Salı, 03 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/05
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Ey Tunuslu Müslümanlar! İslam’dan Başka Kurtuluş Yoktur

Ey değerli Tunus halkı! Vahşi kapitalist sistem altında yaşadığınız sefalet, mutsuzluk ve geçim sıkıntısından ötürü üzgünüz. Fiyatlar keskin bir şekilde yükseldikten sonra ya günlük asgari ihtiyaçlarınızı karşılamanın derdine düştünüz ya da nimetlerinizi ve servetinizi yağmalayan Batının kırıntılarının peşinden gitmek için ülkeden göç ettiniz, denizin engin dalgalarında boğuldunuz veya kendinizi hayatın bilinmezleri labirenti içerisinde buldunuz. Oysa devasa fıkhı zenginliğe sahipsiniz. Allah, güzel memleketimize bol nimetler ve gizli hazineler bahşetmiştir. Ancak siyasî sınıf (yöneticiler ve muhalefet), kâfirler için aleyhimize bir yol vermekten başka bir şey yapmadılar. Batılı ülkelerin büyükelçiliklerine, örgütlerine ve yağmacı şirketlerine boyun eğdiler. İslam’ı yönetimden ve yasamadan dışladılar. Yozlaşma, geri kalmışlık, siyasi bağımlılık, boğucu ekonomik, sosyal ve ahlaki kriz çamurunda debelenmemizi sağlayan insan yapımı anayasaları bize dayattılar. Birinci, ikinci veya üçüncü cumhuriyetin anayasası arasında hiçbir fark yoktur. Bu anayasaların hepsi, Allah’ın indirdiklerinden başkasıyla yöneten insan yapımı anayasalardır. İnancımızı, kültürümüzü ve kimliğimizi hedef alan Batı hegemonyasını ve sömürgeci projeleri yerleştiriyorlar. Ülkeyi, halkı ve zenginlikleri, sömürgeci kâfir ve başta IMF olmak üzere uluslararası kurumlara ipotek ediyorlar. IMF, başımıza belalar gelmesini bekliyor ve ipini boynumuza geçirmek üzere.

Ey Zeytune ülkesinin Müslümanları!

إِنَّهُ لَا يَيْأَسُ مِن رَّوْحِ اللَّهِ إِلَّا الْقَوْمُ الْكَافِرُونَ Doğrusu kafirlerden başkası Allah’ın rahmetinden ümidini kesmez.[Yusuf 87] Bu büyük sömürgeci sinsiliğe, zararlı yöneticilerin ihanetine rağmen sömürgeciliğin pençesinden kurtulmamız ve Allah’ın bizim için seçip beğendiği liderlik ve önderlik mertebesine ulaşmamız, göz açıp kapamak kadar kolay ve yakındır. Yeter ki sömürgecilik iplerini bırakalım, Allah’ın sağlam ipine sımsıkı sarılalım ve âlemlerin Rabbinin Şeriatına uyalım. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَأَن لَّوِ اسْتَقَامُوا عَلَى الطَّرِيقَةِ لَأَسْقَيْنَاهُم مَّاءً غَدَقاً Şayet doğru yolda gitselerdi, bu hususta kendilerini denememiz için onlara bol su verirdik.[Cin 16]

Ey sevgili Tunus halkı! Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti size şunları hatırlatıyor:

1- Yüce İslam, hayattan kopuk ruhani bir din değildir, aksine kendisinden bir sistemin fışkırdığı bir akidesi var. O akide, insan gerçeğini belirliyor, Cenabı Hakk’ın bir mahlûku olduğunu, öleceğini ve hesap vermek üzere Rabbine döndürüleceğini bildiriyor. Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem Allah tarafından vahiy ile yol gösterici, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderilmiştir. O’na indirilenlerde, hayatın tüm yönlerini düzenleyen kapsamlı bir sistem vardır. Bu akideden yönetim, ekonomi, ceza hukuku, dış politika vb. hususları düzenleyen kapsamlı hayat sistemleri doğmuştur. Biz, kıyamet kopuncaya kadar bu akideye başvurmakla yükümlüyüz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَمَا اخْتَلَفْتُمْ فِيهِ مِن شَيْءٍ فَحُكْمُهُ إِلَى اللَّهِ Hakkında ayrılığa düştüğünüz herhangi bir şeyin hükmü Allaha aittir.”[Şura 10] Başkasına başvurmak şeran haramdır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ بِمَا أَنزَلَ اللَّهُ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ “Allahın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir.” [Maide 44]

2- İslam yönetim sistemi, mevkilere ulaşmak için manevra yapmak ve halkı kandırmak temeline dayalı değildir, güdüm esasına dayalıdır. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

كُلُّكُمْ رَاعٍ وَكُلُّكُمْ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ؛ فَالْإِمَامُ الَّذِي عَلَى النَّاسِ رَاعٍ وَهُوَ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ Hepiniz çobansınız ve her biriniz kendi güttüklerinden sorumludur. Emir insanların çobanıdır ve güttüklerinden sorumludur.[Müslim] Allah bu güdümü Halifeye özgü kıldı. İnsanlar, Rablerinin Şeriatını uygulaması ve o Şeriata göre kendilerini gütmesi için Halifeye biat ederler. Halife, kaprisine göre bir kararname yayınlayamaz ya da bir çıkar peşinde koşmak için bir yasa çıkaramaz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَأَنِ احْكُم بَيْنَهُم بِمَا أَنزَلَ اللَّهُ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ Aralarında, Allahın indirdiği ile hükmet. Onların arzularına uyma.[Maide 49] Halife, dilediği gibi, para ve nüfuz sahiplerinin ya da kötü dostların kaprislerine göre yönetme özgürlüğüne sahip değildir, aksine kıyamet günü hesap verecektir. Allah Subhânehu ve Teâlâ Müslüman bireylere ve gruplara Halifenin muhasebesini farz kılmıştır. Halifeyi heveslerine ve çıkarlarına göre değil, İslam’a göre muhasebe ederler.

3- İslam, ekonomi politikasını açıklamış, toplumdaki hastalığın kaynağına parmak basmış ve onu tedavi etmiştir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

كَيْ لَا يَكُونَ دُولَةً بَيْنَ الْأَغْنِيَاءِ مِنْكُمْ Ta ki içinizdeki zenginler arasında elden ele dolaşan bir devlet olmasın.[Haşr 7] Paranın toplumda küçük bir grubun elinde toplanmasını engelleyen hükümler getirmiştir. İslam, tebaadaki her bireyin barınma, yiyecek, giyecek, sağlık, eğitim ve güvenlik gibi temel ihtiyaçlarını güvence altına almıştır. Allah Subhânehu ve Teâlâ, zekâtı farz kılmış, faizi yasaklamıştır. Zenginlerin ekonomik projelere yatırım yapmalarını sağlamak, ekonomi çarkının doğal döngüsünde dönmesinin güvence altına almak için para biriktirmeyi haram kılmıştır. Bu, gerçek para yaratacak, enflasyon ve işsizlik gibi ekonomik krizlerin ortaya çıkmasını engelleyecektir. İslam, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in hadisinde zikredildiği gibi, gaz, petrol, fosfat, mineraller gibi yeraltı zenginliklerini bütün Müslümanlara ait kamu malı kılmıştır.

المسلِمونَ شُركاءُ في ثلاثٍ ، في الكَلَإِ ، والماءِ ، والنَّارِ“İnsanlar üç şeyde ortaktırlar: Su, mera ve ateş.” Halifeye, kamu malının aslına sahip olma hakkı vermedi. Böylece İslam, kim olursa olsun, Allah’ın insanlara ait kıldığı malların yağmalanmasını yasakladı. Ayrıca yağmacı sömürgeci şirketlerine imtiyazlar verilemez ve halkımız bu mallardan mahrum bırakılamaz. İslam, ülkenin ve insanların kalkınması için arazinin işlenmesi ve ölü arazilerin canlandırılması için hükümler getirmiştir.

4- Dış politikaya gelince, İslam, İslam davetini taşımayı dış politikanın etrafında döndüğü eksen haline getirdi. Devletin, diğer tüm devletlerle ilişkisi İslam davetini taşıma üzerine kuruludur.

Ey Tunus halkı! Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti olarak biz, sömürgecilik ve onun yerel araçlarını kökünden kazımaya, laik kapitalist sistemden vazgeçmeye, İslam sistemini ve onun uygarlık projesini Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafette uygulamaya çağırıyoruz. Şu anda içerisinde bulunduğunuz durum ile sizi çağırdığımız durum arasındaki büyük bir fark vardır. Ama sizi çağırdığımız şeye geçiş, Allah’ın kolaylık verdiği, şartını yerine getirenler, niyeti Allah’a has kılanlar, güzel tevekkül edenler ve Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in yoluna uygun olarak bozuk vakayı değiştirmek için çalışan kimseler için çok kolaydır. İşlerin sonucu Allah’a aittir Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

الَّذِينَ إِن مَّكَّنَّاهُمْ فِي الْأَرْضِ أَقَامُوا الصَّلَاةَ وَآتَوُا الزَّكَاةَ وَأَمَرُوا بِالْمَعْرُوفِ وَنَهَوْا عَنِ الْمُنكَرِ وَلِلَّهِ عَاقِبَةُ الْأُمُورِ Onlar ki, eğer kendilerine yeryüzünde iktidar verirsek namazı kılar, zekâtı verirler, iyiliği emreder ve kötülükten nehyederler. İşlerin sonu Allah’a varır.[Hac 41]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Tunus Vilayeti


H. 26 Safer 1444
M.  Perşembe, 22 Eylül 2022

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER