بسم الله الرحمن الرحيم
İslam'a ve Müslümanlara Saldırı
Amerika Birleşik Devletleri, bir kesim veya bir parti veya bir bölge ile sınırlı olmayan İslam'a ve Müslümanlara yönelik bir saldırıya tanık olmakta. Bu saldırıya siyasiler, medya organları, sosyal paylaşım ağları hatta sıradan vatandaşlar bile iştirak etmektedir. Bu saldırı müteaddit şekilde yapılmaktadır; Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in karikatürini çizme ve onunla istihza etme günü belirleyenlerden tutun Kur'an-il Kerim yakma günü belirlemeye, Müslümanların konferansları aleyhinde gösteriler ve protestolar yapmaya, mescitler ve İslami merkezler inşa etmeye karşı çıkmaya kadar dayanmaktadır. Nitekim pek çok insan tarafından New York şehrinde bir kısmı mescit olacak İslam Kültür Merkezi'nin inşa edilmesine karşı düzenlenen gösteriler ve protestolar bunların sonuncusu değildir. İslam'a ve Müslümanlara yönelik bu saldırı, Müslümanlara karşı bir korkunun ve nefretin oluşmasına yol açtığı gibi sırf Müslüman olmasından dolayı bir taksi şoförünün bıçaklanmasına da yol açtı. Müslümanlara yakınlaşarak seçimleri kazanmak amacıyla destek isteyen siyasiler bile İslam ve Müslüman karşıtı bu kampanyaya katıldılar, Müslümanlara düşman kesildiler ve maslahatlarına karşı tavır takındılar. Gerek demokratlar gerekse cumhuriyetçiler, İslam'ı Nazizmle, şiddetle ve masumları katletmekle niteleyerek bu kampanyaya katılmaktan geri kalmadılar. Hatta önce Müslümanlar mescit inşa etmekte özgürdür diyen Barack Obama bile sonra New York Şehri'ndeki Bina Kurumu'nun onayına rağmen bu noktada inşa yapılması hususunda Müslümanları desteklemekten vazgeçerek çark etti.
Bu olaylar, Amerika'nın ve Batının dillendirdiği inanç özgürlüğünün Müslümanlar için olmadığını ve onlara intibak etmediğini kesin bir şekilde göstermiştir. Batının kendi değerleri ile fikirlerinin doğruluğunu ve diğer fikirlere egemen olduğunu iddia etmeleri bir saptırma ve yalandan başka bir şey değildir. Artık iki gözü olan herkes için açığa çıkmıştır ki Batının ortaya attığı inanç özgürlüğü sloganı Müslümanları aldatmaya dönük boş bir slogandır.
Ey Müslümanlar!
Bizler, bizlere lanse edilen "ılımlı" veya "radikal" vasıfları göz ardı edilerek Müslüman olmamız vasfıyla saldırıya uğramaktayız. Sakın bu vasıflar ve isimlendirmeler sizleri üzmesin ve azminizi kırmasın. Zira bizler, aynı akide ve şeriat sahip azim İslam ümmetinin bir parçasıyız.
Bizler; Amerika'daki Müslümanları İslam'a yönelik bu saldırıya karşı koymada birlik olmaya, şeri hükümlere tam bir bağlılığa, azı dişleriyle sımsıkı sarılmaya, İslami fikirlerden ve mefhumlardan taviz vermemeye, önce sadece Allah [Azze ve Celle]'den sonra Müslümanlardan destek ve güç istemeye, Halik-ul Müdebbir olan Allah'tan başka hiçbir kimseden korkmamaya çağırıyoruz.
Mescit görevlilerini ve İslami Merkezlerdeki yetkilileri, buradaki Müslümanların üzerindeki mevcut korku halini bitirmek için çalışmaya ve İslam'ı Amerika'daki gayrimüslimlere bir ideoloji ve hayat nizamı olarak taşımaya çağırıyoruz.
يُرِيدُونَ أَنْ يُطْفِئُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَيَأْبَى اللَّهُ إِلاَّ أَنْ يُتِمَّ نُورَهُ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ، هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ "Allah'ın nurunu ağızlarıyla (üfleyip) söndürmek istiyorlar. Halbuki kafirler hoşlanmasalar da Allah nurunu tamamlamaktan asla vazgeçmez." [et-Tevbe 32]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Amerika
H. 19 Ramazan 1431
M. Pazar, 29 Ağustos 2010