Cuma, 20 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

فَأَذَاقَهُمُ اللَّهُ الْخِزْيَ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَلَعَذَابُ الْآخِرَةِ أَكْبَرُ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ Bu suretle Allah, dünya hayatında onlara rezilliği tattırdı. Muhakak ki; Ahiret azabı daha büyüktür. Keşke bunu bilselerdi! Zümer 26

İşte böylece Allah [Subhânehu ve Te'alâ] Libya tağutunu sonunda rezil etti ve ona ölümü en çirkin biçimde tattırdı. Bu tağut kırk sene boyunca ekini ve nesili helak ederken bu süre boyunca kendini asrın firavunu olarak görüyordu. Onun hayatı karanlık bir bodrumda ve aşağılık bir kaçışla sona erdi. Bu durumda arkasında nice saraylar ve mallar bıraktıktan sonra yaptıklarının cezasını gördü. Allah [Subhânehu ve Te'alâ] ne güzel buyurmuştur: كَمْ تَرَكُوا مِنْ جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ* وَزُرُوعٍ وَمَقَامٍ كَرِيمٍ* وَنَعْمَةٍ كَانُوا فِيهَا فَاكِهِينَ* كَذَلِكَ وَأَوْرَثْنَاهَا قَوْمًا آخَرِينَ* فَمَا بَكَتْ عَلَيْهِمُ السَّمَاءُ وَالْأَرْضُ وَمَا كَانُوا مُنْظَرِينَ Onlar geride nice bahçeler, pınarlar, ekinler, güzel konaklar, zevk ve sefasını sürdükleri nice nimetler bırakmışlardı. İşte böylece biz de onları başka bir topluluğa miras bıraktık. Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi. Duhan 25-29 Acaba sair tağutlar da bunun gibi helak olan tağutların akıbetlerinden ibret alacaklar mı? Yoksa onların anlayacak akılları, görecek gözleri ve işitecek kulakları mı yoktur? Acaba Şam tağutu ve onun ikizi Yemen tağutu ibret alırlar mı? Acaba bunlar kendilerinden daha güçlü ve daha çok taraftarı olan öncekilerin uğradıkları helak akıbetinden ibret alırlar mı? Yoksa onlar ayeti kerimenin tabiri ile hayvanlar gibi midirler, hatta hayvanlardan daha da şaşkın ve sapık mıdırlar?!

Ey Libya'daki ahalimiz ve ey Müslümanlar!

Tağutun hükmettiği süre boyunca onun zindanlarında ve işkencesi altında kanını akıttığı şehidlerin ruhları şad olsun. Kaddafi'nin vahşice katlettiği Hizb-ut Tahrir'in şehidlerinin ruhları şad olsun! Zira onlar; zulümde haddi aşan, azgın  ve çukura düşen Kaddafi'nin karşısında hak sözü söylemişlerdir. Tağutun cezaevlerinde ve işkence altında katlettiği bütün Müslüman şehidlerin ruhları şad olsun. Tağutun idam sehpalarında haksız yere suçsuzca tertemiz kanlarını akıttığı bütün şehidlerin ruhları şad olsun! Libya'daki ehlimiz ve dünyanın doğusunda ve batısında bulunan Müslümanlar sevinsin. Her yerde tağutların zulmüne karşı baş kaldıran herkes sevinsin.

Ey Libya'daki ahalimiz ve ey Müslümanlar!

Tağutun ölümünden sonraki döneminizi  Allah ve Resulüne karşı doğruluk dönemi haline getirin! Böylece Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'ya teşekkürleriniz  O'nun Şeriatını uygulamakla ve düşmanının kökünü kazımakla olsun. İşte o zaman sömürgeci kafirler için sizin üzerinizde  asla bir yol veya bir otoritenin kılınmasını engellemiş olacaksınız. Böyle yaparsanız akıtılmış tertemiz kanların ve yapılmış fedakarlıkların hakkını vermiş olursunuz. Şayet bunu yapmazsanız akıttığınız bunca kanlar sizi göklerin ve yerin yaratıcısına şikayet eder ki siz de örgüsünü güçlükle ördükten sonra onu kendi eliyle kendi bozan kadınların misali gibi olursunuz. Zira biz mücahidlerin ülkesi ve Kur'an-il Kerim'in hafızlarının beldesinin böyle olmasını asla istemeyiz.

Ey Libya'daki ahalimiz ve ey Müslümanlar!

Hakikat şudur ki Hizb-ut Tahrir sizin için nasihat ediyor. Öyleyse Allah ve Resulünden yana olun ve Raşidi Hilafet devletini kurun ki hem dünyada hem ahirette izzet ve saadet bulasınız ve kazananlardan olasınız. İşte büyük kurtuluş budur, büyük kazanç budur. Demokrasi, sivil devlet ve laiklik adı altında kulların Rabbini değilde kulları hakem kılmak isteyen sömürgeci kafirlerin ve onların ajanlarının sözlerine sakın aldanmayın. Eğer böyle yaparsanız kaybedenlerden olursunuz. Yine onların yardım olarak verdikleri parlak vaatler sizi aldatmasın. Zira bu vaatler içi zehir dolu bala benzer. Bu ise dışı rahmet fakat içi azaptan ibarettir. Ayrıca sizin onların yardımlarına da ihtiyacınız yoktur. Çünkü sizin beldeniz servetlerle doludur. Zaten Allah beldenizi yer altı ve yer üstü bereketleriyle donatmıştır. Öyleyse Allah [Subhânehu ve Te'alâ] ile beraber olun ve O'ndan sakının ki Allah [Subhânehu ve Te'alâ] da size göklerin ve yerin bereketlerini versin.

Hizb-ut Tahrir ise hem sizin içinizde hem de sizinle beraberdir. Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'nın sizin düşmanınızı helak ettiğinden dolayı haykırdığınız zafer tekbirlerini hem dünyada Hilafet ve لا إله إلا الله محمد رسول الله sancağı altında zafer tekbirlerine hem de ahirette kurtuluş tekbirlerine dönüştürün. Zira ahiret Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'nın gölgesinden başka gölgenin olmadığı bir gündür. İşte ancak o zaman Allah [Subhânehu ve Te'alâ] size zaferi ve izzeti verecektir. Allah [Subhânehu ve Te'alâ] şöyle buyurmuştur:

قَالَ عَسَى رَبُّكُمْ أَنْ يُهْلِكَ عَدُوَّكُمْ وَيَسْتَخْلِفَكُمْ فِي الْأَرْضِ فَيَنْظُرَ كَيْفَ تَعْمَلُونَ -Musa- ‘Umulur ki Rabbiniz düşmanınızı helak eder ve onların yerine sizi yeryüzüne hakim kılar da nasıl hareket edeceğinize bakar' dedi A'raf 129

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir


H. 22 Zilka’de 1432
M.  Cuma, 21 Ekim 2011

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER