Dünyadaki Müslümanlar, aileleri ile birlikte sevinçle bayramı kutlamaya hazırlanırken, Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti gençleri sefil cezaevi koşullarında çürümeye terk edildiler. Yargılamayı bekliyorlar. Defalarca kefaletle serbest bırakılmaları reddedildi. Bazı davalardaki gençler, rejimin haydutları tarafından 2014 Aralık ayına uzanan bir süreçte tutuklandı. Son zamanlarda rejim, mahkemelerde oyalama taktiklerini güdüyor. Pakistan’ı Koruma Yasası yargıcı, bu yersiz oyalamalara açıklık getirmek amacıyla Lahor Yüksek Mahkemesi’ne çağrıldı. Yargıç, bütün bu süre içinde rejimin kendisinin ​​güvenliğini sağlayamadığını, bir ofis tahsis etmediğini ve gerekli koşullar hazırlanmadığı için de tam kapasite ile çalışamadığını ifade etti. Yargıç, rejim ile açıkça alay ettiği halde mahkeme yine de gençlerin kefaletle serbest kalmalarını reddetmek konusunda ısrar etmektedir. Yargıda bir deyim olduğunu bilmiyorlar mı? Gecikmiş adalet, adalet sayılmaz.

Açıkçası rejim, yargıda öyle aşağılık yardakçılar oluşturdu ki Ramazan ayı içinde veya dışında Allah’tan hiç korkmuyorlar. Böyle yardakçılar herhalde şunu unutuyorlar ya da unutmuş gibi gözüküyorlar. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem bir kediyi hapsettiği için bir kadının cehenneme gireceğini söyledi. Dolayısıyla Allah’ın dinine çağıran sadık kulların serbest bırakılmasını reddedenlerin durumu kim bilir ne olacak? Bu yardakçılar, doğrudan gençlerin özgürlüklerini reddettikleri için günahkâr olmak yanı sıra aynı zamanda Allah’ın indirdiğinden başkası ile de hükmediyorlar. Dolayısıyla tıpkı azgın Firavun’un yardımcıları gibi İslam’a baskı uygulayan askeri ve siyasi liderlik içindeki hainler ile aynı mezarı paylaşıyorlar.

Rejimi ve ona yardımcı olarak kendilerini çok ucuza satanları uyarıyoruz. Yakında kurulacak Hilâfet, zulmünüzü cezasız bırakmayacaktır. Ayrıca biz, Allah’ın samimi kullarının gazabına nail olmaktan doğacak ciddi sonuçlardan da sakındırıyoruz. Oruçlu iken onların aileleri ve çocukları tarafından yapılan duayı Allah Subhânehu ve Teâlâ geri çevirmeyecektir. Zira Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

اتق دعوة المظلوم فإنها ليس بينها وبين الله حجاب“Mazlumun duasından sakının. Zira onun duası ile Allah arasında hiçbir perde yoktur.” ^[Buhari]

Ey Pakistanlı Müslümanlar! Rejimin oyalama taktikleri, bize Hindistan Kıtası’nda İngiliz işgal günlerini hatırlatıyor. Asil ve dik duruşlu atalarımız, İslam’a bağlılıklarını yüzünden acımasız yasalar uyarınca gözaltına alındılar. Zalimane cezalandırmanın farklı bir türü olarak gerekçesiz yere duruşmaları defalarca ertelendi. Rejim, körü körüne sömürgeci Amerikalılara itaat ediyor. İslam’ın emir ve yasaklarını hiçe sayarak halkı aşağılıyor.

Ey Pakistan silahlı kuvvetleri! Rahil-Navaz rejimi, İngiliz yönetimini sonlandırmak için büyük fedakârlıklar sonrası İslam adına kurulmuş bir devlette Hilafet davetçilerine baskı uyguluyor. Gözlerinizin önünde rejim, ümmetin İslam ile yönetilme hakkını zorla reddediyor. Gasp edilen otoriteyi Müslümanlara sadece siz geri verebilirsiniz. Çünkü rejim, sizi gücünüzle var olur. Pakistan’a Hilafeti geri getirmek için Hizb-ut Tahrir’e nusret vererek rejimi sona erdirmek şimdi sizin üzerinize farzdır. Ancak o zaman polis devleti ve zorbalığın sonunu görebilir, İslam Hilafet Devletinin kuruluşuna tanık olabiliriz. Zira Ahmed Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’inşöyle buyurduğunu rivayet etti:

ثُمَّ تَكُونُ مُلْكًا جَبْرِيَّةً فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ ثُمَّ سَكَتَ“Sonra ceberut saltanat olacaktır. Allah’ın olmasını dilediği kadar olacaktır. Sonra kaldırmak istediğinde de kaldıracaktır. Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır. Sonra sustu.” Ümmet sizin kararlı adımlarınızı bekliyor, bu yüzden ne zaman cevap vereceksiniz?