بسم الله الرحمن الرحيم
Yetkililere Rağmen İslam’ın Sesi Kutsal Filistin Topraklarında Güçlü Bir Şekilde Yükselmeye Devam Edecektir!
“Yöneticiler ve güvenlik güçlerinin kaos, anarşi ve kanunsuzluğuna son verme zamanı gelmedi mi? Yoksa insanların onuru olmayan köleler olduğunu mu sanıyorlar...?” Belki Allah’tan utanır da Beytüllahim’in önleyici güvenlik birimleri müdürü Hicazi el-Caberi’nin eylemlerine son verir umuduyla Beytüllahim valisi “Cebrin el-Bekri’ye” yönelik çağrımız bu sözlerle başlıyordu. Ama gelin görün ki elemanlarının suçlarını örtbas etmek yetkililerin alışılagelmiş âdetidir. Ancak onlar bu eylemleriyle dünyada hüsran, ahirette de elim bir azaba maruz kalacaklardır.
İslam ile izzetli, Rableri ile güçlü Hizb-ut Tahrir gençleri, 22 Ağustos 2015 Cumartesi günü Beytüllahim’de bir oturma eylemi düzenlediler. Yetkililerin Hizbin gençleri ve mallarına yönelik saldırılarına bir son vermelerini, baskı ve takibatları durdurmalarını istediler. Hizbin safında Rablerine davet eden gençlerin bu daveti, yetkililerin Batı’daki efendilerini ürküttüğü için baskı ve takibata maruz kaldılar. Korkutmak için yetkililer tarafından hazırlanan onca kalabalıklarına rağmen yine de hakkı haykırma kampanyasından ödün vermediler. İşgalci karşısında zillet postuna bürünen güvenlik güçleri, barışçıl eyleme müdahale ederek onlarca genci tutukladılar. Allah’tan veya insanlardan utanmaksızın yaşlı ve en hayırlı insanları darp ettiler.
Yetkililerin Hilafet düşmanlığı, yeryüzü ve gökyüzünün sahibi olan Allah’a düşmanlık etmek anlamına gelmektedir. Bu, sadece Batı’daki efendilerine hizmet eder. İslam’ın hayatta olmasını istemeyen kindar Batının direktiflerini uygulamaktır. İslam dünyasında tiranların tahtlarını bir bir yıkan İslami Hilafetin kurulmasına yönelik artan destek ve gitgide çığ gibi büyüyen kamuoyu, Batının uykularını kaçırmaktadır. Batı, Müslümanlara ve ümmetin ordularının dizginlerini elinde tutan güç ve kuvvet ehline ulaşır korkusuyla mübarek Filistin topraklarında Hilafet çağrılarının artmasını istemiyor. Bu yüzden yetkililer, Hilafet daveti ve ona davet eden davetçiler ile mücadele etmektedir. Yetkililer, Batının İslam’a karşı yürüttüğü savaşta sadece birer yakıttır, ister bunu bilsinler isterse bilmesinler.
Ey kutsal topraklarının insanları!
Yönetim, mübarek Filistin topraklarını Yahudilere peşkeş çekerek büyük bir cürüm işlemiştir. Ardından bu suçu, işgalcilerin ileri karakolu olmak için bütün devrimci güçlerin gözünde büyük ihanet sayılan güvenlik koordinasyonu izlemiştir. Yolsuzluk tüm fraksiyonlara yayıldı. Yönetim, hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bir yönetimden daha ziyade canilerin egemen olduğu bir çete haline geldiler. Zira yetkililer ve güvenlik birimleri, insanlara saldırarak hukuka aykırı bir şekilde mallarını el koymakta, tüyler ürpertici iğrenç uygulamalar yapmaktadır... Kendi elleriyle yaptıkları ve korumaya dair yemin ettikleri yasanın ruhunu çiğnemektedir. Yasaları korumaktan ziyade rezaleti, genç kız ve erkeklerimizi hedef alan kurumları kollayıp gözetmektedir. Bir kaç gün önce Ramallah kentinde düzenlenen ve yüzlerini rengârenk boyatan genç kız ve erkeklerin karşılıklı atıştığı renkler festivali [Holi Festivali] bunun en güzel örneğidir... Buna ek olarak vergiler yoluyla insanlara ve geçim kaynaklarına baskı uygulamaktadır.
İnsanlar arasında adaleti tesis etmek, zayıf ve güçlü üzerine adaleti uygulamakla olur. Zira Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
أيها الناس إنما أهلك الذين قبلكم أنهم كانوا إذا سرق فيهم الشريف تركوه وإذا سرق فيهم الضعيف أقاموا عليه الحد وايم الله لو أن فاطمة بنت محمد سرقت لقطعت يدها “Ey insanlar! Sizden öncekilerin helâk olmalarının sebebi, aralarından soylu, kuvvetli kimseler çaldıklarında, onlara ceza uygulamamaları, zayıf biri çaldığında ise ona hemen haddi uygulamalarıydı. Allah’a yemin ederim ki, Muhammed’in kızı Fatıma çalmış olsaydı elini keserdim.” [Müslim] İnsanlar arasında söz konusu bu adaleti de ancak dindar ve tertemiz insanlar tesis edebilirler. Bu nedenle biz, Müslümanları insanlar arasında adalet ve dürüstlüğü tesis etmek için yönetenlerle yönetilenlerin İslam’ın hükümleri karşısında eşit olduğu Nübüvvet metodu üzere Hilafetin kurulmasına davet ediyoruz... Bu rejimler, insanlara her türlü zillet, düşmanlık ve rezaleti tattırdılar. Siz onların bu suçlarına bir son verebilirsiniz. Kuşkusuz Allah ve sadık müminler sizinle birliktedir.
Ancak biz, yetkililere daha önce basın açıklamamızda söylediklerimizi burada tekrar hatırlatmak isteriz: “Kuşkusuz varil bombaları, rejimlerin suç ve adaletsizliğine karşı devrime kalkışan insanları susturamadı. Rejimin cinayetleri ve güvenlik birimlerinin insanlara karşı saldırganlığı, intikam fitilini ateşleyecektir ve o zaman sığınacağı bir sığınak bulamayacaktır. ...”
Sakın yetkililer, Batı ve Yahudilerin desteğine aldanmasınlar. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
فَأَمَّا الزَّبَدُ فَيَذْهَبُ جُفَاء وَأَمَّا مَا يَنفَعُ النَّاسَ فَيَمْكُثُ فِي الأَرْضِ “Köpük uçup gider, insanlara fayda veren ise yerde kalır.” [Rad 17] Akıbet, muttakiler içindir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
تِلْكَ الدَّارُ الْآخِرَةُ نَجْعَلُهَا لِلَّذِينَ لَا يُرِيدُونَ عُلُوّاً فِي الْأَرْضِ وَلَا فَسَاداً وَالْعَاقِبَةُ لِلْمُتَّقِينَ “İşte ahiret yurdu! Biz onu yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuğu arzulamayan kimselere veririz. (En güzel) akıbet, takva sahiplerinindir.” [Kasas 83]
Biz bu açıklamamızı Beytüllahim valisine yapılan şu çağrı ile sona erdirmek istiyoruz: Biz sizi Allah’ın azabı ve gazabından sakındırıyoruz. Belki siz, ondan habersiz olabilirsiniz, ama Allah sizin yaptıklarınızdan asla habersiz değildir:
وَلَا تَحْسَبَنَّ اللَّهَ غَافِلًا عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الْأَبْصَارُ مُهْطِعِينَ مُقْنِعِي رُءُوسِهِمْ لَا يَرْتَدُّ إِلَيْهِمْ طَرْفُهُمْ وَأَفْئِدَتُهُمْ هَوَاءٌ “Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor. O gün başlarını dikerek (çağırıldıkları yere doğru) koşarlar. Gözleri kendilerine bile dönmez, kalpleri de bomboştur.” [İbrahim 42-43]
Yönetim ve onun güvenlik güçleri şunu iyi bilsinler ki, gönüllerimizde yerleşik İslam’ın gücü, Allah’tan başkasına boyun bükmeyi kesinlikle kabul etmez. Biz yeryüzünde Allah’ın dinini ikame etmek, hem sizi hem de bütün insanları zulmün ve tağuti hükümlerin karanlıklarından İslam’ın nuru ve adaletine çıkarmak için durmaksızın yürümeye devam edeceğiz... Eninde sonunda Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’inmüjdelediği Nübüvvet metodu üzere Hilafeti kuracağız. Bundan emin olabilirsiniz. Rejimlerin zulüm ve baskısı, Hizb-ut Tahrir ve onun gençlerinin sadece azim ve kararlılığını bileyecektir... Bugün insanlar Hizbin etrafında yuvalanmakta ve çağrımıza açıkça destek çıkmaktadırlar... Ve Allah zafer ve sevinç verene kadar -ki o zaman tüm mücrimler kaçacak delik bulamayacaklar- kutsal Filistin topraklarında İslam’ın sesi Allah’ın izniyle güçlü ve üstün olmaya devam edecektir.
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)
H. 10 Zilka’de 1436
M. Salı, 25 Ağustos 2015