Cuma, 20 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Amerika, Doğrudan ve Dolaylı Müzakerelerde Otorite İle Dalga Geçerken Otorite Hayasızca, Utanmazca Aşağılanmış Zelil Bir Şekilde Boyun Eğmektedir!

Ortadoğu Dörtlüsü [ABD, AB, Rusya ve BM], 20.08.2010 Cuma günü Filistin Otoritesi ile Filistin işgalcisi Yahudi varlığı arasında doğrudan müzakerelerin başlamasını talep eden bir bildiri yayınladı. Yine aynı gün Amerikan Dışişleri Bakanı, 02.08.2010'da iki taraf arasında doğrudan müzakerelerin başlanmasına çağıran ve bunun da bir yıl içerisinde de sonuçlanmasını beklediğini belirten bir açıklamada bulundu! Mısır Cumhurbaşkanı ile Ürdün Kralını da müzakerelerin açılışına katılmaya davet etti. Çünkü bu ikisi Allah'ın, resulünün ve müminlerin düşmanı olan Yahudi devletinin büyükelçiliğine açıkça kucak açan iki devlettir! Clinton çağrısında açıkça müzakerelerin ön koşulsuz olacağını belirtti... Yani bu açıklamada defalarca "yerleşim birimlerinin kaldırılması yerine(!)" yerleşim birimlerinin durdurulması ve Yahudi devletinin 1967 işgalinin sona ermesini onaylaması şeklindeki iki şarttan sonra ancak doğrudan müzakerelere başlayacağını açıklayan Filistin Otoritesinin yüzsuyunu koruyan tek bir cümle dahi geçmemektedir. Böylece otorite çağrıda bulunduğu şeyleri bir çırpıda "yalayıp yuttu." Hatta otoritenin ayıbını örten bir incir yaprağı olarak gördüğü Ortadoğu Dörtlüsü'nün açıklamasında bile yerleşim birimlerinin durdurulması belirtilmemektedir. Bilakis her iki tarafı provokasyonları durdurmaya çağırmaktadır! Tüm bunlara rağmen otorite, muvafakat etmeye koştu!

Filistin Otoritesi, 1993'deki meşum Oslo Anlaşması'ndan bu yana Yahudi devleti ile olan müzakerelerin içerisine saplanmıştır. Bu uzun yıllar boyunca taviz üzerine taviz vermekten başka hiçbir şey elde edememiştir. Böylece müzakerelere katılanlar ve katılacak olanlar karşısında müzakerelerin yüzkarası ve utanç lekesi olmuştur.  Zira onlar, aralıksız taviz üzerine taviz vermekten bir an bile kendilerini alıkoyamamışlardır!

Bir kez alçalana, artık alçaklık vız gelir
Ölü olan birine hangi yara zarar verebilir?

Otorite, müzakerelerden bir şey elde etmek hayaliyle yıllar boyunca Amerika ile Ortadoğu Dörtlüsünün arkasından gitti. Bir önceki Amerikan Başkanı zamanında ayıpları ortaya çıkıp eli boş olarak geri dönünce belki yüzsuyunu koruyacak bir şeyler koparırım diye bir sonraki başkana övgüler yağdırdı... Ta ki Obama gelinceye kadar böyle sürüp gitti. Obama gelince Filistinli gurupların ve otoritenin gözlerini aldatıcı sözlerle boyarken Yahudi varlığı ise ondan silah, gıda... ve yerleşim birimlerini koparmayı kazandı! Buna rağmen onlar, Yahudilere baskı yapma hususunda Obama'nın ciddi olarak çalıştığını görmekteler ve baskı yapmadaki başarısızlığını ise güç yetirememesiyle gerekçelendirmekteler! Zira onlar, Yahudilerin Allah'ın ve müminlerin ipine sarılmadıkça kendilerine karşı koyamayacaklarını ve Allah ile olan bağlarının ise uzun zamandan beri koptuğunu anlayamadılar. Bunun içindir ki onlar, bugün olduğu gibi insanların ipine sımsıkı sarılmaya devam etmektedirler. Zira Amerika onların kuvvet ve yaşam nedenlerini genişletmektedir. Dolayısıyla Amerika, şiddetle onlardan bir şey talep etmiş olsa onlar bunu boyun eğerek yerine getireceklerdir! Doğrusu Amerika'nın yerleşim birimlerini durdurması için Yahudilere bilfiil baskı yaptığını Yahudilerin de buna aldırış etmediğini söylemek safdillikten ve akıl kıtlığından öte bir şey değildir.

Amerika mevcut durumunda tarafları müzakerelerle meşgul etmek dışında Filistin meselesine veya Ortadoğu meselesi denilen şeye önem vermemektedir. Böylece bölgenin sakinleşmesini sağlamakta ve içeride ekonomik kriz, dışarıda Afganistan ve onun uzantılarının olduğu öncelikli meseleleriyle meşgul olacağı sakin bir zaman kazanmaktadır. Hele ki Amerika'da bu yılın sonlarında yarı dönem seçimlerine gidilecek olması Yahudi varlığına fiili bir baskının yapılmamasını gerektirmektedir. Aksine müzakere kılıfı yoluyla daha fazla genişlemesi ve otoriteyi daha çok aşağılaması için Yahudi varlığına imkan verilmesini gerektirmektedir... Clinton'un açıklamasında bahsettiği bu bir yıllık süre bilakis daha fazlası Amerika sorunlarından kurtulmadan veya kurtulmak üzereyken tükenebilir. Sonra da ardından dikkatini ciddi olarak Ortadoğu meselesine verecektir!

Ey Otorite: Bizler ve tüm akıl sahipleri biliyoruz ki Ramallah'daki otoriteniz hatta Gazze'deki otorite Filistin işgalcisi Yahudi varlığını yok etmek diye bir düşünceye sahip değilsiniz. Bilakis sizlerin en fazla istediği şey 1967'de işgal edilmiş topraklardır ki o, bu topraklar bile kendi otoritesini tam olarak elde edemeyecektir... Evet, bizler bunların farkındayız. Çünkü Yahudi varlığını yok etmeyi ve Filistin'i İslam diyarına iade etmeyi işgal altındaki bir otorite yapamaz. Bilakis bunu yapmak Filistin fatihi Ömer [Radıyallahu Anh] ile onu haçlılardan kurtaran Salahaddin [Rahimehullah]'ın yaptığı gibi Allah yolunda savaşan ve hiçbir kınayıcının kınamasından korkmayan sadık mücahit bir komutanın liderliğindeki bir orduyu gerektirir.

Ancak en azından sizlerden kalbi olan ve kulak veren herkesin yapması gereken meseleyi, tanımaksızın veya müzakere etmeksizin Müslüman orduların içerisinde yanıp tutuşan meselenin adamları ve ehilleri gelinceye kadar kendi haline bırakmasıdır. Böylece onlar, Yahudilerin kalelerini yerle bir etsinler ve onlara hesap etmedikleri yerden geliversinler. Böylece de daha önce benzerlerinin başına gelenler onların da başına gelsin.

وَظَنُّوا أَنَّهُم مَّانِعَتُهُمْ حُصُونُهُم مِّنَ اللَّهِ فَأَتَاهُمُ اللَّهُ مِنْ حَيْثُ لَمْ يَحْتَسِبُوا وَقَذَفَ فِي قُلُوبِهِمُ الرُّعْبَ يُخْرِبُونَ بُيُوتَهُم بِأَيْدِيهِمْ وَأَيْدِي الْمُؤْمِنِينَ فَاعْتَبِرُوا يَا أُولِي الأَبْصَارِ "Onlar da kalelerinin, kendilerini Allah'tan koruyacağını sanmışlardı. Ama Allah (O'nun azabı), onlara hesap etmedikleri yerden geliverdi. Onların kalplerine öyle bir korku saldı ki; evlerini hem kendi elleriyle hem de müminlerin elleriyle harap ediyorlardı. Ey akıl sahipleri! İbret alın." [Haşr 2] Ardından da Filistin, daha önce Salahaddin'in ordusunun kılıçlarıyla İslam diyarına döndürüldüğü gibi yine bir bütün olarak Müslümanların ordularının kılıçlarıyla İslam diyarına döndürülmüş olsun.

Ey Otoritenin Adamları: Bizler otoritenin Amerika ile Yahudi varlığının kucaklarında gelişip büyüdüğünü bilmemize rağmen yine de sizlere muhlis sadıklar olarak çağrıda bulunuyoruz: İçinizde hiç aklı başında bir adam yok mu? Umulur ki vardır da müzakereler saçmalığını, tanıma hıyanetini, Amerika ve Yahudilere zelil bir şekilde bağlanmayı durdurabilir? İki gözü olan herkes için sabahın aydınlığı gibi ortaya çıkmıştır ki; Amerika, Ortadoğu Dörtlüsü ve Yahudilerin peşinde soluk soluğa kalmanın Filistin ve Filistin halkı için hayır veya biraz hayırla sonuçlanacağını iddia eden özür sahibinin hiçbir özrü ve hüccet sahibinin hiçbir hücceti kalmamıştır!      

Ey Filistinli Gurupların Adamları: Sizler, Filistin'i fetheden ve kurtaran o sadık mücahitlerin torunları değil misiniz? Sizler, kendilerine iki güzellikten birisi ulaşıncaya kadar Allah yolunda hakkıyla cihat eden o mücahitlerin torunları değil misiniz? Sizler, her bir karışı şehit kanı ile sulanmış veya mücahitlerin atlarının ayak tozlarına bulanmış mübarek tayyip beldenin halkı olan Filistin halkı değil misiniz? Sizler, etrafındaki saldırganların kılıçlarını paramparça ederek onları boynu bükük olarak gerisin geriye gönderen bu azim beldenin halkı değil misiniz? O halde Filistin'in genelini Yahudiler lehine onaylamayı ve Filistin'in bazısının bazısı üzerinde onlarla müzakere etmeyi nasıl kabul edebilirsiniz?! Sizler için geçmişte ders ve ibret vardır. Akıllı bir kimse dalaletinde ısrar eden ve vehimler içerisinde boğulan kimse değil ders ve ibret alıp doğru yolu bulan kimsedir! Şüphesiz müzakereler ne aç bırakır ne de doyurur. Bilakis müzakereler, ülkeyi ve insanları yok etmenin yolu olduğu gibi dünyada rezilliğe ve ahirette azaba giden bir yoldur. Zaten bu müzakerelerin, mümin hakkında ne bir zimmet ne de bir ahit gözetmeyen Amerika'nın gözetiminde yürümesi otorite için zillet ve aşağılanma olarak yeterde artar bile!

Ey Müslümanlar! Ey Müslümanların Orduları!

Hizb-ut Tahrir, Yahudi varlığını yok etmede sizlere liderlik edecek ve Filistin'i bir bütün olarak İslam diyarına döndürecek muhlis bir yönetici olan raşid Halifeyi çıkarmanız için sizlerin azmini bilemektedir. O halde haydi uykunuzdan uyanınız, dinlenmeyi bırakınız, gayret ediniz, Raşidi Hilafeti geri getirmesi ve Resul [SallAllahu Aleyhi ve sellem]'in şu hadisini gerçekleştirmesi amacıyla Hizb-ut Tahrir'e nusret vermek için çalışınız:

...تُقَاتِلُونَ الْيَهُودَ حَتَّى يَخْتَبِيَ أَحَدُهُمْ وَرَاءَ الْحَجَرِ فَيَقُولُ يَا عَبْدَ اللَّهِ هَذَا يَهُودِيٌّ وَرَائِي فَاقْتُلْهُ "...Yahudilerle savaşacaksınız. Hatta onlardan biri taşın arkasına saklanacak da taş diyecek ki: "Ey Allah'ın kulu arkamda bir Yahudi var gel onu öldür." [Muttefekun Alyh/Lafız el-Buhari'ye ait] Bu hadis, Yahudilerin kalbini saran korkunun boyutuna delalet etmektedir.

Hizb-ut Tahrir, alarm zilini çalmaktadır. Zira Filistin, İslam beldelerinin kalbidir. İşte Filistin, Amerika'nın ve Ortadoğu Dörtlüsü'nün yazdığı başrollerini Yahudi varlığı ile Filistinli gurupların oynadığı, imza atma görevini ise Allah'tan, resulünden ve müminlerden utanmayan otoritenin üstlendiği, hepsi olmasa da Filistin'in genelinin Yahudilere teslim edildiği müzakere senaryosuna göre ucuz bir bedele hatta bedelsiz olarak aşamalı bir şekilde satılmaktadır. Tüm bunlar ise sizlerin gözü önünde olduğu halde sizler buna sessiz kalmaktasınız ve bu Allah katında büyük bir günah olduğu halde sizler bunu hafife almaktasınız ey Müslümanlar!

Ey Müslümanlar: Filistin, ordularınızı müzakereci elleri koparmak, ülkeyi ve halkını kurtarmak üzere harekete geçirmeniz için sizlere haykırmakta ve sizlerden imdat dilemektedir. O halde icabet edip kurtulanlardan mı olacaksınız yoksa yüz çevirip zalimler ve hain döneklerle birlikte azaba uğrayanlardan mı olacaksınız?

 

وَاتَّقُوا فِتْنَةً لاَ تُصِيبَنَّ الَّذِينَ ظَلَمُوا مِنْكُمْ خَاصَّةً وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ "Öyle bir fitneden sakının ki içinizden yalnızca zulmedenlere isabet etmekle kalmaz. Bilin ki Allah'ın azabı çetindir." [el-Enfâl 25]

 

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir


H. 12 Ramazan 1431
M.  Pazar, 22 Ağustos 2010

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER