بسم الله الرحمن الرحيم
Beşar'ın Dördüncü Konuşmasının Ardından... Ey Suriye'deki Müslümanlar! Hak Üzere Sabit Kalınız Zira Bu Rejim, Bir Uçurumun Kenarında Çökmek Üzeredir
Tagut Beşar, halkına karşı en iğrenç bir şekilde işlediği katliamların üzerinden on ay geçmesinin ardından 10.01.2012 Salı günü Şam Üniversitesi'nde dördüncü konuşmasını yapmıştır. Nitekim bu konuşmada; aynı şeyleri tekrarlamış, krize dönük görüşünde ısrarcı olmuş, sınırsız bir şekilde içerisine düştüğü mücrim bir savaşın ortasında olduğunu ilan etmiş, insanların katledilmesini haklı çıkarmak için de dış komplolar, taifeci fitne, terörizmin vurulması ve reforma çağrı gibi aynı kelimeleri kullanmıştır... Daha tehlikeli olanı ise tehdit üzerine tehdit savurarak cürümlerinde ısrarcı olacağını göstermesidir. Zira o, şöyle demiştir: "Terörizmle anlaşma olmayacak, teröristler hafife alınmayacak, yabancılarla gizli anlaşma yapanlara hoşgörülü davranılmayacağı gibi onlara ödün de verilmeyecektir." Yine onun nazarında, güvenliğin tekrar geri gelmesi "ancak teröristlerin vurulmasıyla gerçekleşecektir." Halbuki onun, gizli anlaşma yapanlar ve teröristler olarak nitelendirdiği kimselerin, çocuğuyla, genciyle, yaşlısıyla, erkeğiyle, kadınıyla, işçisiyle ve eğitimlisiyle silahsız mümin Suriye halkının olduğu bilinmektedir... Zira Beşar onlardan, "sen zalimsin" dedikleri için intikam almaktadır!
Bu rejim, günden güne bir saat bile yaşamayı hak etmediğini kanıtlamaktadır. Zira o, halkına düşman bir rejim olup yaşamak için öldürmenin kaçınılmaz olduğu olgusu kafasında bir saplantı haline gelmiştir! Bunun için kendisini en ufak bir şekilde bile eleştirmemekte bilakis kendisini kuşatan çete üyelerinin baskısıyla başlayan katletme ve kesip koparma hususunda ısrarcı olduğu görünmektedir. Beşar'ı, bu düzeyde bir cürümü düşünmeye iten tek şey, başta Amerika ve onunla birlikte olan kuklaları olmak üzere tüm uluslararası desteğin olması, Arap-Resmi İslam'ın güçsüzlüğü, muhalefetin zayıflığı, dağılması ve sonrasında da İslam hakkındaki çelişkisi, Arap Birliği ile insanları katletmesi için rejime mühlet üzerine mühlet veren Amerikan kuklası Genel Sekreter'in gizli anlaşmalarıdır... Tüm bunlara rağmen o, Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'nın izniyle insanların dirençleri, sabırları ve tahammülleri nedeniyle Suriye'de olanları durdurmaya asla güç yetiremeyecektir! Bununla birlikte Beşar, katliamı artırmaktan başka bir çözüm de görmemektedir. Zira Beşar, yapmış olduğu konuşmasında, tek çözüm yolunun kesip koparmak olduğunu söylemektedir. Nitekim konuşmasında, bu kesip koparmak kelimesini tam on kez tekrarlamıştır.
Ey Resulün Şam'ında ve Hayırlı Şam'da Ayaklanan Müslümanlar!
Gerçekten sizler, bu facir rejime karşı koymakla tüm dünyaya en güzel örnek oldunuz ve eşi benzeri bulunmaz orijinal bir madeni ortaya çıkardınız. Şayet nefislerinizde dolup taşan Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'ya imanınız olmasaydı büyük küçük, kadın erkek bu şekilde bir araya gelebilir miydiniz? O halde kollarınız mübarek olsun! Vahşi ölüm makinesiyle karşı karşıya kalmanıza kadar bu mücrim rejimin hakikatini ortaya çıkaran duruşunuz, çığlıklarınız ve sebatınız mübarek olsun! O halde sebat gösteriniz! Zira bu rejim bir uçurumun kenarında olup Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'nın izniyle en kısa sürede çökecektir. O halde saflarınızı birleştiriniz ve "Allah'tan Başkasının Önünde Eğilmeyiz" şeklinde ahdettiğiniz sözünüze bağlı kalınız! Zira sizlerin de söylediği gibi sonuç, Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'nın izniyle sadıkların olacaktır. Çünkü "Siz Allah'a Nusret Verirseniz Allah da Size Nusret Verecektir." Nitekim Humus'ta yükselen çığlıklarınız sırasında söylediğiniz doğru sözlerden en güzel olanları şunlardır: "Nusreti, Obama'dan mı bekliyorsunuz? Nusreti, Erdoğan'dan mı bekliyorsunuz." Dolayısıyla sizler, imanın harekete geçirdiği o ateşli gırtlaklarınızla, "Allah Bize Yeter" diyerek kulak veren tüm dünyayı her defasında şaşkına çevirecek bir cevap verdiniz.
Ey Vaat Edilmiş Hilafet'in Merkezi Resulün Şam'ında ve Hayırlı Şam'da Ayaklanan Müslümanlar!
Mübarek Şam topraklarında, bu mücrim rejimin enkazı üzerine Raşidi Hilafet'in kurulması sizler için bulunmaz bir fırsattır. Bununla birlikte sizler, Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in Ahir zamanda mübarek topraklarınız üzerinde Hilafet'in kurulmasıyla ilgili vaadini gerçekleştirme şerefine nail olacaksınız. O halde ihlas ve imanla Hilafet'i talep etme ve onu ayaklanmanızın gayesi kılma hususunda Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'ya tevekkül ediniz. Hilafet'in kurulmasıyla birlikte hem kendinizi hem de ümmetinizi, gerek kafir Batı'nın hegemonyasından gerekse demokratik yönetim rejimlerinin vahimlerinden kurtarıp Hanif İslam'ın doğru çözümlerine kavuşturmuş olacaksınız. Aha işte size çok düşkün olan Hizb-ut Tahrir sizleri, metotların en doğrusu olan Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in metoduna göre çalışmaya davet etmektedir. Allah [Subhânehu ve Te'alâ], şöyle buyurmuştur:
قُلْ هَذِهِ سَبِيلِي أَدْعُو إِلَى اللَّهِ عَلَى بَصِيرَةٍ أَنَا وَمَنِ اتَّبَعَنِي وَسُبْحَانَ اللَّهِ وَمَا أَنَا مِنَ الْمُشْرِكِينَ "De ki: İşte bu, benim yolumdur. Ben ve bana tabi olanlar, basiret üzere Allah'a davet ederiz. Ben Allah'ı tesbih ederim ve ben müşriklerden de değilim." [Yûsuf 108]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
H. 16 Safer 1433
M. Çarşamba, 11 Ocak 2012