بسم الله الرحمن الرحيم
Cumhurbaşkanlığından Sonra... Lübnan’da ABD Hükümeti
28 Aralık 2016 günü başbakan Saad Hariri tarafından kurulan Lübnan hükümeti, hükümet programının tartışıldığı özel oturumun ikinci günü meclisten güvenoyu aldı. Meclisteki güven oylamasında 87 milletvekili Hariri hükümeti lehine, 4 vekil ise karşı oy kullandı. Bir milletvekili ise çekimser kaldı. [28.12.2016 El Arabiya]
Böylelikle Lübnan’da Amerikan hegemonyası iyice perçinlemiş oldu. 31 Ekim 2016 günü İran partisi, müttefiki Michel Avn’ı Cumhurbaşkanı yaptıktan sonra şimdi de Amerika’nın bölgesel kuklaları Suudi Arabistan ve İran gözetiminde hükümete güvenoyu verdi.
Bu uzlaşı hükümetinin kuruluşuna bakıldığında, Amerika’nın Lübnan’daki kuklalarının Savunma, Dışişleri, İçişleri, Adalet ve Maliye gibi hassas bakanlıkları ele geçirdikleri görülür. Geri kalan kıytırık bakanlıklar ise iç çekişmelere bırakıldı. Politik giysili geleneksel milis liderler, geride kalan kırıntıları yağmalamak ve seçim amacıyla bu kıytırık bakanlıklarda birbirleriyle çekişiyorlar. Hatta onlardan biri utanmadan şu sözleri sarf etti: “Bunlar, içi boş bakanlıklar ve makbul görmezler” Bu söz, bu ülkede siyaset yapanların bakanlıklara bakışını yansıtmaktadır. Bu milis liderler ve onların siyasi icraatları, menfaatçi milisçe icraatlardır. İnsanların sorun ve dertlerini gözetmek bir yana çıkarlarını gütmek gibi bir amaçları da yok!
Lübnan’ın bölgesel fonksiyon ve misyonu, Amerika tarafından belirlenmektedir. Lübnan’da orantılı bir şekilde Amerikan nüfuzu ile çekişebilecek şu an hiçbir devlet yok. Amerika’nın Lübnan’a bakışı, Arap devrimleri, özellikle Suriye devriminden sonra iyice barizleşti. Bu bakış iki konuda kendini gösteriyor:
Birincisi: Lübnan, İran partisinin en önemli askeri üssüdür. Amerika, sömürgeciliğin bir maşası olmayı yeğleyen bu partiyi yandaşı İran üzerinden dilediği zaman Yemen ve Irak bölgesinde kullanmaktadır. Suriye’de oynadığı önemli ve kanlı rol herkesçe malum, özellikle Halep kentinin tesliminden sonra yaşananlar ortada. Allah ve Rasûl’ünden, Müslümanlardan utanmadan İslam ve Müslümanlar düşmanı Rusya ile açıkça ittifak kurmuş, perde arkasından da Amerika önderliğinde Halep halkı ve devrimcilerine karşı işlenen katliam, hakaret ve sürgün politikalarında etkin bir şekilde yer almıştır. “Direniş” mihveri himayesindeki Yahudi varlığı da ona göz yummuştur!
İkincisi: Lübnanlı Müslümanlar çevrelerinden koparmak ve Şam’daki kardeşlerinin yardımına koşmaktan onları alıkoymak. Bu koparma işlevini üstlenen Lübnan rejimi, terör ve benzeri kopyala yapıştır suçlamalarla, “iletişim belgeleri” gibi uyduruk bahanelerle Müslümanları keyfince gözaltına alıyor. Güvenlik güçleri bu belgelere dayanarak hâlâ Müslüman gençleri gözaltına almaktadır.
İşte Amerikan bakışına göre hazırlanan hükümet programında, Suriye’deki faşist rejimi destekleyen İran partisinin eylemleri ya da Suriye devrimi sempatizanlarına karşı izlenen keyfi politikalarla ilgili en ufak bir ifade yer almamaktadır. Dolayısıyla Amerika ve onun Lübnan ve bölgedeki ajanlarının konvoyuna binen uzlaşı hükümeti, Amerikan politikasını aynen sürdürecektir.
Ey Lübnan halkı!
Şu anki haliyle Lübnan, sömürge ülkelerine bağlı bir varlık gibidir. Egemen ve bağımsız değildir. Gerçek anlamda bir devlet de diyemeyiz. Yabancı talimatları uygulayan bir yönetim şeklidir. Büyükelçilikler, hayır daha doğrusu tek bir büyükelçilik yönetimidir. Yani Amerikan sefaretinin ve yandaş bölgesel ülkelerin iktidarıdır.
Ey Lübnan halkı!
Bu hükümet gerçeğinin artık farkına varın. Bu hükümet, Amerikan ajandasına göre hareket etmek üzere kurgulanmıştır. Kurulan bu uzlaşı hükümeti, bölgedeki ABD sömürge politikasının ulaştığı aşama ile de uyumludur. Bu zilletin bugünümüze damga vurmasına ve yarının tarih sayfalarına işlenmesini de kabul etmeyin. Çünkü Allah’ın izniyle sömürgecilik ve piyonları yok olacaktır. Geride Şam ve İslam dünyası ile olan bağlantınız kalacaktır. İslam dünyası, Allah’ın izniyle, en kısa zamanda Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devleti altında tek bir varlıkta birleşecektir...
Ey Lübnan Müslümanları!
“Sünni” ve “Şii’siyle” sizler, ellerini kardeşlerinizin kanına bulayanlardan beri olduğunuzu ilan edin. Sakın aranızda tefrika naraları atanlara kanmayın. İran partisi gibileri, Müslümanların vahdetinden yana olduklarını iddia etseler de aslında bölücülükten besleniyorlar. İran partisi, Suriye’ye girerek Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Ehli Beyt sevdası kisvesiyle yandaşlarına kindar mezhepçiliği aşılamıştır. Hâlbuki Ehli Beyt, bütün Müslümanların Ehli Beytidir. Ehli Beyt, İran partisi ve onun eylemlerinden beridir. Dolayısıyla bir parti veya hareket ya da grup, Müslümanlar ve Suriye halkı hakkında hiçbir ahit ve zimmet gözetmeyen İran partisi ile doğrudan veya dolaylı olarak varsa irtibatını koparmak zorundadır...
Öğüt olarak size Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu sözlerini hatırlatıyoruz:
وَمِنَ النَّاسِ مَن يَتَّخِذُ مِن دُونِ اللَّهِ أَندَاداً يُحِبُّونَهُمْ كَحُبِّ اللَّهِ وَالَّذِينَ آمَنُواْ أَشَدُّ حُبّاً لِّلَّهِ وَلَوْ يَرَى الَّذِينَ ظَلَمُواْ إِذْ يَرَوْنَ الْعَذَابَ أَنَّ الْقُوَّةَ لِلَّهِ جَمِيعاً وَأَنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعَذَابِ إِذْ تَبَرَّأَ الَّذِينَ اتُّبِعُواْ مِنَ الَّذِينَ اتَّبَعُواْ وَرَأَوُاْ الْعَذَابَ وَتَقَطَّعَتْ بِهِمُ الأَسْبَابُ “İnsanlardan bazıları Allah’tan başkasını Allah’a denk tanrılar edinir de onları Allah’ı sever gibi severler. İman edenlerin Allah’a olan sevgileri ise çok daha fazladır. Keşke zalimler azabı gördükleri zaman bütün kuvvetin Allah’a ait olduğunu ve Allah’ın azabının çok şiddetli olduğunu önceden anlayabilselerdi. İşte o zaman kendilerine uyulup arkalarından gidilenler, uyanlardan hızla uzaklaşırlar ve azabı görmüş, nihayet aralarındaki bağlar kopup parçalanmıştır. (Kötülere) uyanlar şöyle derler: Ah, keşke bir daha dünyaya geri gitmemiz mümkün olsaydı da, şimdi onların bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsaydık! Böylece Allah onlara, işlerini, pişmanlık ve üzüntü kaynağı olarak gösterir ve onlar artık ateşten çıkamazlar.” [Bakara 165-167]
Ey Müslümanlar! Büyük günün sahnesinden sakının.
إِنَّ هَذِهِ تَذْكِرَةٌ فَمَن شَاء اتَّخَذَ إِلَى رَبِّهِ سَبِيلاً“Şüphesiz ki bu bir öğüttür. Artık dileyen Rabbine bir yol tutar.”[İnsan 29]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Lübnan Vilâyeti
H. 1 Rabi’-ul Âhir 1438
M. Cuma, 30 Aralık 2016
Resim Galerisi
https://hizb-ut-tahrir.info/tr/index.php/beyan/l%C3%BCbnan/8268.html#sigProId680bbd34a8