بسم الله الرحمن الرحيم
Bin Ali'nin Tagut Yönetimi Kapıdan Gizlice Çıktı ve Akan Onca Kanın Ardından Pencereden Hatta Kapıdan Geri Girdi
Tunus'ta 17.01.2011 günü, kaçan tagut Bin Ali'nin eli kolu olan eski-yeni Başbakan Muhammed Gannuşi liderliğinde hükümetin kurulduğu açıklandı. Bu yeni hükümet, ağırlıkla tagut Anayasa Birliği partisinden oluşturuldu ve Bin Ali'nin hükümetinden altı bakan, yeni hükümetteki görevlerini korudular. Savunma, içişleri, maliye ve dışişleri... bakanlıkları bu "kritik noktalardaki" bakanlıklar arsında yer almaktadır. Ardından Gannuşi, sözde ulusal birlik hükümetine aldatıcı bir görüntü vermek için kıytırık bakanlıklar altında üç muhalefet partisini hükümete dahil etti! Böylece Bin Ali'nin zebanisi, onun ardından yönetimini ve partisinin iktidarını kovulmuş ve kaçmış olduğu halde bile "sürdürmeyi" korudu!
Zalim rejimin zebanilerinin ayaklarıyla neredeyse geçimine bile yetmeyen ufak tefek eşya sattığı seyyar arabasını çiğnemesinin üzerine açlık, fakirlik, hastalık ve işsizliğin yanı sıra zulüm, "Buazizi'yi" genç yaşta "ölüme" zorladı. Derken bu olay, 17.12.2010 günü insanların ayaklanmasının kıvılcımını tutuşturdu. İşte bu zebaniler, otuz gündür, yani 17.12.2010 gününden bu yana akıttıkları masum kanları emdiler! Bu olayların ardından insanlar, otoritenin servetleri ve kaynakları yağmalayarak saraylar ve köşklere sahip olduğu ve insanların genelini ölüme mahkum eden bir fakirliğe terk ettiği ülkede İslam'ın adaletli yönetimi altında güvenli bir hayat talebinde bulunmak üzere zalim rejime karşı harekete geçtiler!
Ey Tunus'taki Ehlimiz!
Ey Müslümanlar!
Allahu [Subhânehu ve Te'alâ]'nın İslam'la şereflendirmesinden bu yana Tunus halkının kahramanlıkları, tarihin derinliklerine kök salmıştır. Zira Tunus, hidayete vesile olan, Kuzey Afrika ve Endülüs'ün fethedilmesinin kıvılcımını tutuşturan İslam'ın kandillerinden biri olmuştur... Tunus, İslam taşıyıcısının Atlas Okyanusu kıyılarına varıncaya kadar Kuzey Afrika'ya doğru hareket noktası olan zorlukların beldesi olarak bilinir. Zira İslam'ı taşıyan o kişi kükreyen dalgaların karşısına dikilerek şöyle demiştir: "Arkanda insanların olduğunu bilmiş olsaydım atımın dizginlerinden tutar fethetmek üzere hemen dalgalarına dalardım!"
İşte yeşiller diyarı Tunus böyleydi, işte onun evlatları böyleydi, onlar birer mücahit erdi:
رِجَالٌ لا تُلْهِيهِمْ تِجَارَةٌ وَلا بَيْعٌ عَنْ ذِكْرِ اللَّهِ وَإِقَامِ الصَّلاةِ وَإِيتَاءِ الزَّكَاةِ يَخَافُونَ يَوْمًا تَتَقَلَّبُ فِيهِ الْقُلُوبُ وَالأَبْصَارُ "Onlar, ne ticaret ne de alış-verişin kendilerini Allah'ı anmaktan, salah kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamadığı erlerdir. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar." [en-Nûr 37]
Vaktiyle Fransa'nın başını çektiği sömürgeci kafirler, Tunus'u işgal etmeyi ve 1881 yılında onu Osmanlı Hilafet Devleti'nden koparmayı başarıp fitne ve fesat saçıp onu zorbalık, zulüm ve despotlukla ele geçirinceye kadar Tunus, mutsuzluk nedir bilmemiştir. Buna rağmen Tunus'taki Müslüman kahramanlar, Fransa'ya direndiler, onlardan binlercesi şehit oldu, Allah uğrunda canlarını rahatlarına tercih ederek safları yarmaya devam ettiler, bir çığlık işitir işitmez koşuştular. Aziz-ul Kavi olan Allah ta onlara yardım etti ve Fransa, geçen asrın ortalarında hezimete uğramış ve kovulmuş bir şekilde Tunus'tan çıkmak zorunda kaldı... Ancak Tunus halkı daha elde ettikleri zaferin tadını tadıp İslam'ın yönetimini Tunus'a geri getirmeden aralarından bir gurup çıktı ve tahtlar karşılığında dinlerini satarak Fransa'yı İngiltere ile değiştirdiler. Böylece "Burgiba" ile "Bin Ali" yönetimi, insanlara iki acı tattırdı! Böylece de Tunus, yerel otoritenin açgözlülüğünün bir ganimeti ve özellikle Amerika'nın başını çıkararak Tunus'ta yaşlı Avrupa'nın izini sürmeye "başlamasının" ardından devletlerarası çatışmanın bir sahnesi haline geldi!
İşte bugün bize geçmişi hatırlatmaktadır. Bugün bizler, akıtılan kanların bir kez daha heder edildiğini görmekteyiz. Zira insanlar, daha akıtılan bu kanların semeresini tadıp Bin Ali'nin tagut rejimini değiştirerek İslam yönetimini ikame edip emniyet ve güven içerisinde yaşayamadan işte tagut hükmü, ülkenin kutsiyetini korumayan ve insanlar arasında adaleti ikame etmeyen aynı simalarla tekrar geri dönmektedir!
Ey Tunus'taki Ehlimiz!
Ey Müslümanlar!
Sorun, Bin Ali'nin tagut şahsiyetinde değildir. Bilakis sorun, arkasında bıraktığı beşeri sistemdedir. Zira tagutları üreten bizzat bu sistemdir... Tunus'un temiz topraklarında akan masum kanlar daha kurumadan ve izi yok olmadan tagutun kuyruklarının Tunus'un yönetimini tekrar devraldıklarını görmektesiniz! Mebeza, Gannuşi ve Kallal, masumların kanlarını emen tagut yönetimin sütunlarından değil midirler? Bu eski-yeni bakanlar, tagutun ortakları ve akıtılan bu kanların şahitleri değil midirler? Tunus'un temiz topraklarında akan evlatlarınızın masum kanları, bu kanları akıtan ve yeryüzünde fesat saçan Mebeza, Gannuşi, Kallal ve kuyruklarının yönetimine razı olmanızı affettirmeyecektir... Akıtılan bu kanlar, uğrunda akıtıldığı şeyi gerçekleştirmediğiniz sürece sizleri affettirmeyecektir. O şey ise bu zalim beşeri sistemi kökünden söküp atmak ve onun yerine "Raşidi Hilafet" olan Allah'ın hükmünü ikame etmektir. Ta ki yeryüzü Rabbimizin nuru ile aydınlansın, hayır tüm halkını kuşatsın ve Müslümanlar Allah'ın nusreti ile ferahlasınlar.
Ey Tunus'taki Ehlimiz!
Ey Müslümanlar!
Lider ehline yalan söylemez. Hizb-ut Tahrir, azme değer ayaklanmanız sırasında otuz gün boyunca akıtılan masum kanların nidasına icabet etmeniz için azimlerinizi bilemektedir:
Bu kanlar, tepenizdeki zalim beşeri sisteme sessiz kalarak kendisini boş yere zayi etmemeniz için sizlere nidada bulunmaktadır...
Bu kanlar, Batının nüfuzunu, piyonlarını ve onun kültürü ile haşır-neşir olanları ülkenizden söküp atmanız için sizlere nidada bulunmaktadır...
Bu kanlar, Allah'ın davetine icabet ederek O'nun vaadi ve Resulü [SallAllahu Aleyhi ve Selam]'in müjdesi olan Raşidi Hilafeti kurmanız için sizlere nidada bulunmaktadır...
Bu kanlar, işte güzel bir hayat bu şekilde olur, mutsuzluk, beşeri kanunları kaldırıp atmak ve insanların Rabbinin kanunlarına tabi olmakla ortadan kalkar dercesine sizlere nidada bulunmaktadır...
فَمَنِ اتَّبَعَ هُدَايَ فَلا يَضِلُّ وَلا يَشْقَى وَمَنْ أَعْرَضَ عَنْ ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنْكًا "Her kim Benim hidayetime tabi olursa o sapmaz ve bedbaht olmaz. Her kim de Benim zikrimden (hidayetimden) yüz çevirirse şüphesiz onun sıkıntılı bir hayatı olacaktır." [Tâ-Hê 123-124]
O halde icabet edecek misiniz?
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
H. 14 Safer 1432
M. Salı, 18 Ocak 2011