 Kasım 2021 Pazar günü, Ürdün Medya İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı, hükümetin anayasa değişiklik önerilerini, seçim yasası ve siyasi partiler yasa tasarısını, görüşmeler için 2021 yılında Temsilciler Meclisi’ne sunacağını duyurdu. Tasarılar, Kraliyet kararıyla kurulan Siyasal Sistemi Yenileme Kraliyet Komitesi’nin önerileridir. Öneriler, kraliyet güvencesindedir.

Komitenin önerileri, öfke seline neden oldu, farklı tepkilere yol açtı, insanlar arasında tartışma yarattı. Ürdün Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezinin “Siyasal Sistemi Yenileme Kraliyet Komitesi” anketi sonuçları, halkın sadece yüzde 31’inin öneriler konusunda iyimser olduğunu ortaya koydu. Diğer bir deyişle, Ürdünlülerin yüzde 69’u yeni bir sonuç beklemiyor.

Kraliyet Komitesi, önerilerinden birinde birleştirici ulusal kimliği güçlendirme gerekliliğine vurgu yaptı. Ulusal kimliğin, “Herkesi bütünleştiren ve herkesin ait olduğu, ulusal demokratik modelin inşasının ön koşullarından biri” olduğunu söyledi. Öneriler, farklı görüşler, tepkiler ve suçlamalarla karşılaştı. Gerçek vatandaşlık ve geri dönüş hakkından vazgeçildiği ileri sürüldü. Ürdün rejimi, iktidardaki ömrünü uzatmanın çabası olarak kamuoyunu oyalamanın, avutmanın, iki devletli çözüm gibi bölgeye yönelik sömürgeci projeleri hayata geçirmenin derdinde. Hem de Amerikan askerlerinin ülkenin her tarafına konuşlandığı bir zamanda. Su ve gaz alımı ve bu mutant varlığı güçlendiren ardışık anlaşmalar gibi Yahudi varlığıyla çeşitli işbirliği projeleri artıyor

Mademki durum böyle, öyleyse sömürgeci Sykes-Picot anlaşmasıyla kurulan bu rejimin, Yahudilerin güçlendirilmesi, sömürgeci kâfir İngiliz ve Amerikanın Ürdünün zenginliklerini yağmalaması, yeteneklerinin ümmet düşmanlarının hizmetine sunulması misyonları için var olduğu su götürmez bir gerçek. Ürdün halkı yoksullaştı, sefalete, zillete ve susuzluğa maruz kaldı. Yatırım, sömürgeci ile ittifak ve ortaklık, terörizmlemücadele ve IMF borçları gibi söylemlerle ülke fiilen işgal edildi. Hal böyleyken, komitenin önerilerini tartışmak ve kamuoyunu oyalamakta neyin nesi? Öneriler hakkında söylenebilecek tek bir şey var, o da “bela üstüne bela” olduğudur. Ümmeti, İslam Devletinde birleştirme ve Allah’ın kanunlarını tatbik etme projesinden saptırmaya yöneliktir. Allahın kanunları gurur ve haysiyettir. Yahudi varlığının ortadan kaldırılmasını, sömürgeci kâfir Batının kovulmasını ve Allahın bahşettiği zenginliklerden yararlanılmasını sağlar!

Ey onurlu ümmet! Ey Ürdün halkı! Biz, onurlu bir geçmişi ve tarihi bir uzantısı olan kadim İslam ümmetinin bir parçasıyız. Bin yıldan fazla bir süredir dünyanın efendisi olduk. Tarihimiz, yapay bir yüzyıla, sınırlı varlığa, bayrağa, milli marşa, ümmete entrika kurmak için sömürgecilik kararıyla kurulan bir rejime indirgenemez. Aksine geçmişimiz, İslamın ülkemizi fethine kadar uzanır. Ülkemizi, Müslüman halkını ve diğer halkları, cihat, adalet ve rahmet yoluyla düşmanlardan korumuştur. Biz, Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellemin Medine’de kurduğu ilk İslam Devletinin mensubuyuz. Sadakatimiz yalnızca Allah Azze ve Celleyedir, O’ndan başka Mevlamız yoktur.

İslam Hilafet Devletinin enkazı üzerine kurulan sahte varlıklar, yapay kimlikler yaratıyor. Bu kimliklerin İslam ümmetinin sadakatiyle veya ideolojik aidiyetiyle hiçbir ilgisi yoktur. Bölge ülkelerinde bu sahte kimliklerin propagandasını yapıyorlar. Onlara göre bu kimlikler, ulusal bir bağdır, toplumlarının kimlikleriyle gurur duyduklarını öne sürüyorlar. Oysa toplumları onursuz ve sefil bir hayat sürüyor. Zulüm ve işkenceden kurtuluş özlemi önünde duran rejimlerin güdümü altındadır. Arkasında sömürgeci ülkelerin olduğu yöneticilerin uydusudur.

İslam, etnik, kabilecilik, milliyetçilik, vatanseverlik bağlarını, cahiliye bağları olduğu için yok etti. İslam Devletinde yaşayan insanları İslam inancının potasında eritti. İslami kimliği sapasağlam yerleştirdi. Allah’a ve Rasûl’üne iman ve Allah yolunda cihat gibi İslami kavramlara bağlılık göstermelerini sağladı. Seçkin İslami topluma aidiyeti ve sadakati güvence altına aldı. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

قُلْ إِن كَانَ آبَاؤُكُمْ وَأَبْنَاؤُكُمْ وَإِخْوَانُكُمْ وَأَزْوَاجُكُمْ وَعَشِيرَتُكُمْ وَأَمْوَالٌ اقْتَرَفْتُمُوهَا وَتِجَارَةٌ تَخْشَوْنَ كَسَادَهَا وَمَسَاكِنُ تَرْضَوْنَهَا أَحَبَّ إِلَيْكُم مِّنَ اللَّهِ وَرَسُولِهِ وَجِهَادٍ فِي سَبِيلِهِ فَتَرَبَّصُوا حَتَّىٰ يَأْتِيَ اللَّهُ بِأَمْرِهِ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız kazandığınız mallar, kesata uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allahtan, Rasûlü’nden ve Allah yolunda cihat etmekten daha sevgili ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fasıklar topluluğunu hidayete erdirmez.[Tevbe 24]

Ey Müslümanlar! İslam, kimliği, sadakati ve İslam inancına aidiyeti oluşturan, ümmeti birbirine bağlamaya, birleştirmeye, şeref ve haysiyetini iade etmeye lâyık tek ideolojidir. Bu kimlik, Nübüvvet metodu üzere Hilâfet Devleti olmadan tam ve doğru bir şekilde oluşamaz. Bu büyük dine aidiyet, Allah’ın bir lütfudur, hiçbir lütufla kıyaslanamaz. Ve bu lütuf bir sorumluluktur, mensubu olduğumuz bu din için uğraş vermeyi ve yaraşır bir konuma getirmek için çalışmayı gerektirir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللَّهِ جَمِيعاً وَلَا تَفَرَّقُوا وَاذْكُرُوا نِعْمَتَ اللَّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ كُنتُمْ أَعْدَاءً فَأَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَأَصْبَحْتُم بِنِعْمَتِهِ إِخْوَاناً Hep birlikte Allahın ipine (Kurana) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allahın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte Onun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. [Ali İmran 103]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 
http://www.hizb-jordan.org/
E-Mail: info@hizb-jordan.org

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER